Türkiye’de 'Başkanlık Sistemi’ni ilk gündeme getiren Sezai Karakoç’tur. Bir konuşmasında “1989 yılında ilk teklif eden benim.'' dedi.

İslam dünyasının diriliş programını açıklarken, İslam medeniyetinde siyasal sistemin 'Başkanlık Sistemi’ üzerine kurulu olduğunu hatırlatan  Sezai Karakoç, “1989 yılında ben bir yazımda başkanlık sistemini teklif ettim. Önce muhteva dedim. İslami bir düzen de başkanlık sistemiyle mümkün.. Yoksa bir nevi totaliter düzene dönüşebilir.”  dedi.

Basında başkanlık sistemini ilk kez Turgut Özal’ın gündeme getirdiği yazılıp çiziliyor. Sezai Karakoç, bu yanlış tespite, “Benim yazımdan birkaç ay sonra Turgut Özal söyledi. 1989′da ilk yazan kişi benim. Sonra Turgut Özal söyledi. Cumhurbaşkanı oldu bir daha söylemedi.” sözleriyle açıklık getirdi. Bu açıklamaya göre, Özal’ın başkanlık sistemini gündeme getirişi, Çankaya’ya çıkışından sonra değil, önce..

Sezai Karakoç, Burhan Kuzu’nun da başkanlık sistemi düşüncesini, 1990’lı yıllarda Diriliş Partisi İstanbul İl Teşkilatı’nda yaptığı konuşmadan  aldığını  açıkladı: “Şehzadebaşı’ndaki il başkanlığımızda. O zaman doçent olan Burhan Kuzu geldi dinlemeye. Bana başkanlık sistemi hakkında sorular sordu, ben de söyledim. Tabi sonra profesör oldu. Daha sonra siyasete atıldı. Zaman zaman başkanlık sistemini savunur.  Zaman zaman da karşısında şiddetli tenkitler görünce vazgeçer.” Gerçekten de Burhan Kuzu, başkanlık sistemini, şekil olarak ve çok çekingen bir tarzda savunmuyor mu? Son zamanlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da başkanlık sistemini yüreklice ama şekilci bir yaklaşımla gündeme getiriyor.

Oysa Sezai Karakoç, İslam’a göre siyasal sistemin şeklinin başkanlık sistemi olduğunu belirttikten sonra, 1990 yılında Diriliş Partisi programında, şimdi de Yüce Diriliş Partisi programında yer verildiğini hatırlatarak “Esas olanın muhteva olduğunu unutmamak şartıyla.” uyarısını da yaptı. Rejim ve siyasal sistemin, toplumsal hayatın şekli olduğunu, “İşin sırrı biçimde değil. Asıl olan, özdür, cevherdir. Öz ve cevher de milletin kendi inancından, idealinden, medeniyetinden doğar.” diyerek ülkenin bunalımına şekilci yaklaşımlarla çözüm bulunamayacağını vurguladı, aynı konuşmasında.

Sezai Karakoç, 10 yıla yakın bir süredir her hafta Yüce Diriliş Partisi İstanbul İl Teşkilatı’nda konuşma yapıyor ve bu konuşmalar internet sitesinden canlı yayınlanıyor.  Son zamanlardaki konuşmalarında medeniyet krizinin siyasal boyutuna ağırlıklı değinen Sezai Karakoç,  Batı’dan mucize bekleyerek aldığımız sistemlerin birer hayal kırıklığı yarattığını belirterek “150 yıldır sistem tartışması var. Meşrutiyeti kurarken, Cumhuriyeti kurarken, 1945′te çok partili sisteme geçerken bulsaydınız sistemi… Şimdi de bulamazsınız.” dedi.

Sezai Karakoç, bu alıntıyı yaptığım 28 Şubat 2015’teki konuşmasında, bir biçim olarak başkanlık sisteminin yeterli şart olduğunu, gerekli şartın ise siyasetin özünün olduğunu söyledi: “Başkanlık sistemini getirseniz de bulamazsınız. Siz sistemin rejimin esas olduğunu zannediyorsunuz. O geldi mi her şey çiçek böcek, güllük gülistanlık olacak zannediyorsunuz. Cumhuriyet’te de, Meşrutiyet’te de öyleydi. Şimdi de başkanlık gelirse daha iyi olacak deniyor. Bunlar biçimdir, bunlar isimlerdir, muhteva değildir. Muhtevası insanın kendi medeniyetidir. Kendi medeniyetini yükseltmedikçe, kap ne kadar güzel olursa olsun, içine koyduğunuz su kaliteli değilse olmaz. Siz suyun kalitesini yükselteceksiniz. Onun elbette kabı da kasesi de, bardağı da güzel olsun ama önce içindeki su…”