Bugun...


MUSTAFA YÜREKLİ: Necip Fazıl Kısakürek 39. ölüm yıldönümünde anılıyor!
Necip Fazıl Kısakürek 26 Mayıs 1904 İstanbul’da doğdu, 25 Mayıs 1983 tarihinde 79 yaşında vefat etti. Cenazesi, EyüpSultan Mezarlığı’nda toprağa verildi. Edebiyat tarihinde Baki'den sonra ikinci "Sultanuş Şuara" unvanına sahip Necip Fazıl Kısakürek'i 39. ölüm yıl dönümünde hayranlıkla anıyoruz.

facebook-paylas
Tarih: 25-05-2022 12:28
MUSTAFA YÜREKLİ: Necip Fazıl Kısakürek 39. ölüm yıldönümünde anılıyor!

Üstat Necip Fazıl Kısakürek 39. ölüm yıl dönümünde milletimiz tarafından sevgiyle, saygıyla ve özlemle anılıyor.

Eyüpsultan Belediyesi Kültür İşleri Başkanlığı’nın Zal Mahmut Paşa Külliyesi'de düzenlediği Necip Fazıl Kısakürek'i anma etkinliğinde, Kültür Müdürü İrfan Çalışan Bey'in açış konuşmasının ardından; üstadın hayatı ve mücadelesini, Mavera dergisi şairlerinden dostum Mustafa Özçelik anlattı.

Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken’in de katıldığı programda bestekar Mehmet Kemiksiz, Necip Fazıl Kısakürek'in bestelediği dokuz şiirini icra etti. Necip Fazıl Kısakürek'in şiirlerini farklı bir sanat dalında, kısaca musiki eseri olarak hissetmek güzeldi.

Necip Fazıl Kısakürek 26 Mayıs 1904 İstanbul’da doğdu, 25 Mayıs 1983 tarihinde 79 yaşında vefat etti. Cenazesi, EyüpSultan Mezarlığı’nda toprağa verildi. Edebiyat tarihinde Baki'den sonra ikinci "Sultanuş Şuara" unvanına sahip Necip Fazıl Kısakürek'i 39. ölüm yıl dönümünde hayranlıkla anıyoruz.

Mustafa Özçelik, Necip Fazıl Kısakürek'i Eyüpsultan’da akşam ile yatsı namazları arası dar vakitte anlattı. Şair dikkatiyle önemli tespitlerde bulundu. Bu yazıda Mustafa Özçelik’in Necip Fazıl Kısakürek sohbetini ve birkaç husustaki düşüncelerimi siz değerli okuyucularımla paylaşacağım.

Yazar ve şair Mustafa Özçelik, Kısakürek'in kendisi de dahil pek çok kişinin üzerine hakkı bulunduğuna dikkati çekerek, "O, çok zor şartlarda dilimiz, dinimiz, kültürümüz, medeniyetimiz adına bir şair ve fikir adamı olarak çok büyük bir mücadele yürüttü. Bu mücadele ile Türkiye bugünlere geldi." dedi.

Necip Fazıl'ın, kitapları, çıkardığı mecmualar, kurduğu dernekler vasıtasıyla bütün bir Anadolu'yu mektep yaptığını ve nesillerin onun eserleriyle yetiştiğini ifade eden Özçelik, "Necip Fazıl her dem anılması, hatırlanması, eserlerinin yeni nesillerce de okunması gereken bir isim. Çünkü büyük isimler, birleştirici değerlerdir. Eğer her nesil onları okursa ortak bir duygu ve düşünce zemini oluşur." değerlendirmesini yaptı.

İlk şiir kitabını 19 yaşında, 1924’te çıkaran Necip Fazıl Kısakürek, 1934 yılına kadar sadece şair olarak tanınmış ve o devirde Türk basınının merkezi olan Bâb-ı Âli’nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1934 yılında Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştıktan sonra büyük bir değişim yaşayan, artık Müslüman kimliğini taşıyan Necip Fazıl Kısakürek, 1943-1978 arasında, 35 yılda 512 sayı yayımlanan Büyük Doğu dergisi yoluyla İslamcı görüşlerini kamuoyuna duyuran ve kurucusu olduğu Büyük Doğu Hareketi’ne önderlik eden bir şairdir. Dergi, Türkiye’de medeniyet inşası ve İslam birliği idealinin yayılmasında öncü bir rol oynamıştır.

Necip Fazıl Kısakürek, 17 Eylül 1943 günü ilk sayısını çıkardığı “Büyük Doğu” dergisinde siyasal tavrını ve Türk modernleşmesine eleştirisini ortaya koydu; Büyük Doğu, o dönemde çıkarılan tek İslamcı dergiydi. Başlangıçta dönemin ünlü isimlerinin yazıları da yer aldı fakat ilerleyen sayılarında dava ağırlık kazandıkça uzaklaştılar..

Dergi, ilk olarak 1943 yılının Aralık ayında “dinî neşriyat yapmak ve rejimi beğenmemek” gerekçesi ile birkaç aylığına kapatılırken Necip Fazıl, Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimari bölümündeki işinden kovuldu. Dergi, Şubat'ta tekrar yayınlandı ancak “rejime itaatsizliği teşvik” suçlamasıyla Mayıs 1944’te Bakanlar Kurulu kararıyla kapatıldı. Gerekçe, “Allah'a itaat etmeyene itaat edimez” hadisinin tek parti yönetimini işaret ettiğine inanılmasıydı. 

2 Kasım 1945'te Büyük Doğu'yu yeniden çıkarmaya başladı. Dergi artık davanın sözcülüğünü yapmaktaydı. Büyük Doğu, 13 Aralık 1946 tarihli sayıdaki yazısı nedeniyle tekrar kapatıldı. Necip Fazıl, dergide tefrika edilmeye başlamış olan “Sır” isimli piyesinden dolayı “milleti kanlı ihtilale teşvik” suçlamasıyla mahkemeye çıkarıldı.

1947 baharında Büyük Doğu'yu yeniden çıkarmaya başladı. 6 Haziran'da Rıza Tevfik'e ait “Abdülhamîd’in Ruhaniyetinden İstimdat” başlıklı bir şiirin yayınlanması sebebiyle dergi mahkeme kararıyla tekrar kapatılırken Necip Fazıl tutuklandı. Derginin sahibi görünen eşi Neslihan Hanım ile birlikte “Padişahlık Propagandası Yapmak – Türklüğe ve Türk Milletine Hakaret”ten yargılanan şair, 1 ay 3 gün tutuklu kaldıktan sonra beraat etti.

Necip Fazıl Kısakürek,, 28 Haziran 1949’da Büyük Doğu Cemiyeti'ni kurdu. Başkanı olduğu dernekte başkan yardımcısı Cevat Rıfat Atilhan ve genel sekreter Abdurrahim Rahmi Zapsu idi. 1950'de derneğin ilk şubesi Kayseri'de açıldı. Necip Fazıl, Kayseri'deki açılıştan İstanbul'a döndükten sonra bir yazısı nedeniyle tutuklandı; “Türklüğe hakaret davası”nda verilmiş beraat kararı Nisan ayında temyiz mahkemesi tarafından bozdurulunca eşi Neslihan Hanım ile birlikte hapse girdi.

1950 genel seçimlerinden sonra seçimden zaferle çıkan Demokrat Parti'nin çıkardığı Af Kanunu ile hapishaneden tahliye edilen ilk kişi olarak  15 Temmuz'da serbest kaldı. 18 Ağustos 1950'de Büyük Doğu'yu yeniden çıkarmaya başladı. Necip Fazıl, dergide Adnan Menderes'e açık mektuplar yayınlayarak partiyi İslam ekseninde geliştirmesini önermekteydi. O yıl Büyük Doğu Cemiyeti'nin Tavşanlı, Kütahya, Afyon, Soma, Malatya, Diyarbakır şubelerini açtı.

22 Mart 1951 yılında “Kumarhane Baskını” olarak anılan tertip gerçekleşti. Necip Fazıl, 18 saat karakolda tutuldu. Necip Fazıl'a göre bu olay Demokrat Parti'nin bir komplosudur. 30 Mart 1951'de dergisinin 54. sayısını çıkardı. Ancak dergi henüz bayilere dağıtılmadan hakkında toplatılma kararı çıktı. Bu sayıda yer alan imzasız bir yazısı nedeniyle tutuklandı. Sonunda Necip Fazıl, başkanı olduğu Büyük Doğu Cemiyeti'ni 26 Mayıs 1951'de feshetti.

22 Mayıs 1952'de “Malatya hadisesi” meydana geldi. O gün Vatan gazetesinin sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman Malatya’da bir suikast teşebbüsü ile yaralanmıştı. Necip Fazıl, Hüseyin Üzmez’i azmettirmekle suçlandı. Şair, “Taammüden katle teşvik ve azmettirmek, katle teşebbüs fiilini medih ve istihsal eylemek” suçlaması ile tutuklanıp Malatya’ya sevk edildi, 9 ay 12 günlük hapis cezasını çekti. 16 Aralık 1953’te serbest kaldı.

Kısaca hayatını Büyük Doğu davasına adamıştı. Dergi çıkardı, meydanlarda bağıra bağıra hakikati anlattı.. Tek parti döneminde de iki partili dönemde de iktidarlar dümen sularına girmeyen Necip Fazıl Kısakürek’i mahkemelerle, zindanlarla durdurmaya çalıştılar ama başarılı olamadılar. O cesur bir şekilde hakikatin sözcülüğünü yaptı.

Üstat Necip Fazıl Kısakürek'in kitapları günümüzde milletimiz tarafından okunmakta, şiirleri dillerde dolaşmakta, davası ve görüşleri araştırılmaktadır. Üstat Necip Fazıl, eserleriyle her kuşağa sesini ulaştırmakta, ne kadar sevindiricidir ki haklı davası milyonların yürüdüğü yol haline gelmektedir..

Gelecek yıl 40. ölüm yıl dönümü,, Hasretimizi bakalım nasıl göstereceğiz? Nasıl etkinlikler hazırlanacak? Üstat Necip Fazıl’a Allah’tan rahmet diliyorum. Nur içinde yatsın..




Kaynak: Haber 7



YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
YUKARI