Bugun...


MEHMET YÜREKLİ: Bayramlar Bayramı 5 Ocak
Adana’nın Fransız işgalinden kurtuluşunun bütün ayrıntıları, üniversitelerimiz tarafından tespit edilmiş, ders kitaplarında anlatmaya çalışılmıştır. Her nesil, Adana’nın milli mücadelesini öğrenmelidir ki Batı emperyalizmine direnişin, devletin ve bağımsızlığın değerini bilsin..

facebook-paylas
Tarih: 07-01-2021 21:04
MEHMET YÜREKLİ: Bayramlar Bayramı 5 Ocak

99 yıl önce, 5 Ocak 1922’de gerçekleşen Adana’nın Fransız işgalinden kurtuluşu; milletimizin iftihar tablolarından biridir.

Adana’nın Fransız işgalinden kurtuluşunun bütün ayrıntıları, üniversitelerimiz tarafından tespit edilmiş, ders kitaplarında anlatmaya çalışılmıştır. Her nesil, Adana’nın milli mücadelesini öğrenmelidir ki Batı emperyalizmine direnişin, devletin ve  bağımsızlığın değerini bilsin..  

Kurtuluş gününün fikriyatını ve hissiyatını daha iyi anlayabilmemiz için, o günlerde Yeni Dünya Gazetesi’nin Adana muhabirliğini yapan Mustafa Nuri Bey’in yazdığı “Bayramlar Bayramı 5 Kanun-ı Sani 1388” başlıklı yazısını okumak gerektiğini düşünüyorum.

7 Ocak 1922 tarihli Yeni Adana Gazetesi’nde yayınlanan makale, ufak bazı sadeleştirme ile aşağıda verilmiştir:

“Bayramlar Bayramı

5-6 Kanun-ı Sani 1338

Beş kanun-ı sani, bu kutlu gün Adana’nın tarihçe-i hayatında en aziz bir bayramdır. Bu bayram da değil, bayramlar bayramı, bayramlar sultanı, kutsî, mübeccel bir kurtuluş gündür. Onun yanında bütün bayramlar sönük ve renksizdir. Bu kurtuluşun hayat-ı bahisemazhuriyetleri olmasaydı, şimdi esaretin ne buseli tazyikleri altında memlekete zar zar inleyecek, bayramlar birer yem-i elem ve matem olacaktı. Milletin bütün meseretli heyecanları, bütün şerefî duyguları hıçkırıklar, zulmetler içinde boğulacaktı.

Esaret ve Felâket Nedir?

Bunu layıkıyla anlayabilmek için onun acı ve yakıcı zehirlerini katre katre içmeli, onun öldürücü ve boğucu kâbuslarını tecrübe etmelidir. Bu temenni edilir bir şey değil, fakat meş’um olmakla beraber mabed-i hayat için tecrübe edilen bir zehirdir. Of nasıl diyeyim bir zehir-i şifabaş. İşte Adanalılar üç uzun ve kederli sene pençeleştiler. Onlar şeref ve namus için dağlara çekildiler.  Mal ve minal, evlat ve ıyal ne varsa hepsini Allah ve Resulunün saye-yiseyanetinetevdî ederek Anadolu’da inkılap ve halas bayrağı açan kahraman kuvvetlere iltihak ettiler. Öldüler, öldürdüler, kırdılar, kırıldılar, hayatı istihfaf ve istihkar eden ne kadar fedakarlıklar varsa hepsini bu mehaba bedel ettiler.  Ve işte hakka sahip bütün insanlar gibi muzaffer oldular.

İşte Adanalılar, bugün o elim hatıratı biraz gözleri önüne getirmek, kurtuluş ve zafer bayramını tesid ediyorlar (kutluyorlar).

Bilmem mazinin o kindar hakaretlerine dünkü bayraklar, gölgeledar kafile şevk ve şadibeden daha ruhlu bir misal gösterilebilir mi? Akın akın dün geçit vermeyen sokakların genişliklerini doldurarak bir aşk ü heyecan geçiyorlar, geçiyorlar. Evlerin en girdap, en köşe bucaklarında bir itina-i mahsusla saklanan, bunun için hıfzedilen sancaklar ve bayraklar hasva-i halaskarın zeratiniyarargibii yükseklerde al ve yeşil çizgiler resm ederek geçiyorlar. Herkesin iştahlı omuzları üzerine bir vatan bayrağı, bütün yüzlerde bir muvacehe-i sürur ve teselli nümayan olur. On binlerce bayrak, ak sakallı dervişler, masum, meleksuret mektep talebeleri, fakir, zengin, esnaf, hamal, hatta üstleri kıymettar halılarla örtülü develer ve bunların mini mini rakkabları bu sevimli zafer bayrağını bu gün başlar üstünde cennet derecesinde bir neşe ile gezdiriyorlar. Halkın tezahüratı, nutuklar, alkışlar, yaşalar, üç yıldır bunlara hasret kalmış, hatta iki aydır pek güç zabt ve tevkif edilebilmiş felaketzedelerin ruhlarında toplanan hissiyatın hoş ve huruşe gelmiş birer makestabedarı idi.

Adana namına Millet Meclisine şükranlarını takrir ve iblağ ederlerken hala Ferid Celal’in genç ve ruhundan kopan sıhhat imanlı ve heyecanlı hitabeler bu günün hatıratını ebediyete isal edecek bir şekil ve meziyette idi.

Bunun gecesi de zengin ve şaledar idi. Her taraf her yer, zümrüt Adana’nın yeşil ve sıcak koynunda tekrar asude hayatına kavuşan hür şehir, büyük nümayişlerle bu günü atinin tarih-i mukadderatına şereflerle kaydediyorlar. Daha bir hafta evvel Tarsuslular büyük bir coşkunluklarla askerin kudümünü tebrik etmiş, yüz yirmi kurban kesmiş, kırk elli bin bayrakla bütün o yeşil ovayı kırmızı ve beyazın imtizacıyla latif ve ahenkdar bir levha ile süslemiş, muzaffer askerlerimizin silahları dibine çiçekler ve üstlerine tenekelerle gül suları saçmışlardı. Mersin, Bahr-ı Sefid’inteselliyetkar dalgalarıyla zihniye saz olan deliniş silahlarında şimdi ne kadar terbiyeli ve neşeli bir bayram yapıyor. Belki bu dalgalar şifa ve hayat dolu izlerini sevgili İzmir’in, Asitane-i İslamın içli sahillerine kadar isal eder.

Ohhh. Aziz kardeşler, bayramınız kutlu olsun, bu sizin hak-ı meşruanızdır. Tarih, cihan şahittir ki şu kırmızı bayraklar sizin temiz kanınızla boyanmıştır. Bu halas ve istiklal gününü hiçbir kuvvet sizin recr-ü bedîde ve elemzede ellerinizden alamaz.

Dün bunları büyük bir haz ve memnuniyetle seyrederken iki canlı hadisenin şahidi oldum:

Alay muhteşem ve teranepüdur geçiyor, hürriyet ve istiklal şarkıları etrafa süzülüyor, neşe ve sataret bir sel-i revan halinde sokakları dolduruyorken uzun ve geniş bir örtüye bürünmüş, gözünün yalnız bir tanesiyle bu hürriyeti temaşa eden hicranzede bir kadın, ihtimal şimdi evladı siperlerde çarpışan müşvik bir ana, gözlerinden sevinç yaşları akıyor ve dişleri arasından, evet dudakları değil, keskin ve dolgun olarak, dişleri arasından bu sıhhiye-i kalbe sızıyordu:

Ya – şa - sın – Mustafa – Kemal – Paşa – hazretleri!

İnkılap tarihinin en asil temaşaları yad ederken bu halkın kalbinin nasıl çarptığını görmek ve işitmek kabildir. Sonra yedi sekiz yaşlarında, omzunda bir vatan bayrağı, belki bir mektep talebesidir, coşkun hissiyatını ifadeye layıkıyla kudretyab olamayacak kadar mini mini bir yavru tiz ve muhtez bir seda ile şenlik alayının nakaratını ikmal etti.

Yaşasın – Mustafa Kemal Paşa – Hazretleri – İzmir’i Edirne’yi de kurtaracak!”

Mustafa Nuri

Bu yazı, o günlerin atmosferini belli oranda yaşatıyor.

İnanın, 99 yıl önce gerçekleşen ‘’5 Ocak 1922, Adananın Fransız İşgalinden Kurtuluş’’nun ruhunu ortaya koyan pek çok yazı var.

Adanapost yazı işleri kadrosu olarak bu tarihi belge niteliğindeki yazıları gündeme taşıyarak kahraman atalarımıza sadakatimizi göstereceğiz..

 

Mehmet Yürekli

Adana, 4 Ocak 2021




Kaynak: Adanapost



YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
YUKARI