DÜNYAYI CENNETLE DEĞİŞMEK
İstanbul’u inletiyor ezanlar
Bunlar kitap kardeşi diyorum
Kuran ailesi
Senden geleni tasdik etmişler
İkrar ediyorlar dilleriyle de
Ölüm ötesinden haberliler
Kalplerini ihya etmişler
Yoksa nereden bilecekler fakire dağıtmayı elinde avucunda olanı
Sofra neşesini bir ramazan akşamı hiçbir şeye değişmemeyi
Paylaşma sevincini nereden bilecekler oruçsever olmayı zekatsever
Nereden bilecekler miraçtan döneni sevinçle karşılamayı
Atının başını tutmayı namazsever olmayı
Saatler Kur’an’a ayarlı o sokaklarda
Atları kovmamış o şehirlerde
Sabahları mukabelede hanımlar
Her akşam otuz üç rekat namaz kılarlar
Her minare ki ayağı dibinde kubbe var göğü deler gider
Dünyayı geride bırakan yürüyüşe can atanlar
Yoldaşlığı yüceltenler
Seferde kefeni başa sarıp sarık yapanlar
Hürriyeti müezzinler bekler ezanlarla
Bayrak gölgesindeki barışı
‘Camideyiz’ yazıyor kapıya asılı kağıtta
Cuma vakti çok dalgalı bir iç denizdir
Ruhunu işlemek için şefkatle vuran kıyılara
Rızık yer altı ırmağıdır cadde vitrin etiketler değil
Eldeki yenilmeyen meyve içilmeyen bir bardak su
Allah için açılmış mescitler yollar sokaklar
Kapı kapı aşure dağıtmalar
Altının paranın buğdayın nisabı belli
Büyük baş hayvanın küçük başın zekatı
Dünyayı cennetle değişenler
Acıya sevinç ağlamaya mutluluk verenler
Sabırdır nefes sayacı tik taklarını duymak
Düşük faizle borç dağıtan kirli tefeci eller
İbrahim’i yakacak ateşe odun atmakla ünlü
Çok nefret ediyorum sermayenin kullarından
Sevdiğini bana da sevdir
Eyüpsultan, 2010
Ay Vakti Dergisi, Eylül-Ekim 2022
YORUM YAZ