Bugun...


AKİF EMRE: Bahçesaray'ı Kurtaran Şair Puşkin
Eğer Puşkin bu çeşmeye bizim kullandığımız gibi Gözyaşı Çeşmesi deseydi şiirinde Bahçesaray ismi yaşamayacaktı muhtemelen. Bahçesaray çeşmesi şiiri bir şehri kurtarmıştı.

facebook-paylas
Tarih: 09-10-2017 20:19
AKİF EMRE: Bahçesaray'ı Kurtaran Şair Puşkin

NİSAN 1999, İSTANBUL

Haziran ayı Puşkin'in 200. doğum yılı, onunla ilgili bir şeyler yazmayı düşünüyorum" diyen Mustafa Yürekli elindeki dosyada topladığı malzemeleri gösteriyor. Evet haziran ayında Puşkin'le ilgili bir şeyler yapmalı gibi bir şeyler mırıldanıyorum. Özellikle Puşkin'in Doğu'ya ilişkin yaklaşımları ilgisini çekiyor Yürekli'nin. Ben de çok önceden Alim Kahraman'ın büyük Rus şairiyle ilgili bir çalışmasının olduğunu, istifade edebileceğini söylüyorum.

 

1997, BAHÇESARAY

Her ne kadar Kırım Tatarları kendi aralarında konuşurken sürüldükleri köylerinin, kasabalarının, şehirlerinin ismini atalarından duydukları gibi söyleseler de durum çok farklı. Kırım'da iki dünya var: Biri Çarlık Rusyası'ndan devraldığı geleneğin daha katı mirasçısı Stalinist yöntemlerin çizdiği hayat tablosu. Diğeri, gizli ve derinlerde kalmış, Kırım'ın gerçek sahibi olmanın, sürgünde ev sahipliği gibi bir ruh haline bürünen Kırım Tatarları'nın dünyası... Birinde yer isimleri tümüyle Rusça'dır. Hayatın görünen yüzüne Ruslar hakimdir.

Sovyet sonrası dönemin yorgunluğunu atmak istercesine evlerinin önündeki yeşilliklerin altında hep otururken gördüğüm emekli Ruslar'ın hayatı... Bir Slav hüznü çökmüştü sanki ruhlarına. Sabah erkenden, daha güneş henüz doğmamışken oturur bulduğum suskun Ruslar'ı, gece yorgun argın eve döndüğümüzde de hep aynı yerde, sayıları da fazla değişmeden oturur bulmak beni şaşırtıyor.

Bir de Kırım Tatarları'nın hayatı var. Öz yurtlarında yaşadıkları sürgün hayatı bu aslında. Elli yıl önce sürüldükleri yurtlarına dönerken ikinci bir sürgün hayatını göze alma cesaretini gösterdiler. Köylerinin, şehirlerinin isimleri bile değişmiştir artık. Aşina oldukları o kadar az şey kalmış ki geriye. Ayakta kalan cami bile yok neredeyse. Ancak bir zamanlar sürüldükleri şehirlerinin girişlerinde kendi elleriyle inşa ettikleri yeni yerleşim birimlerinde tutunmaya çalışıyorlar.

Konuşmalarında ismi geçen yer isimleriyle bir yeri bulmanız mümkün değil, eğer buraları bilmiyorsanız. Onlar içlerinde Akmescid'i, Bahçesaray'ı yaşatmaya devam ediyorlar.

İsimler konusunda tek istisna Bahçesaray'dır. Kırım giraylarının başkenti Bahçesaray... Yemyeşil vadinin içine kurulmuş Bahçesaray'ın görkemini hatırlatan ayakta kalan tek eser de Han Saray...

Puşkin, Han Saray'da sürgün hayatı yaşarken yazdığı şiirin bu şehre, en azından isim düzeyinde olsun özgürlüğünü bahşedeceğinin farkında mıydı acaba? Modern Rus edebiyatının temellerini atan, yüz hatlarında belirgin Afrikalı çizgiler taşıyan büyük şairin Han Saray'daki büstüne bakarken bunlar aklıma geliyor.

Eğer Puşkin, Bahçesaray Çeşmesi'ni kaleme almasaydı Bahçesaray'ın ismi de değişmiş olacaktı. Bugün Kırım'da ismi değiştirilmeyen tek şehir Bahçesaray Kırım Hanlığı'nın payitahtının düşmesinden çok kısa süre sonra sürgün hayatı yaşadığı Bahçesaray'da, kaldığı ve mobilyasıyla hâlâ korunan çalışma odasındaki atmosferin onun Kur'an'a ilişkin kaleme aldıklarını etkilememiş olması mümkün mü? Hâlâ ayakta kalan camileriyle yitik bir medeniyetin izlerini sunan Bahçesaray o zaman kimbilir ne kadar etkileyiciydi. Han Saray'ın penceresinden vadiye hakim tepelere bakarken Rusya içlerine akın düzenleyen Tatar süvarilerin atlarının yelelerinin rüzgarda uçuşunu görmüş olmalı geçmiş zaman izleri olarak. Bunu hissettiği şiirlerinde ne kadar belli.

Kırım Tatarları yenilmişti ama asildiler. Puşkin de çara isyan etmiş biri olarak yenik ve sürgün hayatı yaşıyordu ama o hâlâ şairdi. Gözyaşı Çeşmesi'nin Osmanlıca kitabesini sökmeye çalışırken bir yandan da Ruslar'ın sonradan yerleştirdikleri Puşkin büstüne dikkatlice bakıyor, onun bir Rus'tan çok bir Afrikalı'yı andıran yüz hatlarını inceliyorum. Puşkin burada, Gözyaşı Çeşmesi'nin önünde kendi geçmişinin izlerini arıyordu gerçekte. Tıpkı bizim gibi... Eğer Puşkin bu çeşmeye bizim kullandığımız gibi Gözyaşı Çeşmesi deseydi şiirinde Bahçesaray ismi yaşamayacaktı muhtemelen. Bahçesaray çeşmesi şiiri bir şehri kurtarmıştı.Ruslar adına bir asalet örneği sayılmalı yine de. Şiire saygı anlamında bir asalet. Puşkin'in şiirinde ismi geçtiği için Bahçesaray'ın ismini değiştirmemek gibi bir Rus inceliği.

 

Yeni Şafak,  6 Haziran 1999 Pazar






YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
YUKARI