Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov'un dediğine göre Türkiye ile Rusya sıkı bir şekilde işbirliği yapıyorlar ve Putin'in de Türkiye'ye yaptığı ziyareti bu ülke çıkarları doğrultusundaydı. Kasım 2015 tarihinde Rus savaş uçağının Türkiye tarafından hedef alınması ve Rus - Türk ilişkilerinde görülmemiş bir gerginliğin baş göstermesi, Rusya'nın Türkiye'ye yönelik uyguladığı zor yaptırımları ardından getirdi ancak cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya'ya gitmesi ve özür dileyerek tazminat ödemesi bu gerginliğe son verdi ve şimdi ise iki ülke arasında yeni dönemin başladığına tanıklık ediyoruz.

Geniş boyutları içeren Türkiye - Rusya ilişkisi ticari ve ekonomik alanında Moskova ile Ankara arasında ilgili faaliyetlerin Türk ve Rus iş adamları ve şirketleri tarafından yapılması,enerji alanında iki ülkenin işbirliğinin gelişmesi ve özellikle Turkish Streem gibi doğal gaz boru hattının yapımının başlaması,Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali yapımı gibi Rusların Türkiye'de önemli projelerde katkılarının bulunması, bir çok Türk malının Rusya'ya ihrac edilişi ve Rusların Türkiye turizmindeki büyük etkisi gibi alanları kapsıyor.

Avrasya meseleleri uzmanı Şuayb Behmen'in dediğine göre Ruslar ekonomi alanında kendi münasebetlerini Türkiye ile geliştirmek istiyorlar. Aynı zamanda Türkiye de Rusya'nın askeri teçhizatlarından yararlanmak istiyor ki son dönem Türkiye tarafından S-400 alımı bunun bariz örneğidir.

Peskov bu askeri anlaşma konusuna tepki gösteren Batılı ülkeleredönük olarak ''Bu anlaşmanın iki ülke arasında uluslararası kurallar çerçevesinde bir askeri işbirliği niteliğindedir ve her hangi üçüncü bir ülke aleyhinde değildir. Bu sebeple hiç kimsenin buna itiraz etme hakkı yoktur.'' ifadesini kullandı.

Halihazırda Türkiye ve Rusya arasında ilişkilerin yeniden normalleşmesi ve Rusya'nın S-400 anlaşmasına olumlu bakması Türkiye'nin bölgesel konularda Rusya'ya eşlik ettiğinin bir ödülü olarak değerlendiriliyor.

Rusya devlet başkanı  bu ziyarette Rusya ve Türkiye arasında yılın ilk 7 ayında ticaret hacminin  yüzde 31 artış kaydettiğini belirterek ikili ilişkilerin geliştirilmesini istedi.

Putin, ayrıca Irak başta olmak üzere Ortadoğu'da ülkelerin toprak bütünlüklerinin korunmasından yana olduklarını söyledi.

Türkiye cumhurbaşkanı Erdoğan da, Rusya ile ilişkilerin önemine vurgu yaparak 'umarım iki ülke arasında yıllık ticaret hacmi 100 milyar dolara ulaşır' dedi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Erdoğan ve Putin arasındaki görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, "Putin ve Erdoğan arasında IKBY bağımsızlık referandumu konusunda önemli fikir ayrılıkları yok" açıklamasını yaptı.

Aslında Suriye krizinin çözümlenmesi ve bu ülkede çatışmasızlık bölgelerinin oluşması için Türklerin Astana müzakerelerinde gösterdiği aktif rolü, Ankara yönetiminin kapsamlı bir şekilde ilişkilerini Rusya ile geliştirmeyi istemesi ve Katar krizi gibi bazı bölgesel meseleler üzerinde  iki ülkenin görüş birliği sadece iki ülke arasındaki istişare seviyesinin artmasına yansımayıp askeri ve güvenlik alanlarında ikili işbirliğinin gelişmesine de yol açmıştır.

Ancak Ankara yönetiminin Moskova ile ilişkilerini geliştirmeye yönelmesi AB ve ABD gibi Türkiye'nin eski müttefiklerine karşı bir tepki olduğu da göz ardı edilemez. Türkiye artık AB'ye üye olmak ve Batı ile Amerika'nın desteğini almakta ümitsiz. Bu durumda Türk yetkilileri çeşitli alanlarda bulunan boşlukları Rusya ile ilişkide bulunmak suretiyle doldurmak istiyorlar. Böylece Moskova - Ankara ilişkilerinin daha da gelişeceği ön görülüyor.