Bugun...
ÜNİVERSİTEYE İNANMA ONSUZ DA KALMA


Mustafa Yürekli
 
 

facebook-paylas
Tarih: 15-12-2016 22:22

Üniversite eğitimi insana ne kazandırır? Üniversite mezunu olmaktan beklenen nedir? İnsan gelişimi açısından üniversite niçin okunmalıdır? Üniversiteler toplumsal işlevlerini gerektiğince ve yeterince yerine getiriyor mu?

Bu sorulara tek, kısa ve öz bir cevap vermem gerekirse şunu söyleyebilirim: Benim açımdan Erzurum, A.ü.İslami İlimler Fakültesi’nde okumak, İslami ilimler, felsefe ve sosyal bilimlerin (psikoloji, sosyal psikoloji ve sosyoloji) kaynaklarını, temellerini, paradigmalarını, kapsamlarını, amaçlarını, konularını, kavramlarını, tarihini, kurucularını ve geliştirenleri öğrenmekti.

İlim dünyasına üniversite eğitimi alarak yapılan sözkonusu başlangıç ve disiplinlere ilişkin bu farkındalık, canlı, gittikçe büyüyen bir tecessüsle, ciddi, disiplinli ve bilinçli bir çalışmayla kuşkusuz insanın anlamlandırma çabasına belli bir düzey kazandırır.  İnsanın yazgılı olduğu bilme etkinliğine, üniversite eğitimi düzey kazandırmakla kalmaz, nitelik ve verim katar.

Bir profesörün kontrolünde belli bir bilim dalında, süreli, planlı akademik çalışmanın, başarıyı güvence altına aldığı bir gerçek.

Beni, çok istediğim halde akademik çalışma yapmaktan vaz geçiren husus, ilimlerin bölünmüşlüğü, yalıtılmışlığı ve dayattığı sınırlamalardı. İslami ilimlerden tefsir, hadis, fıkıh, kelam, tasavvuf, tarih ilimlerinden birini seçmenin ötekilerden kopuş ve uzaklaşma olduğu hocaların durumlarına bakınca anlaşılabiliyordu.

Din psikolojisi ve din sosyolojisi ilimlerinin eğitimi, eğitim psikolojisi ve eğitim sosyolojisiyle de  pekiştirilince, psikoloji ve sosyolojiye ilişkin ciddi bir birikim oluşturmaktaydı. Din psikolojisi ya da din sosyolojisini seçmek, birinde akademik çalışma yapmak, İslami ilimlerden ciddi bir kopuş demekti.

Üniversitenin Batı merkezli bilim anlayışı, pozitivist bilim anlayışı, bilgiyi parçalaması hala büyük bir problemdir.

Tasavvuf ile din psikolojisi arasında, din sosyolojisi ile fıkıh ya da tefsir alanında bir bağlantı hala kurulabilmiş değil; akademisyenler, hangi ilim dalına eğilmişlerse, diğer ilimlere kör ve sağır durumdalar. İlahiyat fakültelerinde örneğin fıkıh ilmi faaliyetleri, tefsir, tefsir usulü, hadis, hadis usulü, kelam, tasavvuf ve İslam felsefesi ilimleriyle, din psikolojisi ve din sosyolojisi ilimleriyle temasa geçmeden sürdürülüyor. Kaldı ki hukuk fakültesindeki disiplinlerle de temasa geçmeli değil mi? Hukuk sosyolojisinden uzakta fıkıh ilmi nasıl ele alınabilir? Tarih ilmini din sosyolojisinin yöntemiyle ele almanızın imkanı yok. İlahiyat fakültelerinde, İslami ilimler alanında disiplinler arasında geçişkenliğin olmaması yürütülen akademik çalışmaları ve verilen eğitimi olumsuz etkiliyor.

Üniversitenin adanmamı istediği yol, varmayı düşündüğüm yere beni ulaştırmayacaktı.

Üniversite dışında, İslami ilimler arasında, ayrıca onlarla sosyal bilimler arasında bağlantılar da kurarak ilmi çalışmalarımı bugüne kadar özgürce sürdürdüm. İçimde ne fırtınalar koptu, ne kadar çok acı çektim. Çalışmalarım, dosyalar halinde birikti. Pişman değilim.

Üniversitelerin topluma karşı görevini yerine getirdiğini söylemek çok iyimserlik olur. Üniversite sayısının çoğalması sözkonusu tarihi rolü yerine getirmede yetersizliği daha da artırıyor. Akademik çalışmaların niteliği tartışmasına katılmak istemem. Ama 40 yıldır derinleşerek büyüyen terör sorununun çözümüne üniversitelerin bir katkısı oldu mu diye sormadan kendimi alamıyorum

Küreselleşme sürecinde dünya güçleri tarafından işgallerle ve vekalet savaşlarıyla İslam ülkelerinin karıştırılması, göçler, şiddet, yağma, siyasal tıkanıklık konularında üniversitelerden bir beklentisi olan var mı? Üniversiteler, ekonomiye ve siyasete akıl verebilecek, yeni yöntemler, yeni hedefler gösterebilecek durumdalar mı? Yeni anayasa, devlet başkanlığı gibi sistemin yol açtığı pek çok siyasal soruna ilişkin sorunlarının kavranması, tanımlanması ve çözümü noktalarında üniversitelerin bir müdahalesi mümkün mü?

Son söz olarak şunu söyleyebilirim: Üniversiteye güvenme ve inanma ama üniversitesiz de kalma. Toplum sağlığına kavuşurken üniversitelere büyük iş düşüyor.



Bu yazı 5029 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI