Bugun...


MAHMUT DOĞAN Kudüs Gezisi – 6.Hz.Ömer Cami
Hz.Ömer’in namaz kıldığı yer, daha sonra Emeviler zamanında Mescid haline getirilmiş. En son hali ise Sultan Abdulmecid Han 1860 yılında yeniden bir cami ve minare yapmıştır.

facebook-paylas
Tarih: 19-10-2017 22:46
MAHMUT DOĞAN Kudüs Gezisi – 6.Hz.Ömer Cami

Hz.Ömer Cami ufak ama şirin bir yapı.

Hristiyan çarşısının içinde kaldığı için Hristiyan esnaf kalabalık olarak dükkanlarının önünde durulmasına gönlü razı değil.. O yüzden acele ediyoruz.

Evet, dostlar! Dünyada iken cennetle müjdelenen 10 bahtiyardan birisi olan Ebû Ubeyde bin Cerrah (r.a.), İslam’a ilk gönül verenlerdendi. Hz. Peygamber (a.s.m.), “Her ümmetin bir emini vardır. Bu İslam ümmetinin de emini Ebû Ubeyde bin Cerrah’tır” buyurarak onu övmüştü. Hatırlanacağı üzere, sevgili Peygamberimize verilen bir lakap da “el-Emîn” idi. Bu hadisi şeriflle sevgili Pey­gamberimiz, kendisine ait bir sıfatı Ebû Ubeyde’ye vermiş oluyordu. Yemenliler, Hz.Peygamber’den (s.a.v.) İslamiyet’i ve sünneti öğretecek bir kişiyi is­te­dik­le­rinde Ebû Ubeyde Hazretleri’ni göndermişti.

Müslüman olduğunda genç yaşta baba ocağından ayrılmak mecburiyetinde kaldı. Müşrik babası, onu eve koymuyordu. Ailesiyle birlikte çok zor şartlar al­tında dinini yaşamaya çalıştı. Habeşistan’a hicret yolu açıldığında müşriklerin eza ve cefasından kurtulmak için oraya hicret etti. Daha sonra da Medine’ye hic­ret ederek Resûl-i Ekrem’e (a.s.m.) kavuştu. Resûl-i Ekrem Efendimiz, Muha­cirlerle Ensar’ı kardeş yaptığında Ebû Ubeyde’nin Medinelilerden kardeşi Sa’d bin Muâz’dı.

Cesur bir sahabi ve kahraman bir mücahit olan Hz.Ebû Ubeyde, bütün savaş­larda sevgili Peygamberimizle birlikteydi. Bedir’de, Uhud’da,h Hendek’te ve yine Resûl-i Ekrem’le birlikte bütün gazalara katıldı. Her birinde üstün fedakârlık numuneleri sergiledi.

Resûl-i Ekrem’in irtihâlinden sonra hilafet meselesinde müminler halifeliğe Hz. Ebû Bekir (r.a.), Hz.Ömer (r.a.) ve Hz.Ebû Ubeyde’yi (r.a.) layık görüyorlardı. Hz.Peygamber (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde Hz. Ebû Bekir veHz. Ömer’den sonra, Hz.Ebû Ubeyde için de, “Ne iyi adamdır…”buyurmuştu.  

Hz.Ebû Bekir (r.a.), Hz.Ömer (r.a.) ile Hz.Ebû Ubeyde’yi elleriyle tutarak, müminlerin, ikisinden birisini halife seçmelerini teklif etmişti. Hz. Ebû Bekir’i (r.a.) kendilerine tercih eden bu iki zat, onun seçilmesine karar verdi­ler.

Hz.Ebû Bekir’in (r.a.) hilafete geçmesinden sonra Hz.Ebû Ubeyde Hazretleri (r.a.), Şam ve civarının fethi için vazifelendirildi. Başta Humus ve Şam olmak üzere Antakya’ya kadar olan yerleri, Hz. Ebû Ubeyde’nin (r.a.) kumandasındaki İslam mücahitle­ri fethetti.

Daha sonra Kudüs’ü muhasara eden Hz.Ebû Ubeyde (r.a.), Kudüslüleri sulhe razı etti. Fakat Kudüslüler barış akdinin Hz.Ömer’in (r.a.) bulunmasıyla mümkün olacağını söylediler. Medine’ye haber gönderen Hz.Ebû Ubeyde (r.a.),  Hz. Ömer’i (r.a.) davet etti. Hz. Ömer (r.a.) de yerine Hz. Ali’yi (r.a.) vekil bırakarak Kudüs yolculuğuna çıktı. Günler süren meşakkatli yolculuktan sonra Kudüs’e vardı. Kudüs’ün anahtarını teslim aldı.

Hz. Ömer (r.a.),  kendisini karşılayan Patrik Sophronius'a yıkık olan Süleyman Mescidine gitmek istediğini belirtti. Çöplük olarak kullanılan “Süleyman Mescidi kalıntılarında” tepede dua etti.

Hz. Ömer, namaz vakti gelince patriğe namaz kılabileceği bir yer göstermesini ister. Patriğin "Kilisenin herhangi bir yerinde kılabilirsiniz." demesi üzerine Hz. Ömer, kilisenin içinde namaz kılmak istemeyerek kapıya yakın bir yerde bir kayanın üzerinde namazını kılar.

Namazını kıldıktan sonra Hz. Ömer, Patriğe şunları söyledi: "Eğer ben içerde kılsaydım, öteki Müslümanlar da orada kılarlar, orayı mescit hâline getirirlerdi."

İnançlara ve onların kutsallarına karşı duyduğu saygıyı gösteren Hz. Ömer, aşağıdaki ahitnameyi de vererek, Kudüs halkının (İlya halkının) gönlüne su serpti.

Hz.Ömer’in namaz kıldığı yer, daha sonra Emeviler zamanında Mescid haline getirilmiş. En son hali ise Sultan Abdulmecid Han 1860 yılında yeniden bir cami ve minare yapmıştır. Emanname’nin bir örneği mermer üzerine yazılmış ve camii içine konmuştur

Selahaddin Eyyubi’nin evine doğru, tekrar kadim Kudüs’ün sokaklarını adımlıyoruz

SELAHADDİN EYYUBİ'NİN EVİ

Selahaddin Eyyübi'nin evi olarak meşhur olan küçük itikaf odası.. Bu büyük komutanın Kudüs ikametinde şereflendirdiği mekandır burası.

Bu ev, Kıyamet Kilises’ne bitişik yapılmıştır. Evi yaptıran Selahaddin Eyyubi , evin damı ile Kıyamet Kilisesi’nin kubbesi bitişik olduğu için Hristiyan yetkililer ile anlaşıp Kıyamet Kilisesi’nin kubbesini, altın vererek satın almış ve evinin avlusuna katmıştır.

Kıyamet Kilisesi, kubbesinde bir tamir veya tadilat yapacak olursa yetkililer Ürdün Vakıflar Bakanlığı’ndan izin almak zorunda. Şu anda Kudüs’te bulunan evler ve işyerleri Ürdün Vakıflar Bakanlığı’na bağlıdır. Ürdün Vakıflar Bakanlığı ,mülkü ister satar, isterse kiraya verir.

Selahaddin Eyyubi kendisi için yaptırdığı evinin anahtarını, Kudüs’ün fethinde ordusunda bayraktarlık yapan erine vererek askerini ödüllendiriyor.

Selahaddin Eyyubi’nin evinde yaşlı bir Filistinli Müslüman aile yaşamaktadır. Alt katlarda da üç ayrı Filistinli aile kalmakta.. Gelip giden ziyaretçileri ağırlıyorlar. 

Sağolsunlar bizi de ağırladılar, Allah razı olsun.

Kıyamet Kilisesi’ne doğru gidiyoruz.






YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
YUKARI