Hadis düşmanlığından sonra İslâm büyüklerine saldırı.. Sırada Kur’an düşmanlığı mı var?

Müslümanlara karşı her taraftan saldırılar tarih boyunca sürmüş, bundan sonra da durmayacaktır. Küfrün tek bir millet olduğunu biliriz. Binbir türlü oyunu olduğunu da.

Afganistan’da olanlardan sonra Irak’ta olanları da. Şimdi Suriye parçalanıyor. Yani Müslümanlar küfrün planlı saldırılarıyla, bir araya gelemeyecek şekilde daha da küçük parçalara bölünüyorlar. Düşünün bir kere: Afganistan’da yıllar yılı bir iç savaş hâlâ devam ediyor. Tarafların birbirlerine bundan sonra dostça bakmaları mümkün mü?  Irak’ın üçe bölünmüş halkı, yarın birbirine dostça ve kardeşçe bakabilecekler mi? Peki Suriye’de taş taş üstünde bırakmayan hasım güçler, yarın ayrı üç-dört devlete bölündüklerinde, birbirleriyle yeniden kucaklaşabilecekler mi?

Hiç mümkün görünmüyor.

Peki, Müslümanları böyle, bir daha birleşemeyecekleri şekilde parçalayan küfür milleti, sadece bununla yetiniyor mu?

Hiç de öyle görünmüyor.

Onlar, Müslümanların hiçbir izleri kalmayacak şekilde, bu dünyadan silmek isterler.

Bunun için Müslümanları, inanç bakımından da bütün desteklerinden mahrum bırakmak isterler. Nitekim yıllarca sürdürdükleri “Sünnet” düşmanlığının bugün çok daha şiddetle savunulduğu günlere geldik. Daha önce İslâmî hassasiyet duymayanlar, hatta İslâm’a düşman çevreler tarafından yürütülen sünnet düşmanlığı, şimdi hoca geçinen, âlim geçinen kimseler eliyle yürütülüyor.

İsim vermeye gerek yok. Herkes bunların kimler olduğunu biliyor. Bunlar, sünnet düşmanlıklarını bizzat Kur’an’ı kendilerine göre yorumlayarak, sözde Kur’an’a dayanarak sürdürüyorlar. Söylediğimiz gibi, doğrudan din düşmanlarının yaptıkları iftira ve düşmanlıklar ters tepki yaptığı için, şimdi bunları Müslümanların içinde birilerine yaptırıyorlar.

Bunun bir proje olduğunda kuşku yok.

Tıpkı ortaya çıkan, sözde Müslüman terör örgütleri gibi. Müslümanı, şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemlerle yine Müslüman olduklarını söyleyenler aracılığıyla yok ettirmeleri gibi.

İslâmî inançları da, aynen öyle bizzat Müslümanlar aracılığıyla ortadan kaldırmak istiyorlar.

Şimdi hadis düşmanlığından sonra, bir de İslâm büyüklerine karşı düşmanlıklar başlatıldı. Bu da Müslümanlar aracılığıyla yapılıyor. Başta Mevlâna, Yunus Emre ve Muhyiddin İbn Arabî olmak üzere bütün büyük İslâm düşünürleri ihanet, hıyanet ve sapıklık suçlaması altında. Dolayısıyla Müslümanlar,  kendi meşreplerine uymayan diğer bütün İslâm büyüklerine karşı kin ve nefretle dolduruluyorlar. Sonra da her ortamda, İslâmî hassasiyet taşıyan insanların birbirlerine karşı düşmanca saldırılarını, kavgalarını seyrediyoruz.

Bütün bunlardan sonra düşmanların Kur’an hakkında yaydıkları kuşkulara sıra gelecek. İnanın, bunu da bizzat Müslümanlar birbirine karşı yapacaklar. Çünkü Müslüman olmayanlar bu kuşkuları dile getirdiler, ama tutmadı. Şimdi bunları Müslüman hocalara ve âlimlere yaptıracaklar.

Uyanık olmazsak, böyle yavaş yavaş bizi birbirimize kırdıracaklar. Yazık âlet olanlara!