Bugun...
OKUMAK MI ERTELENEMLİ YAZMAK MI?


Mustafa Yürekli
 
 

facebook-paylas
Tarih: 12-10-2016 21:02

Bir süredir yazılarıma ara vermek zorunda kaldım. Yazı yazarsam okuyacak vakit, okursam yazacak vakit bulamıyorum.

Okumak, düşünmek, çevremdeki insanlarla gündemime aldığım konuyu tartışmak her zaman tercihimdir.. Bilgiyi öğrenmek kadar özümlemek de önemli. “Özümlenmemiş bilgi aktarılmaya değmez.” derim ben. Bu nedenle öğrenmek, özümleme boyutuna varan bir uzun uğraş benim için.

Yazmak, okumanın ödül gibi bir sonucudur. İyi okuyucu olmadan yazar olunmaz. Kalemi kalem doğrur desem yalan olmaz. İnsan, özümlediği bilgileri aktarmalı, bilinenleri değil, yeni şeyler yazmalı. Yazma standartını böyle yüksek tutmanın okumaya daha çok vakit bulmaya yaradığını, yazmayı sıradan bir eylem olmaktan çıkardığını söyleyebilirim.

Bir yazar, okuma ve yazma eylemini keşfeder önce; kaderi, bu iki eylemi başarıyla yürütmesine bağlıdır çünkü. Yazar ile okuyucuyu ayıran en önemli davranışın okuma ve yazmayı planlamak olduğunu söyleyebilirim. Aslolan okumayı planlamadır; yazarları ve kitapları belirlerken alan seçilmiş olunur, yaklaşımlar belirlenir ve belli bir problematiği önemseme bilgi ve düşünceyi yönlendirecektir.

Çok kitap okuyup da yazar olmayan pek çok kişi tanıdım. Bilginin çokluğu, özümlendiği ve derinleşildiği anlamına gelmez. Bir alanda, örneğin psikoloji, tarih ya da felsefe, amatörce bir şeyler söylemek iş değildir; alana katkı sağlamak, kalıcı tespitlerde, çözümlemelerde bulunmak gerekli, yazmak için. Hatta üslup sahibi olmak, ifade gücünün gelişmiş olması bile yazar olmak için yeterli değildir. Düşünür olmadan yazar olanların, iyi öykü ya da şiir yazdığı için yazarlığa soyunanların acıklı hikayeleriyle doludur, edebiyat tarihimiz. Sözkonusu şair ve hikayecilerin düşünce kitaplarının ne kadar yetersiz olduğu zamanla fark edilmektedir çünkü.

Yazar, meselesi olan kişidir, ana sorunlar, alt sorunlar derken yıllar geçer.. Yazar, gündemine aldığı sorunlar ya da peşine düştüğü sorular ve bunlara bulduğu çözümler / cevaplar sayesinde gelişir.. Özgün kavramlar, yeni kuramlar, işte bu belli alanda derinleşmenin sonucudur. Yazar belli bir konuda söz söylemiş kişidir; bu sözün dünya çapında geçerli ve yüzyıllara dayanıklı olması için çabalar..

Yazmanın sorumluluğu, zorluğu ve tehlikeleri fark edildikçe okumak daha da ciddileşir. Okumaktaki ciddiyet, yazar ve kitap seçiminde gösterir kendini. Okumak ve yazmak, insanın dünyayı anlamlandırma derdine derman olmalıdır. İnsanı, toplumu, devleti ve tarihi anlamlandırmada yararı görülmeyen kitapların nasıl eleğin altına indiğini bilen bir yazar, eserine gerekli ve yeterli özeni gösterecektir. Yazmayı planlamak, parça bütün ilişkisi içinde metinler kaleme almak ve eleştirilerden yararlanmak ise büyük yazarların hüneridir.

Son olarak yazmanın okurken tutulan dosyaların zamanla kapatılması olduğunu belirtmek isterim. Dosyaların kapanması demek, seçilen alanda bilginin tamamlanması ve özümlenmesi, sorunun çevrelice ortaya konulması ve sağlam bilgi ve temellendirilmiş doğru düşünceleri sunmak demektir.

Hayırsız okumalardan kitap çıkarılsa bile ondan bir hayır beklenmez..

 



Bu yazı 3832 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI