Gazze ablukasıyla ilgili masada yeni bir formül var. Planın merkezi Gazze limanı. KKTC üzerinden Gazze’ye deniz yolu açılabilecek.

Gazze Şeridinin dört sınırından üçü karada, biri ise denizde. Kara sınırının ikisi İsrail, biri ise Mısır’daki darbe yönetimi tarafından kapalı tutuluyor. Deniz sınırı ise İsrail savaş gemilerinin ablukasında.
Türkiye’nin, İsrail’in ilişkileri normalleştirme teklifine sunduğu üç şart vardı. Özür, tazminat ve ablukanın kaldırılması.
İsrail özür diledi, tazminatta da 21 milyon dolara kadar çıkıldı. Asıl sorun ise Gazze’ye yönelik abluka.
İsrail, Gazze’yi bir iç mesele olarak görüp, ablukanın delinmesine şiddetle karşı çıkıyor. Aslında İsrail’in abluka konusundaki şiddetli tavrı göründüğü gibi değil.
Gazze bir açık hava hapishanesi. 2005’ten beri de bu halde yani tamamen kapalı durumda. 2006, 2008, 2012 ve 2014’de 2’şer yıl arayla tam 4 büyük saldırı zinciri gerçekleştirildi.
Binlerce Filistinli katledildi, on binlerce ev yıkıldı. Filistinli “bana mısın” demedi. 
Filistinli baba oğlunu şehit verip, gülümsedi.
Hamas’ın misillemesinde roket gürültüsünden korkan İsraillilerin ise eli ayağına dolaştı.
Bir tarafta şehadet diğer tarafta ölüm korkusu. İsrail ne kadar saldırsa da bu korkunun önüne geçmede başarısız oldu.
İşin bir de maddi boyutu var. İsrail Gazze’yi bombalarken, Hamas’ın roketlerine karşı demir kubbe savunma sistemini kurdu. Bir Hamas roketinin havada imhasının İsrail’e bedeli 100 bin dolar, savunma için fırlatılan binlerce füzenin yanı sıra saldırı için atılanları da hesaba katarsak, Gazze, İsrail için hem psikolojik hem de ekonomik açıdan ağır bir fatura haline geldi.
İsrailliler, Gazze başarısızlığını kabul ediyor. Filistin direnişini kıramayacaklarını anladılar. 31 Aralık’ta Ahronot gazetesinin yazarı Dror Zeevi, Hamas’ı yenemediklerini itiraf etti. Yani ablukanın kaldırılması artık onlar tarafında da yüksek sesle konuşulur hale geldi.
Türkiye, Gazza ablukasını şarta bağladı. İsrail için ise bu konu biraz da prestij anlamı taşıyor. “Türkiye istediği için” değil de “kendimiz böyle istedik” noktasına getirip, kamuoyuna izahata başladılar.
Son gelişmelere göre İsrail masaya yeni bir formül sunmaya hazırlanıyor. Gazze’ye bir Türk limanı ve bu liman üzerinden Türkiye’ye “ablukayı kırma” ruhsatı, plan bu.
Türkiye, bir başka Türk kontrolündeki liman olan KKTC üzerinden, Gazze limanıyla deniz bağlantısı kurarak, ablukayı delebilecek.
İsrail, şu an, bu formülü ciddi ciddi düşünüyor. Dror Zeevi’den önce Haaretz gazetesinde de benzer konu kamuoyuyla paylaşılmış, Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılmasının İsrail için artık kaçınılmaz olduğu savunulmuştu.
Tabi İsrail, bu noktada Türkiye’den Gazze’ye silah sokulmasının önüne geçilmesini talep ediyor. Bunun için de uluslararası bir denetim mekanizması kurulması gerektiğini savunuyor.
Özetle Gazze, İsrail için baş ağrısı haline geldi. Çünkü ne yapsalar boş, şehadet kavramının kutsiyetini anlayamazlar.