Bugun...


MUSTAFA YÜREKLİ: Büyük Devlet Tahayyülü
Tarihin bu noktasında hiçbir İslam ülkesi için küçük, yerel devlet ile devam etmek mümkün değil. Dün Filistin, Afganistan, bugün Irak ve Suriye nasıl tek başına topraklarını koruyamayıp işgale uğramışsa, aynı şekilde Darülislamın parçaları olan onlarca küçük devlet de başının çaresine bakıp dünya güçleri karşısında güvenliğini sağlayamaz.

facebook-paylas
Tarih: 23-06-2018 07:58
MUSTAFA YÜREKLİ: Büyük Devlet Tahayyülü

24 Haziran 2018 seçiminde seçenekler küçük ulus devletle devam mı edilecek yoksa İslam birliğini sağlayıp büyük devletle Batı topraklarımızdan püskürtülecek mi? Bağımsızlık, emperyalizm karşıtlığı ve İslam birliği büyük devlet tahayyülü olarak karşımızda en doğru, en ciddi seçenek halinde duruyor.

 Tarihin bu noktasında hiçbir İslam ülkesi için küçük, yerel devlet ile devam etmek mümkün değil. Dün Filistin, Afganistan, bugün Irak ve Suriye nasıl tek başına topraklarını koruyamayıp işgale uğramışsa, aynı şekilde Darülislamın parçaları olan onlarca küçük devlet de başının çaresine bakıp dünya güçleri karşısında güvenliğini sağlayamaz.

 Bu durum, insanlık aleminin durum ve görünümüne bakınca hemen anlaşılıyor.

DÜNYANIN EN BÜYÜK ÜLKESİ: DARÜLİSLAM 

 Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi’nin 2017’de yayınladığı Dünya Nüfus Tahminleri Raporu’na göre, dünya nüfusu son 12 yılda 1 milyar artarak 7,6 milyara ulaştı. Bugün dünya nüfusunun % 60’ı (4,5 milyar) Asya’da, % 17’si (1,3 milyar) Afrika’da, %e 10’u (742 milyon) Avrupa’da, % 9’u (646 milyon) Latin Amerika ile Karayipler’de, geriye kalan % 6’sı (361 milyon) da Kuzey Amerika ve Okyanusya’da yaşıyor. Dünya nüfusunun beşte dördünün (%80) Asya ve Afrika’da yaşadığı görülüyor.

 Hristiyanlar, 2 milyar nüfusuyla dünya nüfusunun % 30’unu oluşturuyor. Müslümanlar ise 1,8 milyar nüfuslarıyla insanlığın % 25’ini, 1 milyar nüfuslarıyla Hindular % 15’ini, 500 milyon nüfuslarıyla Budistler % 7’sini ve 14 milyon nüfusuyla Yahudiler dünya nüfusunun % 0.2’sini oluşturuyor.

 Evet, Asya ve Afrika kıtalarına yayılan İslam milleti, dünya nüfusunun dörtte birini oluşturuyor. Asya-Pasifik bölgesi, Müslüman nüfusun % 62'sine ev sahipliği yapıyor. Müslümanların % 20'si Ortadoğu ve Kuzey Amerika'da, % 16'sı ise Sahra-altı Afrika bölgesinde yaşıyor. Avrupa'daki Müslüman nüfusu ise sadece % 2. 

Darülislam, nüfus bakımından Çin’den de, Hindistan’dan da büyük bir ülke.. Ne var ki onlarca devlete bölündüğünden İslam milleti dünya güçleri karşısında güçsüz düşürülmüş.  

Çin 1,4 milyar, Hindistan ise 1,3 milyar nüfusuyla dünyanın en kalabalık iki ülkesi konumunda yer alıyor. Çin, dünya nüfusunun %19’unu, Hindistan ise % 18’ini oluşturuyor. Hindistan’da 300 milyonu aşkın nüfuslarıyla Müslümanlar toplam nüfusun % 25’ini oluşturuyor. 100 milyon nüfusuyla Filipinler, 185 milyon nüfusuyla Nijerya, 260 milyon nüfusuyla Endonezya da İslam milleti içinde kalabalık nüfuslarıyla dikkat çeken ülkeler..

Nüfus bakımından dünyanın en kalabalık 6'ncı ülkesi 200 milyon kişilik nüfusa sahip Pakistan. Pakistan'ı 165 milyon kişilik nüfusuyla da Bangladeş takip ediyor. Bu iki ülke, toplam 365 milyon nüfuslarıyla ayrıldıkları Hindistan’a yeniden katılsalar, Müslümanlar 665 milyonluk nüfuslarıyla toplumun % 40’ını oluşturacak ve ülkenin gidişatını belirleyecekler.. 

Bugünkü siyasal haritanın belirlenişinde demografi önemli bir dinamik kuşkusuz. İslam milleti, demografik ve coğrafi üstünlüğünü maalesef kullanamıyor.

NÜKLEER DEHŞET DENGESİ

 Uluslararası koşulları belirleyen hususlardan biri de nükleer bombaya sahip ülkelerin olmayanlara hükmetmesi.. 

Dünyada 7 bin nükleer başlığa sahip Rusya’yı 6 bin 800 başlıkla ABD takip ediyor. 

Ayrıca, Fransa'nın 300, Çin'in 270, İngiltere'nin 215, Pakistan'ın 140, Hindistan'ın 130, İsrail'in 80, Kuzey Kore'nin 60 nükleer savaş başlığına sahip olduğu tahmin ediliyor. 

İçlerinde 140 nükleer bombaya sahip Müslüman ülke olmasıyla Pakistan dikkat çekiyor. BMGK masada olmayan ülkelerdeki nükleer bombaları tehlike olarark nitelendiriyor olmalı..

Pakistan ve Afganistan’ın başına ne geliyorsa bu nükleer bombalar yüzünden geliyor. Çünkü İslamsız bir dünyaya geçebilmeleri için İslam milletinin elinden sözkonusu 140 atom bombasını almak istiyorlar.

En büyük korkuları, İslam birliğinin sağlanıp sözkonusu 140 atom bombasının oluşacak İslam askeri paktın eline geçmesi..

ÜÇ ALAN: AKDENİZ, HİND VE ÇİN DENİZLERİ

Parçala yönet stratejisiyle Hindistan’da Müslümanlar Pakistan ve Bangladeş olarak bölünüp nasıl etkisizleştirilmişse, aynı şekilde 400 milyon nüfusuyla Türk dünyası, 300 milyon nüfuslarıyla Arap dünyası da böl yönet stratejisiyle onlarca devlete dönüştürülüp etkisizleştirilmiş.. 

Üç alanda, Akdeniz, Hind ve Çin olmak üzere üç denizde küçük askeri birliklerle (denetleme sistemleriyle) İslam milleti kontrol altına alınmak isteniyor. 

Akdeniz’e kıyısı olan İslam ülkelerinin haline bakar mısınız? Fas, Cezayir, Libya, Mısır, Filistin, Lübnan, Suriye, Kıbrıs ve Türkiye.. Her birinde oluşturulan gayri meşru sistemler işbirlikçi yönetimler tarafından ayakta tutuluyor ve aralarında düşmanlık körüklendiğinden sürekli çatışma halindeler. 

Mısır, Lübnan ve Suriye, İsrail’in liderliğinde Akdeniz’de Yunanistan ve Kıbrıs Rumları ile kurulacak olan askeri pakta dahil edilmek isteniyor. İsrail, Lübnanı işgal edecek! Suriye’nin Akdeniz’e kıyısı olan bölge ise ayrı  küçük bir devlet olarak askeri birliğe katılacak.. 

Dünya güçlerinin Körfez ve Hind denizinde tam hakimiyet kurabilmeleri için Körfeze kıyısı olan İran, Irak ve Pakistan’ın parçalanıp küçük devletlere dönüştürülmesi gerekiyor. Ayrıca Pakistan’ın elindeki 140 nükleer bombayı da almak istiyorlar. 

Orta Asya’da yaşayan Müslüman Belucilerin durumu, birçok yönden Ortadoğu’daki Müslüman Kürtlere benzemektedir ve komşularımız aracılığı ile dolaylı da olsa ülkemizi ilgilendirmektedir. Kürt nüfusun İran, Irak, Suriye ve Türkiye gibi değişik ülkelere dağılması gibi, hem Pakistanlılardan hem de Farslardan farklı bir etnik kimliğe ve kültüre sahip olan Beluciler de İran, Pakistan ve Afganistan arasında dağılmıştır. 

Kürtler doğu Akdeniz’de, Beluciler Körfez’de emperyalizmin Darülislam’ı parçalamak için hazırladığı iki bomba haline gelmiştir. Şimdi Pakistan, İran ve Türkiye’yi de bölsünler ki İslam milletinin beli iyice kırılsın. Pakistan’ın elinde 140 nükleer bomba olduğundan en sona bırakılmış görünüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam Birliği’e gönderme yapan, birlik ve beraberliğe dair konuşmalarıyla İslam milletinin büyük devlet tahayyülünü gerçekleştirmeyi vadediyor. Bu yüzden 24 Haziran seçimlerinin sonuçları, sadece Türkiye içinde değil, bütün bir Darülislam’da da nefesler tutulmuş merakla bekleniyor..






YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
YUKARI