Bugun...
TEK MİLLET ONLARCA DEVLETİZ


Mustafa Yürekli
 
 

facebook-paylas
Tarih: 15-08-2016 03:35

15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ilk saatlerinde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Türkiyeli meslektaşı Recep Tayyip Erdoğan ile telefon teması kurarak, askeri darbe girişimini kınadı ve İran İslam Cumhuriyeti'nin Türkiye'nin seçilmiş yasal hükümetiyle Türkiyeli Müslümanların yanında yer aldığını vurguladı. Pakistan Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin ya da Başbakan Navaz Şerif'in teması medyaya yansımadı ama Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden 15 gün sonra 1-2 Ağustos 2016 tarihlerinde Pakistan’a bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi ve Pakistanlı yetkililerle bir araya geldi. Bu görüşmenin sonunda Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu darbe girişiminin ardından destek ve dayanışma gösteren Pakistan’a teşekkür etti. Bu kapsamda, Pakistan Cumhurbaşkanı ve Başbakanı tarafından kabul edilen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Pakistan Dışişleri Bakanı Sartaj Aziz ile de uzun bir görüşme yapmıştı. Sözkonusu görüşmelerde ikili ilişkilerimizin yanısıra bölgesel gelişmeler de ele alınmıştı.  

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, 15 Temmuz'dan sonra ilk resmi ziyaret için Türkiye'ye gelen devlet adamıdır. Kazakistan, dünyanın 2 büyük gücü olan Rusya Federasyonu ve Çin ile komşudur. Yayılmacı ve emperyalist, 2 küresel güçle, ödün vermeden, barış için de yaşamayı başarmak önemli bir beceri ve strateji gerektirir. Nazarbayev, sadece Kazakistan için değil, Türk kökenli ülkeler için de önemli bir isimdir. Bilge ve olgun kişiliği, tecrübesi, zekası ve becerisiyle bölgede ve uluslararası politikada önemli roller oynamaktadır. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasındaki bütün sorunlarda arabulucu olmakta ve barışın sağlanmasına önemli katkılar yapmaktadır.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de, darbe girişimini ilk saatlerde kınama açıkladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasanov'un AZERTAC'a yaptığı açıklamaya göre Aliyev, gece boyunca Türkiye'deki gelişmeleri yakından takip etti ve darbe girişiminden rahatsızlığını belirtti. Azerbaycan'ın Türkiye devletinin ve Türk milletinin her zaman yanında olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Aliyev, Türk vatandaşlarının demokratik yolla seçtiği iktidarı sonuna kadar desteklediklerini ifade etti. Ayrıca Türkiye’de yaşanan olaylarla ilgili Azerbaycan Dış İşleri Bakanlığı’ndan da yazılı açıklama yapıldı: “Kardeş Türkiye’de yaşanan olaylar bizi ciddi şekilde rahatsız etti ve sarsıttı. Bu demokratik yolla Türkiye halkının seçtiği hükümete karşı bir grubun yaptığı darbe girişimidir. Türkiye milleti ve devleti birlik ve beraberlik sergileyerek buna karşı çıkmıştır. Kardeş Türkiye halkı ve devletinin yanında olduğumuzu bir kez daha beyan ederek, kısa sürede durumun tam olarak durağan istikrarlı bir hale geleceğine emin olduğumuzu belirtiriz.”

Daha sonra İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Türkiye halkı ve hükümetinin darbeye karşı direniş ile dayanışmasını bildirmek, ikili ve bölgesel gelişmeler ve Batıcı terörizmle mücadele, Suriye krizini çözümleme konusunda Türkiye yetkilileriyle görüşmek amacıyla Ankara'yı ziyaret etti. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif bakanlıkta başbaşa ve heyetler arası görüşmeler yaptılar.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ve Pakistan Dışişleri Bakanı Sartaj Aziz ciddi bir şekilde çalışıyor.. İslam milletinin geleceğini şekillendirecek üst düzey stratejik ortaklık çalışmaları içinde olmalılar.. Azerbaycan, Pakistan ve İran hükümetleri ve halkları, Türkiye devleti ve halkını stratejik müttefik ve biri birinden ayrılamaz tek Müslüman halk ve dört devlet olarak görmektedir. Türkiye'nin iç barışı, toprak bütünlüğü, milli hâkimiyet hakkı, bağımsızlığı ve milli güvenliği, Azerbaycan, Pakistan  ve İran'ın da iç barışı, bağımsızlığı, milli güvenliği ve toprak bütünlüğünün garantisi sayılıyor.

Türkiye'nin Azerbaycan, Pakistan ve İran ile  işbirliği ve dayanışması, bölgesel barış ve güvenliğin, işbirliğinin garantörüdür. Türkiye, Azerbaycan, Pakistan ve İran halkları İslam dini, ortak tarihi, kültürel ve ahlaki yapıyı sürdürme sorumluluğu, İslami gelenek ve göreneği yenileyerek gelecek kuşaklara aktarma görevi, kısaca aynı hakikat medeniyetini ayakta tutma ideali açısından da birbirinin ayrılmaz parçası ve birbirinin tamamlayıcısıdır. Bölgesel meselelerde Azerbaycan ve Pakistan'la tam mutabakat halinde olan Türkiye'nin İran'la bazı siyasi ihtilafları olsa da sosyal ve ekonomik işbirliği ve dayanışmalar, bu olumsuz ihtilaflardan etkilenmemektedir.

Pakistan, İran ile kader birliği yapıp körfeze ve Umman denizine Amerika'yı, İngiltere'yi sokmamalıdır. Aynı şekilde Türkiye, doğu Akdeniz'i, Azerbaycan Hazar'ı İran ile kader birliği yapıp savunmalıdır. Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan da bu kader birliğine katılacaktır.. ABD ve Avrupa ülkelerinin tarihi "böl, yönet" stratejisi İslam milletini paramparça etti: Tek millet, onlarca devlet haline getirildik.

İran başta olmak üzere İslam ülkelerine dönük Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikadaki stratejisi; kardeş ülkelerin iç barış ve güvenliğine katkıda bulunmak, bölgesel işbirliğini geliştirmek, bölge ülkeleri arasında siyasi, ekonomik, güvenlik, kültürel, çevre hayatı, savunma işbirliğini geliştirmek, yabancı güçlerin müdahalelerine ve işgal girişimleriyle terörizm ve darbelere karşı ortak mücadele etmek, bölge halklarının demokratik ve özgürlükle bağımsızlık haklarını savunmaktır.

Irak ve Suriye'deki Amerikancı terörizm, bütün İslam ve bölge ülkelerinin güvenliğini tehdit etmektedir. Türkiye, Pakistan, Azerbaycan ile İran yakın işbirliğiyle, bölgedeki her türlü terörizm ve özellikle Amerikancı terörizmin kökünü kazıyabilir, Afganistan, Irak ve Suriye'nin etnik ve mezhep temelli parçalanmasını önleyebilirler. Kafkasya, Orta Asya başta olmak üzere bütün İslam ülkesini güvenlik altına alacak bu strateji hızla uygulamaya geçirilmelidir.

Amerikancı terörizm, sadece Mezhep Savaşları çıkarmakla kalmıyor, Afganistan, Libya, Mısır, Irak ve Suriye'de olduğu gibi, binlerce medeniyet ve tarihi eserleri de imha edip, bütün şehirleri viraneye çevirerek ve Batı'ya milli müzeleri yağmalatarak, bölge milletlerinin tarihi medeniyet kökenlerini yok etmeye çalışıyor ve bu açıdan Haçlı emperyalist güç odaklarına hizmet ediyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Cumhurbaşkan Vladimir Putin'le görüşmesi bütün bir dünyada dikkatle izleniyor. Batı’nın yaptırım kararlarından bunalmış bir Rusya’nın önemli bir komşusuyla ekonomik ve siyasal barış tesis etmesi makul bir strateji. Bu strateji, Türkiye’yi geleneksel ittifak ağlarından koparmaz ama en azından Karadeniz ve Güney Kafkasya’da varlığını artırmaya çalışan NATO’nun işini kolaylaştırmayacaktır. Beri tarafta Rusya’daki çıkarlarını tekrar garantiye almak, ekonomide kötü sinyallerin geldiği bir dönemde Türkiye için de hayati. Fakat bu oyun ekonominin ötesine geçen bir boyuta sahip. Erdoğan ‘şantaj’ siyasetindeki ustalığını defalarca kanıtladı. ABD, AB ve NATO’daki müttefiklerine Rusya kartını göstererek “Ya Erdoğan’lı Türkiye’yi hazmedersiniz ya da Türkiye’yi kaybedersiniz” demeye getiriyor. Putin de bunun farkında. O yüzden kontrollü gidiyor. Putin Türkiye’nin mevcut koşullarda NATO ve AB’den kopmayı göze alamayacağını biliyor. Erdoğan’ın Batı’ya alternatif olarak dillendirdiği Şanghay İşbirliği Örgütü’nün kapıları sanıldığı gibi açık değil. İran’a bile ‘bekle’ diyen Putin’in Türkiye’yi Şanghay’a taşımak gibi bir niyeti yok. Bu koşullarda Türkiye, Azerbaycan, Pakistan ve İran'ın birlikte hareket etmekten başka seçenekleri yok..

Recep Tayyip Erdoğan, Nursultan Nazarbayev, Hasan Ruhani, İlham Aliyev ve Memnun Hüseyin İslam milletinin geleceğini şekillendirecek kararlar alabilir. Erdoğan ya da Erdoğan’lı Türkiye, Azerbaycan, Pakistan ve İran ile tarihin akışını değiştirmeye hazırlanıyor olabilir. Türkiye Rusya ilişkilerinin normalleşmesinin ardından, Türkiye, Azerbaycn, Pakistan ve İran hükümetlerinin bölgesel politikalarını değiştireceği, yapıcı bir yeni ortak politika izleyeceği görülüyor çünkü.  

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya Cumhurbaşkanı Putin ile görüşmesi sonucu, Türkiye, Suriye ile ilgili 5 yıllık politikasını değiştirmeye hazırlanıyor. Buna göre; Türkiye, İran ile Rusya, Suriye'de ateşkesin sağlanması ve Halep’e insanî yardımın ulaştırılması, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, geçiş sürecinin siyasi yollarla sağlanması, seçimler sonucu demokratik bir Suriye kurulması, Suriye'de herkesin her göreve aday olabilecek milli birlik hükümetinin kurulması, yabancı Amerikancı teröristlere desteğin kesilmesi, yabancı Amerikancı teröristlerin Suriye'den çıkarılması veya imha edilmesi, Suriyeli silahlı gurupların silahsızlandırılması ve genel affın ilan edilmesi, onların siyasi ve toplumsal hayata yeniden kazandırılması, Amerika, İngiltere, Almanya ile Fransa özel operasyon timlerinin, askeri güçlerinin Suriye'den geri çekilmesi gerekiyor.  

Türkiye, Azerbaycan, Pakistan ve İran stratejik ortaklığı, sözkonusu bölgesel politika dönüşümüyle yapıcı bir rol üstlenip, Rusya'nın da katkılarıyla bölgesel sorunların bölge ülkelerinin ve milletlerin etkin katılımıyla çözümlenmesi yolunu açacaktır...

 

 



Bu yazı 2959 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI