Bugun...
GERİCİLİK VE BÖLÜCÜLÜK KORKULARI


Mustafa Yürekli
 
 

facebook-paylas
Tarih: 07-10-2016 17:53

Türkiye, modern dünyaya korkularını değiştirerek girdi. Öyle bir noktaya geldi ki korkunun kaynağı değişti ve neyden korkulduğu anlaşılmaz hale geldi..

Os­man­lı’nın son dö­ne­mi­nin de­ğiş­mez gün­de­mi, dev­le­ti kur­tar­mak­tı. Os­man­lı­cı, İs­lam­cı, Türk­çü ya­hut Ba­tı­cı bü­tün ay­dın­la­rın or­tak pay­da­sı, her ne pa­ha­sı­na olur­sa ol­sun dev­le­ti kur­tar­mak­tı. Bu­ra­da dev­let, pay-i tah­tı, Os­man­lı bü­rok­ra­si­si ya da or­du­su­ de­ğil; dev­le­tin temin ve tem­sil et­ti­ği  aidiyet (bü­tün de­ğer­le­ri, il­ke­le­ri) ve mensubiyeti (ümmet ve ko­lek­tif geç­mi­şi) ifa­de edi­yor­du.

Os­man­lı’da dev­let sa­de­ce ver­gi top­la­yan ya da se­fe­re çık­ıp savaşan, belli sınırlardaki topraklarını koruyan bir teşkilat değildi; aynı zamanda hem ferdin ve cemiyetin (ümmetin) varoluş amacını, ilay-i kelimetullahı  (Allah’a aidiyet, meşruiyet ve sadakatin gereği ah­lak­lı, erdemli ol­ma­yı, öte­ki­ne say­gı­yı) gerçekleştiriyordu hem de birlik ve düzeni (mensubiyetin gereği emniyeti, ada­le­ti, ba­rı­şı, asa­yi­şi) sağlıyordu.

Çünkü kelime şehadet getirmek hem Allah’ı (c.c.) tesbih ve tazim, hem de Hz.Peygamber’in (s.a.v.) ümmetinden olmayı tasdik ve ilan etmekti. Dolayısıyla dev­le­ti kur­tar­mak, aidiyeti (di­ni, imanı, Allah’la bağı) ve mensubiyeti (ümmeti, İslam mil­le­tini, Hz.Peygamber’le (s.a.v.) bağı) koru­mak­ ve sürdürmekti. Toprak kaybetme ve devletin yıkılma ihtimali felaketlerinin doğurduğu Osmanlı’da köklü iki korku, aidiyet (kulluk, Allaha teslimiyet) ve mensubiyetin (ümmetle kader birliğinin) sona ermesi ihtimalinden kaynaklanıyordu.

Cum­hu­ri­yet bir dev­leti kur­tar­ma ope­ras­yo­nuy­du; Lozan’da yeni dev­leti ilan etme, yeni toplum kur­ma ol­du. Os­man­lı ile Cum­hu­ri­yet ara­sın­da de­rin bir sü­rek­li­li­ğin bu­lun­du­ğu­nu dü­şü­nen­ler elbette belli nok­talar­da hak­lı­­lar: Cumhuriyet son tahlilde Osmanlı’dan Anadolu Coğrafyası’nı, üzerinde yaşayan Müslüman halkı, Kur’an-ı Kerim’i ve koca bir medeniyeti (camileri, evleri, mezarlıkları, çarşısı, tekkeleri ve medreseleriyle) devraldı. 

Fa­kat Cum­hu­ri­yet, İngilizlerin işgal edince yapacağı şeyi yaptı; devletin temin ve temsil ettiği aidiyet ve mensubiyet bağlarını parçaladı. Os­man­lı dev­le­ti, din (tevhid, Allah’a aidiyet) ve mil­let (ümmet) üze­ri­ne in­şa edil­miş bir ya­pı, hat­ta ül­küy­dü çünkü. Mer­ke­zi­yet­çi mo­dern­leş­me­yi ve et­no-se­kü­ler mil­li­yet­çi­li­ği il­ke edi­nen Cum­hu­ri­yet’in kurucu kadroları ve toplum mü­hen­dis­le­ri, bu ma­na­da dev­le­tin içini bo­şalt­tı­lar; din ve mil­le­tin ye­ri­ne, po­zi­ti­vist bir se­kü­la­rizm ve nü­ans­la­rı ol­ma­yan dış­la­yı­cı bir et­ni­sizm koy­du­lar.

Te­pe­den in­me­ci mo­dern­leş­me amacını gerçekleştirmeye çalışan yeni Batıcı iktidar ve kad­ro­ları, zec­rî ted­bir­le­re baş­vur­mak­la kal­ma­dı, ay­nı za­man­da Tür­ki­ye’nin din ve mil­let ko­or­di­nat­la­rı­na ya­ban­cı­laş­tı. Batılılaşma, Allah’a aidiyetin yerine bilime, sermayeye ve kapitalist modern uygarlığa aidiyet, İslam milletine mensubiyet de Batı’ya mensubiyet haline geldi.

50’li yıl­lar­da kö­ye ge­len bir kay­ma­ka­mı ya da karakol komutanını gö­ren ço­cuk­la­rın “Ka­çın hü­kü­met ge­li­yor!” di­ye ba­ğır­ma­sı­na şa­şır­ma­mak la­zım. Tür­ki­ye’nin mo­dern dö­nem­de­ki kor­ku­la­rı­nı, devletin temin ettiği ve koruduğu bu iki te­mel bağına ir­ca et­mek müm­kün: Din ve mil­let.

Dün ol­du­ğu gi­bi bu­gün de Cum­hu­ri­yetçi / Batıcı toplum mü­hen­dis­le­ri, Tür­ki­ye’de toplum aidiyet bağını güçlendirip di­nin ala­nı ge­niş­le­di­ğin­de Cum­hu­ri­yet’in ge­ri­ci bir re­jim ha­li­ne ge­le­ce­ği; mensubiyet bağını güçlendirip et­nik ve kül­tü­rel kim­lik­ler ku­cak­lan­dı­ğın­da ise ül­ke­nin üni­ter ya­pı­sı­nın yok ola­ca­ğı kor­ku­su­nu ta­şı­yor­lar.

Bu iki kor­ku ve ön­gör­dü­ğü ge­ri­ci­lik ve bö­lü­cü­lük olarak kavramlaştırılan iki fe­la­ket, Cum­hu­ri­yet’in toplum mü­hen­dis­le­ri­nin bir ta­raf­ta se­kü­ler-mo­dern­leş­me­ci zih­ni­ye­ti­ni, öte ta­raf­ta et­ni­si­te­ye da­ya­lı ulus ta­sav­vu­ru­nu ele ve­ri­yor.

 

 

 



Bu yazı 3268 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI