Bugun...


İBRAHİM ETHEM GÖREN: Bir sergiden fazlası… Kudüs: Ey Hüzünler Şehri!
İbrahim Ethem Gören, Kudüs’ün barış ve esenlik yurdu olarak kalmasına sanat eliyle katkı üretme gayesine matuf olarak Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi’nde düzenlenen “Kudüs: Ey Hüzünler Şehri” sergisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu..

facebook-paylas
Tarih: 14-01-2018 22:11
İBRAHİM ETHEM GÖREN: Bir sergiden fazlası… Kudüs: Ey Hüzünler Şehri!

Beyoğlu Belediyesi, Ümmet-i Muhammed’in kanayan yaralarından Kudüs’ün barış ve esenlik yurdu olarak kalmasına sanat eliyle katkı üretme gayesine matuf olarak “Kudüs: Ey Hüzünler Şehri” sergisine ev sahipliği yapıyor. 

Fotoğraf sanatçısı Süleyman Gündüz’ün çalışmalarıyla şekillenen sergi 21 Aralık Cuma günü Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Söyleşi ve sergiden müteşekkil söz konusu etkinliğe katılarak okumakta olduğunuz değerlendirme yazısını kaleme aldık. 

SÜLEYMAN GÜNDÜZ GÖNÜL DİLİNİ FOTOĞRAF KARELERİNE YANSITIYOR 

Süleyman Gündüz’ün sergisinde içinden Kudüs ve hüzün geçen 20 fotoğraf yer alıyor. Gündüz, Kudüs’ü, özlemlerini, insanlarını, uhrevi atmosferini ve dahi Kudüs’ü özlediği şekliyle fotoğraf karelerine yansıtmış.

Sanatkâr, Müslümanların hâkimiyet dönemlerinde olduğu gibi Kudüs’ü bütün dinlerin özgürce, barış içinde bir arada olabildikleri bir şehir olarak görmek istiyor. Bu cümleden olarak Süleyman Gündüz gönül dilini fotoğraf karelerine yansıtıyor. Bunun içindir ki sanatkârın Kudüs fotoğraflarına baktığımızda gönlünün dil olarak fotoğraf karelerine yansıdığını görüyoruz. 

GÜNDÜZ’ÜN KUDÜS FOTOĞRAFLARINA HÜZÜNLE KARIŞIK UMUT HÂKİM 

Herkes fotoğraflara baktığında bir şey/bir imge/bir hakikat ya da bir hayâl görür. Mezkûr fotoğraflarda kendi hayatından bir parça yaşanmışlık bulur. Süleyman Gündüz’ün Kudüs fotoğraflarında hüzünle karışık bir umut görüyoruz. Kudüs âşığı Gündüz, kutlu kente her gittiğinde hüznü yaşıyor, bununla birlikte umudu da tazeleniyor. 

Vakit namazlarının akabinde Mescid-i Aksa’nın avlusunu besmeleyle adımlarken her bir kutlu emanette renk, ışık, hayat ve ses arıyor “Ruhu’l-Kudüs’e dair. Bu arayış ona direnç kazandırıyor. Güvercinlerin kanatlarında, Kubbetü’s-Sahra’nın nakışlarında, yeryüzünün göğe en yakın avlusunun mermerlerinin damarlarında mütemadiyen yankılanmakta olan tekbir seslerini işitiyor.

Süleyman Gündüz’ün yaptığı insani bir çaba; sorumluluğunu yerine getirme mücadelesi. Şüphesiz insan Allah’ın halifesidir ve mesuliyet bilinciyle yeryüzünü şenlendirir. Ve dahi herkesin fani olan dünya hayatında bir görevi vardır. Görevi her neyse onu arar ve bulur. Bu meyanda Gündüz’ün görevi de mazlum ve mustazafların yanında yer almak, sözcülüğünü ve savunuculuğunu yapmak. Onun hayatında mazlum coğrafyaların mahzun insanlarının hüznüne genişçe bir yer; Kudüs için açılmış büyük bir parantez var. Bizim kalbimizde de Kudüs’ün hüznü var, bunun için sergiye gittik. Kudüs’ün ve Kudüslünün asırlık hüznüne ortak olmak için…

NEV’İ ŞAHSINA MÜNHASIR BİR ZAT 

Süleyman Gündüz nev’i şahsına münhasır, çok yönlü bir zat. Dişhekimi, yazar, fotoğraf sanatçısı, aktivist, STK gönüllüsü, belgesel yapımcısı, rehber, Bosna ve Kudüs hamisi entelektüel bir kişilik.  “Kafkas İslâm Ordusu 1918” ve “Kut’ül Amare Kardeşlik Cephesi” belgesellerinin yapımcısı olan Süleyman Gündüz, yurt içinde ve yurt dışında birçok fotoğraf sergisi açmış. 21 Aralık Cuma günü açılışı yapılan sergi ise Beyoğlu Belediyesi’nin 2017 yılı kültür sanat etkinliklerinin sonuncusu olma hususiyetini haiz.

Sergi açılışına Boğaziçi Yöneticiler Vakfı (BYV) camiasından Hüseyin Bayraktar, Esma Bendez, Ayşegül Gelmiş, Seyit Ahmet Demirer ve Fahri Yetim’le birlikte giderek Süleyman Gündüz’ün Kudüs söyleşisindeki gür âvazına kulak verdik: 

HERKES KUDÜS’E İLHAM ARAMAYA GİDER

“Teologlar ya da mütevazı hacılar, siyasiler ya da sıradan seyyahlar, bilge tarihçiler veya arkeologlar, gazeteciler, romancılar veya şairler, minyatürcüler, ressamlar, gravür kakmacıları veya fotoğrafçılar, hepsi kalabalık olarak Kudüs’te ilham aramaya gelmişlerdir. Düşlenmiş ya da gerçekten ziyaret edilmiş olsun, dünyada böylesine bir resim, anlatı ve tahlil seline yol açmış az şehir vardır.

Eski dünyanın çok tanrılı şehir panteonunu yerle bir eden ilk isyancı şehir Kudüs’tür. Kimliği tek tanrı inancıyla şekillenen bu kutsal şehir, üç peygamberin getirdiği mesajın yeryüzünde buluştuğu, inanç sarkacının barışla savaş arasında gidip geldiği bir ortak hayat alanını temsil eder.

Ordular, dünyanın farklı coğrafyalarından bu kenti fethetmek için yola çıkarlar. Surlarının önünde iktidarlar taht değiştirir; kubbelerinde hilalin yerini haç, haçın yerini hilal alır. Yeryüzü saltanatında hak iddia eden hiçbir otorite yoktur ki, bu şehrin tarihine mührünü basmamış adını künyesine kazımamış olsun. Kudüs, yine de saf inanç adına zihinlerde yaşatılan evrensel bir kurgudur. Dini mitolojilerle kuşatılmış farklı hayat tarzları, bu kurgu içinde Doğu’ya ait renklere ve giysilere bürünürler. Yabancı fatihler bile bir kuşak sonra bu şehrin yerlileri arasına katılırlar. 

DÜNYA BARIŞININ ZEMBEREĞİ KUDÜS’TE KURULUDUR

Peygamberler dar ve dolambaçlı sokaklarında dolaşır Kudüs’ün, mabetlerinde bağlılarına vaaz verir, mucize gösterirler. Elinizi nereye uzatsanız bir peygamberin elini tutar ve adımınızı nereye atsanız bir peygamberin ayak izine rastlarsınız. Şehrin tılsımlı ruhu bu tema üzerinde oluşur. Bu nedenle oluşturduğu imge kutsalla ilişkili göklerde inşa edilmiş bir şehir anlayışını hissettirir. Kurtuluş için çalınacak ilk kapı, günahtan arınmak için yürünecek dikenli yol, kefaretin ödeneceği ve ruhun göğe yükseleceği tek yer bu şehirdir.
Dünya Barışının zembereği Kudüs’te kuruludur.” 

Süleyman Gündüz’ün müstekbirlere mesajı oldukça net:  “Dünya barışının zembereğiyle oynamayın ve Kudüs’ün üzerinden ellerinizi çekin.”

İlk olarak 2002 yılında Kudüs’ün fotoğraflarını çekmeye başlayan Gündüz her yıl birkaç kez Kudüs’ü ve Kudüslüleri ziyaret ediyor. Ve yine her yıl açtığı sergilerle çektiği Kudüs fotoğraflarını sanatseverlerin irfanına arz ediyor. Kudüs: Ey Hüzünler Şehri serlevhalı sergide yer alan fotoğrafları 2017 yılında çekmiş olan Gündüz, şüphesiz Kudüs’ü, tarihini, medeniyetini, yaşanmışlıkları en iyi bilen entelektüel şahsiyetlerden biri.

Geçtiğimiz Ağustos ayında Kudüs’ü birlikte ziyaret etme imkânı bulduğumuz Süleyman Gündüz her vesileyle Kudüs’ü gündeme getiriyor. 17 Aralık Pazar günü BYV’nin “Küresel Gerilim, Kudüs ve Yeni Bir Dil İnşası” başlıklı söyleşi programında misafir ettiğimiz Süleyman Gündüz, Filistin sorunun çözümü hususunda Müslüman zihinlerdeki bulanıklığa şu cümlelerle değinmişti:

MÜSLÜMANLARIN ZİHİNLERİ FİLİSTİN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA NET DEĞİL

“Bugün Müslümanların zihinleri Filistin sorununun çözümü konusunda net değil! Filistinlilerin kendi topraklarına dönüşünü taahhüt altına almayan hiçbir barış iklimi başarılı olamaz. Dünyanın her yerine dağılmış olan 6 milyon Filistinli var. Bunların topraklarını şu an İsrail işgal etmiştir. Batı’daki halklar Filistinlileri haklı görmektedirler. Fakat Batı siyaseti ya da dünyanın bugünkü mevcut siyasi önderliği ve bugün dünyanın içinde bulunduğu siyasi atmosfer çözüm için iki devletli çözümü dayatmaktadır. Bu topraklarda Müslümanlar, Yahudiler ve az sayıdaki Hristiyanlar eşit haklara sahip olarak bir devlet kurmalıdır. Bugün bu mümkün mü? Hayır değil! Neden? Çünkü zaten bizim de zihnimiz parçalanmış konumda… Bu sorun bütün dünyayı etkiliyor. Hem vicdani olarak, hem inançsal bütünlük itibariyle, hem de toplumlarda ayrıştırma ve gerilim oluşturması itibariyle…

Kudüs geçmiş dönemlere ait olarak farklı din farklı anlayış, farklı düşüncelerin özgürce bir arada yaşayabileceğinin en önemli işareti olması açısından bizim için yeni bir dilin inşasına ilham verebilir. Benim iddiam şudur. Bugün modern hayat 19.yy’da oyunun kurallarını değiştirdi. Bizim yaptığımız tek bir şey var. Batı’nın bizi sürüklediği oyun alanında rekabet etmeye çalışıyoruz. Ben de diyorum ki gelin oyunun kurallarını değiştirelim. Barışın dilini önemseyen, esenliğin dilini önemseyen farklı bir anlayış oluşturalım. 1947’ye göre ortak bir devlet kurarlarsa ancak bu mesele çözülür. Bugün bu şekilde düşünen çözümün burada olduğunu düşünen Yahudi entelijansiyası mevcuttur. Bizim yapmamız gereken şey onlarla temasta bulunmaktır. Biz onlarla irtibata geçip farklı bir ilişki biçimi oluşturmalıyız. Benim kanaatim biz Kudüs üzerinden çoğulcu anlayışı, yani farklı inanç mensuplarının bir arada özgürce, eşit ve özgür yaşayabileceklerine dair olan anlayışı yeniden ihya edebilirsek galiba sorunların büyük kısmının çözümüne, özellikle de İslam sokağındaki sorunların çözümüne büyük bir katkı sağlamış oluruz. 

KUDÜS ANCAK MEDİNET’ÜS-SELÂM OLURSA KURTULUŞA EREBİLİR

Kudüs ancak “Medinet’üs-selâm” olursa kurtuluşa erebilir! Kudüs’ü Medinet’üs-Selâm yapacak olan tek anlayış barış ve esenliği öncelemiş olan İslam anlayışıdır! Çünkü İslam, kendimiz dışındaki inanç mensuplarının özgürlük alanlarını tanıyan tek dindir. İncil’de böyle bir ibare yoktur, Tevrat’ta zaten Yahudi kavminin üstünlüğü ve geri kalan kavimlerin onlara hizmetçi olduğuna dair izahlar vardır. Dolayısıyla eşitlik ve adalet mekanizmasını sağlamış olan inanç Müslümanların inancıdır. Ama işin ilginç yanı bunu en başta Müslümanlar kendi yaşadıkları coğrafyalarda ihya etmek zorundadırlar! En fazla özgürlüğe ve eşitliğe ihtiyaç hisseden insanlar Müslümanlardır!”

KUDÜS İLAHİ SANATIN OLUŞTUĞU MEKÂNDIR

Yoğunluklu olarak belgesel fotoğrafçılık üzerine çalışmalar yürüten muhatabımızın objektifinin içinden geçen fotoğraf kareleri bir müddet sonra kendi öyküsü haline dönüşüyor. Sanatkâr, hem insan portreleri itibariyle hem de yaşam alanları itibariyle mütemadiyen etkileyici öyküleri bulmaya çalışıyor. Kudüs ise sadece Gündüz için değil bakmasını bilen ve vicdan sahibi herkes için ilham verici, etkileyici bir şehir. Sanatkâr Gündüz, “etrafı mübarek kılınan Kudüs”te fotoğraf çekiyor olmayı önemli bir ayrıcalık olarak vasıflandırdıktan sonra “Hz. Meryem’in şehrinde binlerce yılın serüvenini anlayabileceğiniz fotoğraf kareleri sizin objektifinizde oluşur. İmgesel olarak ilahi sanatın oluştuğu yerdir Kudüs.” Cümlelerini kuruyor.

Değerli okuyucu! İslâm coğrafyasına gönlünü vermiş bir sanatkârın Kudüs fotoğraf sergisi yüreklerimizi dağlayan kutlu bir beldeyi ve bîçare, yapayalnız Müslümanları modern zamanların gündemine taşıyor. Süleyman Gündüz’ün objektifinden hüzün şehri Kudüs, Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi’ndeki sergiyle teşrih masasına yatırılıyor. 

Süleyman Gündüz, Kudüs fotoğraflarında Mescid-i Aksa’yı, Kubbetü’s-Sahra’yı, çevreyi, insanı, hayatı, çareyi, çaresizliği, mücadeleyi ve tevekkülü fotoğraflıyor. Sahici bir duruş ve tabii bir yön ile… Bu bağlamda Gündüz, ontolojik varlık felsefesinin medeniyeti kurumsallaştırma çabasını fotoğraf sanatı diliyle ifade etmenin naif gayreti içinde bulunuyor. Söz konusu gayreti temaşa etmek için 31 Ocak 2018 Pazar gününe kadar Beyoğlu Belediyesi’ne davetlisiniz.

 

Dünya Bülteni

http://www.dunyabulteni.net/haber/414295/bir-sergiden-fazlasi-kudus-ey-huzunler-sehri

 






YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
YUKARI