Bugun...
KURULUŞ AYARLARINA DÖNMEK


Yüksel Kanar
 
 

facebook-paylas
Tarih: 19-03-2016 14:10

Ana muhalefet partisi başkanının, son günlerde terörün çaresiyle ilgili müthiş bir buluşa ulaştığı görülüyor. Ona göre formül basit: “Hükümet Cumhuriyet'in kuruluş ayarlarına dönsün terör en kısa sürede çözülür”müş.

Türkiye’de çektiğimiz sıkıntıların en büyüklerinden biri, bilgiye dayanmayan, sadece bazı büyülü (!) kelimelerin ardına sığınarak bir şeyler söylemektir. Bunun, özellikle ülkeyi yönetme iddiasıyla ortaya çıkmış bir siyasi partinin lideri tarafından yapılması işin vahametini daha da artırıyor.

Derinlemesine olmayan bir bakış bile, terörün “cumhuriyetin kuruluş ayarlarıyla çözülmesi” sözüyle en küçük bir ilişkisi olmadığını gösterir. Önce cumhuriyetin kurucu ayarları ne demek? Yaklaşık 100 yıl öncesinin şartlarından söz ediliyor. Ayrıca bu şartlar, imparatorluktan ulus devlete küçülmenin doğurduğu bir travma sonucunun zorunlu şartlarıdır.

Cumhuriyetin kuruluş ayarlarında, kuruluşun üzerinden çeyrek asır geçinceye kadar süren monarşik bir tek parti diktası vardır. Seçimlerin nasıl yapıldığını biliyoruz. Milletvekili adayları o tek parti tarafından belirleniyor, göstermelik bir seçimle belirlenmiş bu adaylar, sözde seçilmiş olarak meclise geliyorlar.

Meclis, onu oluşturan bu sözde milletvekillerinin belirli bir merkezden kumanda edilmesiyle kararlar alıyor. Kuvvetler ayrılığı diye bir kavram olmadığı için, yasama da yürütme de bu yapıdaki tuhaf meclisin tekelinde.

Bütün bunlar doğal karşılanabilir. Zor şartlardan çıkılmış, her şey enine boyuna düşünülememiş olabilir. Biz şimdi eksiği ve yanlışlarıyla da olsa kuruluşumuzu yapalım, zaman içinde bunları telafi edebiliriz denilmiş olabilir.

Bir benzetmeyle yeni Türkiye’nin kuruluş yılları, kış mevsiminde büyük bir depremden çıkmış bir ailenin, bulduğu ilk eve sığınması gibidir. Kapısı penceresi olmasa da en azından üzeri kapalıdır. Bez veya tahta parçalarıyla kapısı penceresi de kapatılarak şartlar düzelinceye kadar bu şekilde idare edilebilir. Zaten başka çare de yok.

Fakat ana muhalefetin başkanı böyle düşünmüyor. Kuruluşun üzerinden bir asra yakın zaman geçmiş, o güne göre çok daha iyi şartlara ulaşılmış olmakla birlikte, daha ileride şeyler düşünmek yerine, tekrar o yoksunluk zamanına dönmeyi salık veriyor. Yenilenmenin ne demek olduğunu bilmeme durumudur bu.

Bir küçük örnek verelim. Bugün Fransa’da 5. Cumhuriyet devam ediyor. Yani Fransa cumhuriyeti tam beş defa revizyondan geçmiş, yenilenmiş. Her yeni cumhuriyete geçişte Fransa yöneticileri, biz geriye, kuruluş ayarlarımıza dönelim diye bir lakırdı etmemişler.

Fransa’da bugün devam eden beşinci cumhuriyet, 4 Ekim 1958’deki karışıklıkların ardından başlayan cumhuriyettir. Cezayir bağımsızlık savaşı dolayısıyla çıkan karışıklıkların bir iç savaş tehlikesine kadar gitmesi üzerine, çare olarak General Charles de Gaulle yeniden göreve çağrılır. Politikacılar, kurumlar ve toplumsal örgütler arasında bu konuda görüş birliği oluşur.

De Gaulle görevi, cumhurbaşkanının yetkilerini artıran yeni bir anayasanın kabulü koşuluyla kabul eder. Yarı başkanlık olarak adlandırılan bugünkü sistemi içeren anayasa hazırlanır ve halk oyuyla kabul edilir.

Bu, dünyadaki yenilenme örneklerden sadece biri. Batıcı bir parti için önemli bir örnek. Buna karşılık bizdeki ana muhalefet, bırakın böyle örnekleri görmeyi ve yenilenmeye razı olmayı, tam tersine bir asır geriye dönmeyi savunuyor. İrtica nasıl ilericilik oluyorsa!



Bu yazı 3431 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI