Kanuni Sultan Süleyman, sarayda muhteşem bir törenle şehzadelerini sünnet ettirir.

Kısa bir süre sonra da veziri İbrahim Paşa’nın oğlu sünnet olur.

Törene Kanuni de davetlidir.

Bir ara Kanuni, vezirine der ki:

“Söyle bakalım İbrahim Paşa. Senin tören mi daha muhteşem, benimki mi?”

“Elbette benimki sultanım!” der.

Kanuni şaşırır. Sebebini sorar.

Vezir: “Benim oğlanın düğününe koskoca cihan padişahı davetliydi ve geldi. Sizinkinde böyle bir davetli var mıydı?” der.

İran’ın ev sahipliğinde Tahran’da, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Suriye" meselesini ele aldıkları Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi yapıldı. Üçlü zirve sonrasında 12 maddelik Tahran Bildirisi açıklandı..

Peki Tahran’daki üç zirvenin insana heyecan veren, umut veren her hangi bir ihtişamı var mıydı? Yoktu. Niçin? Taş yerinde ağırdır da ondan..

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Tahran’da Suriye Konulu İslam Birliği Toplantısı yapsalardı ihtişamlı olabilirdi..

Rusya, Tahran zirvesini statükocu hale getirdi..

İran ve Rusya Suriye’de işgalci durumdalar.. Sadece Türkiye, Suriye halkının yanında..

Nitekim BMGK ve bazı ülkeler, Türkiye’nin duruşunu desteklemektedir..

Oysa Türkiye Tahran’da çok değil İran ve Pakistan’la yapsaydı bu zirveyi, Rusya yerine Pakistan çağrılsaydı, yani bağımsız davranabilseydi..

Suriye’nin kurtuluşu amacıyla muhteşem Tahran İslam Birliği Zirvesi düzenlenebilseydi.. 

Bunu gerçekleştirecek devlet ve devlet adamları tarihe geçeceklerdi..

Mehmet Yürekli

İstanbul, 10 Eylül 2018

Kaynak:

Adanapost.com