Bugun...


ÖMER ÖZYILMAZ: Eğitim sistemleri ve öğretmen ilişkisi -24 kasım vesilesiyle-
Millet olarak bu 24 Kasım’dan itibaren ilk hedefimiz, 100-150 yıl önceki dünyanın şartları çerçevesinde bizim dünya görüşümüze ters olarak kurulmuş olan bu eğitim sisteminin, Ülkemizin gelmiş olduğu düzey de göz önüne alarak, ciddi bir değişim ve dönüşümünü sağlayıp geliştirmek ve millileştirmek olmalıdır.

facebook-paylas
Tarih: 24-11-2021 22:29
ÖMER ÖZYILMAZ: Eğitim sistemleri ve öğretmen ilişkisi  -24 kasım vesilesiyle-

Eğitim sistemleri boşlukta kurulmaz, yansız ve tarafsız da olmazlar, muhakkak bir dünya görüşüne dayanır, o zemin üzerine kurulurlar. Buna epistemolojik zemin denir. Eğitim sistemleri bu zemine dikilmiş bir ağaç gibidir. Ancak bu, öyle bir zemindir ki, daha ekilirken ağacı dönüştürür, öyle kabul eder. Sonra o dünya görüşüne bağlı olarak eğitim felsefesi, insan felsefesi ve bilim felsefesiyle de o ağacı besler. Bir müddet sonra ağaç, o dönüşmüş ve beslenmekte olan haliyle meyve vermeğe başlar.

Bu ağacın yani eğitim sisteminin genelde üç tür meyvesi olur. Bunlar: üretilen bilim, yetiştirilen öğretmenler ve eğitilen öğrencilerdir. Üç meyve de eğitim sisteminin dayandığı dünya görüşü, ona bağlı olarak eğitim felsefesi, insan felsefesi ve bilim felsefesine göre şekil, tat, lezzet, besin değeri ve kokuyu alır.

Bizim eğitim sistemimiz, ‘Batı dünya görüşü’ne göre kurulmuş, onun eğitim felsefesi, insan felsefesi ve bilim felsefesinden de beslenmektedir. Bunun için batıcılar tarafından meyvesi toplanan bir ağaç ve bir eğitim sistemi durumundadır. Bu eğitim sisteminde, bizim çocuklarımız, bizim fakültelerimizde, bizim imkanlarımızla, bizim inancımız, tarihimiz ve dünya görüşümüze zıt öğretmenler olarak yetiştirilmektedir. Bunda yetiştirilen öğretmenlerimizin hiçbir kabahati, suçu ve sorumluluğu yoktur. Dolayısıyla bu eğitim sistemi, bu haliyle bizim ve dünyanın beklediği objektif bilimi, öğretmeni ve öğrenciyi yetiştirmez, yetiştiremez. Çünkü onun dayandığı ya da üzerine kurulduğu epistemolojik zemin (dünya görüşü), bizim dünya görüşümüze göre değil, bize zıt bir anlayışla oluşturulmuş bir zemindir. Sağlam aile yapımız ve toplumumuzu oluşturan güçlü dinamiklerimizin desteği ile, yer yer milli ve yerli çok değerli öğretmenler yetiştirilmişse de ondan meyve alma bakımından arslan payı batıcılara aittir.

Bu eğitim sistemimiz 150 yıldan beri olduğu gibi, bundan sonra da aynı dünya görüşüne dayandığı ve onun kaynaklarından beslendiği müddetçe, biz beklediğimiz bilim üretemeyiz, ÖĞRETMENİ de öğrenciyi de yetiştiremeyiz.

Bu yüzden, millet olarak bu 24 Kasım’dan itibaren ilk hedefimiz, 100-150 yıl önceki dünyanın şartları çerçevesinde bizim dünya görüşümüze ters olarak kurulmuş olan bu eğitim sisteminin, Ülkemizin gelmiş olduğu düzey de göz önüne alarak, ciddi bir değişim ve dönüşümünü sağlayıp geliştirmek ve millileştirmek olmalıdır.

O zaman eğitim sistemi, her şeyiyle bizim olacak; yerli ama evrenseli kucaklayan bilim üreteceğiz, öğretmen ve öğrenciyi yetiştireceğiz. Eğitim sistemimiz içerisinde bilim insanlarımız aşkla, şevkle ve özgüvenle hem ülkemiz hem de insanlık için bilim üretecekler; öğretmenlerimiz bütün benlikleriyle ve bütün güçlerini ortaya koyarak öğrenci yetiştirecekler; öğrenciler de bilim elde etmek için gece gündüz canla başla koşacaklardır. Bütün bunlar bir aşk, heyecan ve bir ruhla yapılır. Unutmayın aşk, heyecan ve ruh taklitçilerde olmaz. Çünkü bunlar asla taklit edilemezler. Aşk, heyecan ve ruh, kendisi olabilen, özgün olabilen; özgüven ve öz-yeterlik sahibi olan insanlarda ancak bulunur.

O zaman eğitim sistemimizle öğretmen, vücutla kalbe benzer.

-Kalp, vücutla bütünleşerek gece-gündüz, aşkla-şevkle vücuttaki kanı ve içindeki besinleri, vücudun kılcal damarlarına dahi taşır ve vücudu besler.

- Öğretmen de toplumla onun inancı, tarihi ve dünya görüşüyle bütünleşerek, doğru bilgi ve davranış kalıplarını, eğitim sisteminin ve toplumun har tarafına ulaştırır, sistemi ve toplumu besler ve geliştirir. Onun için şunu ifade edebiliriz:

- Kalp vücudun öğretmeni, öğretmen de eğitim sisteminin ve toplumun kalbidir.

- SANA ATFEDİLEN ÖĞRETMENLER GÜNÜN KUTLU OLSUN DEĞERLİ ÖĞRETMENİM.

 

Prof. Dr. Ömer ÖZYILMAZ

24. 11. 2021

 

(Prof. Dr. Ömer Özyılmaz, 1952 yılında Erzurum'da dünyaya gelmiştir. Ömer Özyılmaz'ın  akademisyen, ilahiyat profesörü, yönetici, siyasetçi ve yazar kimliği bulunmaktadır. Prof. Dr. Ömer Özyılmaz 20 ve 22. dönem Erzurum Milletvekilliği görevini üstlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu üyesidir.)

 




Kaynak: Ulu Kanal



YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
YUKARI