Bugun...


HAYRİ BOSTAN: Alkışı Duydum İhaneti Gördüm - Neden Aforoz Edildik
Bana çekmecesinde sakladığı, hakkımda öğrencilerin ve velilerinin verdiği şikâyet dilekçelerini gösterdi. Aklıma Sarıyer İmam Hatip Lisesi’ndeki okul müdürünün Diyarbakırlı bir edebiyat öğretmenine yaptıkları geldi. O zamanlar genç bir edebiyat öğretmeni olarak Sarıyer’e gelmiş Diyarbakırlı garip bir öğretmen.

facebook-paylas
Tarih: 12-10-2017 21:45
HAYRİ BOSTAN: Alkışı Duydum İhaneti Gördüm  - Neden Aforoz Edildik

Milli Eğitim Bakanlığı Anadolu Liselerindeki İngilizce kitabı soygunlarına son vermek amacıyla çok güzel kitaplar hazırlattı ve bilindiği gibi bütün kitaplar öğrencilere ücretsiz verilmekte. Ama bizim okulda buna karşın aynı alışkanlık sürdürülüyordu. Buna tepki gösterdim ama kimseye dinletemedim. Bir dilekçe verdim ve soruşturma geçirdiler. İdareci ve ilgili öğretmenlerin hepsi ceza aldılar. Hiç utanmadan bu olaydan dolayı beni suçladılar ve bana bire bir bir görüşmeyle ya tayinimi istemem ya da emekliliğimi isteme konusunda babalarının çiftliği gördükleri devletin okulundan yol bile gösterme cüretini gösterdiler. Ben de hiç birini yapmadığım için başıma gelmedik kalmadı. İstenmeyen adam olduk.28 yıllık öğretmenlik hayatımda en düşük sicil puanlarını verdiler. Mahkemeye gidebilirdim; ama gitmedim. Hiç bir zaman olumsuz tavır takınmadım. Bu yazıyı da bir hatıra olarak yazdım. Okulda sevdiğim, güvendiğim ve saygı duyduğum, kişiliklerine ve insaniyetlerine güvendiğim bazı arkadaşlarla belki paylaşabilirim. Belki bir gün geleceğe not düşmek adına hatıralarımı yazarım ve bunlara da yer veririm. Hepsi bu

2010-2011 Öğretim yılı başındaydık. Okul müdürünün bu okuldaki süresi dolmuş, rotasyonla atanmış, siyasi destekçileri onun aynı okulda görevlendirme yazısıyla müdürlüğe devam etmesi için takla atarken birkaç günlüğüne başyardımcısı müdür vekili olmuştu. Amanallahım. Ses tonu, bakışları, duruşu, sorulan soruya verdiği tepkiler bana 12 Eylül darbesi olduğu hafta Kullar Kasabası’nda görevlendirilen onbaşının yüz hatlarını ve tavırlarını anımsattı. Ama bütün bu hava cıva tafralarına karşın yönetmelik bilmiyorlar ve merak edip açıp okumuyorlar, kafalarına göre keyfi uygulamalar yapıyorlar. Bu yanlışlarına en ufak ve en yumuşak ifadeyle karşı çıkınca da seni adeta bir çocuk gibi, hatta bir kölesiymiş gibi aşağılayarak azarlar, ezer, sıfırlar, bir hiç haline getirirlerdi. Geçen sene (2009-2010) yılsonu ders kesim raporlarında ben birkaç noktaya değindim.

1)Her gün bir dersin ilk 20 dakikası kitap okuma saati olarak uygulanıyordu. Başlangıçta çok ilgi gören, iyi denetlenen ve güzel giden bu uygulama zamanla tavsadı, adeta öğrencilerin ders kaynatma aracı haline gelmişti. Artık denetlemeler de işe yaramıyordu. Çünkü sınıftaki öğretmen kitap okuyup okumayanları denetlese kendisi okuyamıyor, sürekli uyarılar diğer öğrencilerin de dikkatlerini dağıtıyordu. Bu durumu ifade ettim ve gelecek yılda bu uygulamanın gözden geçirilmesini önerdim.

2)Bazı öğrenciler bazı müdür yardımcılarının odalarına sorumsuzca girip çıkıyorlar, PC başına geçiyor, sere serpe oturuyorlar ve laubali davranışlar sergiliyorlardı. Bu tür öğrenciler pedagojik açıdan da bozuk davranışlar sergiliyorlardı. Adeta kendilerini okulda birilerinden torpilli gibi algılıyor, öteki öğretmenlere karşı fütursuz davranıyorlardı.

3) Son sınıflar arasında bir sınav uygulanarak yeterli başarıyı gösterenler derslerden ve yoklamalardan muaf tutuluyor ve aşağıda bir sınıfta toplanarak ÖSS’ye hazırlanıyorlardı. Bu sınavların daha titiz ve gerçek başarıyı ölçer düzeyde yapılmasına dikkat edilmesini belirtmiştim.

Buna benzer bazı konuları yazdığım yılsonu ders kesim raporu müdürün elinde, burnundan soluyarak; “şimdi aşağıya götüreceğim, kurulda okuyup soracağım. Bakalım kimmiş o idareciler, öğrencilerin odalarına sorumsuzca girip çıktığı kişiler vs” diyerek kükrüyor. “Bunu yapma” dedim.130 kişinin olduğu öğretmenler kurulunu mahkeme salonuna çevireceksiniz. Ben bu notları okul müdürü olarak size yazdım. Alacağınız varsa alın, yoksa yırtın atın efendim” dedim.

Bana çekmecesinde sakladığı, hakkımda öğrencilerin ve velilerinin verdiği şikâyet dilekçelerini gösterdi. Aklıma Sarıyer İmam Hatip Lisesi’ndeki okul müdürünün Diyarbakırlı bir edebiyat öğretmenine yaptıkları geldi. O zamanlar genç bir edebiyat öğretmeni olarak Sarıyer’e gelmiş Diyarbakırlı garip bir öğretmen: Tam bir kitap kurdu. Okumadığı kitap, izlemediği dergi yok. Öğrencilerden uyduruk şikâyet ve suçlama dilekçeleri toplayarak bu öğretmeni okuldan sürdürmeye çalışan okul müdürü ve başyardımcısı keşke onun edebiyat alanındaki birikimini, yeterliliğini ve donanımını bilebilselerdi ve öğrencilerimizin ondan daha çok yararlanmaları için çaba harcasalardı!  

Birlikte çalıştığımız halde ve birçok etkinliğe birlikte katıldığımız halde ben orda olan o utanç verici olayları aradan 20 yıl geçtikten sonra o arkadaştan ve bu oyunlara alet edilen öğrencilerden öğreniyordum. Şimdi bir özel okullar grubunun genel müdürü olan öğrencimin bu konuda bana anlattıkları kelimenin tam anlamıyla, neslimiz, davamız, inancımız, aldığımız eğitim, mensubu bulunduğumuz bütün değerler adına utanç vericiydi.

Şimdi benzer durumları mezunu olduğum okulumda ben yaşıyordum. Ama “ben” dememeliyim. Haksızlık etmiş olurum. Aynı zamanda sınıf arkadaşım olan ama yıllardır komik bir nedenle benimle dargın duran bir arkadaşım, bütün suçu Onunla birlikte çok gözükmek olduğunu sandığım bir başka edebiyat öğretmeni de aynı ya da benzer durumdalardı. Ama benim suçum onlardan ağır. Çünkü kitap skandalını ifşa ederek başlarının ağrımasına, soruşturma geçirip ceza almalarına neden oldum.

Sene başı öğretmenler kurulunda zevzek gülüşlerle kurallarla oynamalar (komisyonlara öğretmen seçimlerini kendilerinin önceden belirlediği isimleri yazarak doğru dürüst oylama yapmadan geçirmeler, zümrelerde kimlerin yer alacağını, zümre başkanı kimlerin olacağını belirlemeler. Nasıl olsa kimse itiraz etmiyor. Çünkü itiraz edeceklerin başlarına neler geldiğini herkes biliyor ve kimse konforunun bozulmasını istemiyor. Yönetmelik gayet açıktı. Okul idaresi zümrelere öğretmen atayamaz. İdare ders dağıtımını yapar, aynı dersi okutan bütün öğretmenler o dersin zümre öğretmenler kurulunu oluşturur. O kurul da toplanarak aralarından zümre başkanını seçerler. Toplantı gündemli yapılır ve herkes söz alarak maddeler tartışılır. Alınan kararlar oy çokluğuyla ya da oy birliğiyle diye belirtilir ve uygulanır.
Benim İlsis’te branşım meslek dersleri olarak geçtiği için hem her sene bana hep Arapça dersi veriyorlar, hem de zümreye yıllarca başkanlık ettiğim halde artık alınmıyordum bile. Bütün derslerim Arapça olduğu halde branşım Arapça öğretmeni olmadığı için zümreye alınmıyorum ve imzama da gerek görmüyorlar. Ama hiç okutmadığım Kelam dersinin zümresinde üye gösteriliyorum. İşin ilginç tarafı son sınıflarda Kelam dersine girenlerin belki de hepsi bu zümrede yoklar. Ve bu derse girmediğim halde Kelam dersinin yıllık planını yapmamı istiyorlar. Planların taksim edilerek yapılması da yrı bir cinayet. Çünkü bu yıllık planların hep birlikte, ortaklaşa, müzakereler yapılarak yapılmaları gerekiyor.
Yönetmelik bilmiyorlar, merak edip bakmıyorlar. Yılların öğretmenleri bir şey söylese, eleştirse vay sen fitne çıkarıyorsun, aleyhimde çalışıyorsun, altımı oyuyorsun gibi ajitasyonlar yapılıyor. Nasılsa almışlar arkalarına bir rüzgâr gidiyor bakalım. Bunları bu makamlara getirenler de, onları rotasyona rağmen orda tutanlar da aynı derecede boş, kof insanlar. Bozacının şahidi şıracı bir düzen gidiyor bakalım. Yazık oluyor bu okullara umut bağlayan saf düşünceli insanlara ve onların buralarda heba olan çocuklarına.
Yıllık planların ve hatta zümre tutanaklarının internetten indirilerek okul adlarının, üye adlarının değiştirilerek zümre haline getirildiği zümreler yaşanır oldu. Hatta bazen planın ait olduğu okulun adı, öğretmenlerin ya da okul müdürünün adı değiştirilmeden okul idaresine verildiği oluyor ve bunlar birer fıkra gibi anlatılıyordu.

Sene başı zümresini ciddiye almayan, planlarını kopya ve baştan savma yapan, sonra da yazılılardan 15-20 puan alan öğrencilere 90-100 vererek hormonlayıp şişirme başarılar oluşturulan bir okulun başarılarıyla ne kadar övünsek azdır!

Bu durumların sadece İzmit İmam Hatip Lisesi’ne özgü olduğunu asla iddia etmiyorum. Maalesef bütün imam hatip liselerimiz üç aşağı beş yukarı aynı içler acısı durumdadır.

İşte bundan dolayı öğrenci ders isteyen, disiplin isteyen öğretmenleri istemiyor ve idarenin kapısını aşındırıyorlar. Doğal olarak bazı gerekçeler ileri sürmeleri gerekir. Öğrenci zırvalarını dinlemeye hazır ve amade, öğrenci yalakası idareciler, öğrencileri herkesten çok sevdikleri ve herkesten çok sevilmeyi hak ettikleri için şikâyetleri dinliyor, dilekçeleri alıyor, sumen altına yığıyor. Zamanı geldiğinde bir tehdit aracı olarak kullanıyorlar. Mücahit müdürler, mücahit müdür yardımcıları… En büyük kahramanlar! Alkışlar sizin için!..

Gülay Göktürk Bursa Valisi Orhan Taşanlar için; ”Beyler! Ben Tanrıya inanmıyorum; ama Tanrı varsa siz kesinlikle cehennemliksiniz”  diye yazmıştı. Ben de diyorum ki, şeksiz şüphesiz inandığımız o büyük mahkeme varsa Allah hepimizin yardımcısı olsun!
Kur’an-ı Kerim’de Hz. Musa(AS)’nın bir sözü var:”يا ربنا أ تهلكنا بما فعل السفهاء بيننا “ “Ya Rabbi! İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak eder misin?” Ben de bu duayı yapmak istiyorum.

Öğrenciliğimde de, öğretmenlik hayatımızda da çok çektiğimiz ve nefret ettiğim, hayatında roman okumamış, hikâye okumamış, fotoğraf çekmemiş, sinemaya gitmemiş, müzik dinlememiş, “İslam” denen o koca dünyayı kendi kafasındaki fındıkkabuğuna sığdırmayı marifet sayan, kendi karizmasını artırmak için başkalarını çok rahat ezebilen, harcayan, aşağılayan, herkese tepeden bakan, kendini cennetlik zanneden cehennem odunları. Bunlar her zaman kedi gibi dört ayağı üzerine düşmeyi becerebilen, kutsalın her çeşidini, her versiyonunu, her ritüelini ranta çevirmeyi çok iyi becerebilen ustalar… Herkes bir ramazan boyu bir hatim zor yaparken bunlar günde iki hatim yaptıklarını iddia ederler. Din işgüzarlığında kimse onlarla yarışamaz. Allah böylelerinden nefsimizi de, neslimizi de muhafaza eylesin. Amin!






YORUMLAR

MAHMUD DOĞAN
13-10-2017 08:30:00

HOCAM ALLAH RAZI OLSUN , İSTİFADE EDİYORUZ

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
YUKARI