Bugun...


PROF.DR.ERGÜN YILDIRIM: Zamanın Modernleşmesi ve Fenomenolojisi: Saatleri Ayarlama Enstitüsü II
Geleneksel toplumlarda zaman, Ahmet Haşim’in Müslüman Saati adlı denemesinde anlattığı gibi kutsallıkla, metafizikle ve doğa üstü alanla ilişkilidir.

facebook-paylas
Tarih: 21-09-2022 20:08
PROF.DR.ERGÜN YILDIRIM: Zamanın Modernleşmesi ve Fenomenolojisi: Saatleri Ayarlama Enstitüsü II

Geleneğin zamanı ve anlamı

Gelenek anlamlı bir rutindir. Gelenekte zaman ve uzam muhtevasız değildir. Rutinin anlamı alışkanlıklarda ve saygıda ortaya çıkar. Ritüeller, çeşitli zorlayıcı pratikleri getirseler de insanları rahatlatırlar (Giddens, 1994:96). Ritüeller, gelenekte anlam taşıyan çok önemli performanslardır. İnancın anlamını eylemlerle gösterirler, canlandırırlar, pekiştirirler.

Geleneksel toplumlarda zamanı ölçen çeşitli formlar mevcuttu. Fakat bütün bu ölçüler zamanı hesap etmeye çalışırken, zamanı mekana bağlardı. Zaman, kesinlikten uzak ve değişkendi. Günün tarihi, içinde gerçekleştiği topluma ve bölgeye göre belirlenirdi. Ne zaman, “nerede” ile bağlantılıydı. Yine zaman doğal olaylarla ilişkili bir şekilde tanımlanırdı. Örneğin güneşin gün ve gece döngüsüne göre zaman açıklanırdı. Güneş doğarken, güneş tepedeyken, güneş batarken, zifiri karanlıkta iken gibi ifadeler bütün ilişkilerde yaygındı.

Geleneksel toplumlarda zaman, Ahmet Haşim’in Müslüman Saati adlı denemesinde anlattığı gibi kutsallıkla, metafizikle ve doğa üstü alanla ilişkilidir. İkindi vakti, yatsı namazı sonrası, Kurban bayramının hemen öncesi gibi ifadeler gündelik hayat içinde kullanılır ve bunlar bize zamanın toplum hayatında kutsalla olan ilişkisini anlatır. Zamanın geleneksel toplumlardaki sosyolojik durumunu gösterir.

Gelenek, aslında zamanın çok farklı bir tarzını yansıtır. Bu düşüncede mazi bugünü ve geleceği yorumlamanın önemli bir yoludur. Modernlik ise geçmişe yönelimle tanımlar geleneği. Bu da hem geriye dönüş hem de modernliğe karşı çıkmak biçiminde algılanır. Modernlik için geçmiş, hem gelecekten hem de şimdiki zamandan apayrı, kendi başına var özerk olan olgudur(Giddens, 1994: 96). Modernite geçmiş ile alakasızdır, onun dışında ve 60 Yıl Sonra Bur sa’da Tanpınar Zamanı 192 hatta ona karşıdır. Zaman, ilerleme halindedir. Geçmiş aşılmıştır. Oysa gelenekte mazi, şimdi ve gelecek arasında bir hiyerarşi söz konusu değil.

SAE’de, Muvakkit Nuri Efendi, geleneğin saatini(zamanını) temsil eden bir şahsiyettir. Müslümanlar beş vakit namazı, ramazanlarda iftar ve sahuru, her türlü ibadeti saate göre yaparlar. Bu nedenle Müslüman şehirlerde adım başı muvakkithaneler vardı. Müslümanlar, saatlerini besmeleyle ve dua ederek ayarlardı. “Saat sesi bu yüzden onlar için şadırvanlardaki su sesleri gibi hemen hemen iç âleme, büyük ve ebedi inançların sesiydi. Onun kendisine mahsus, hayatın her iki buudunda genişleyen hassaları vardı. Bir taraftan bugününüzü ve vazifelerinizi tayin eder, öbür taraftan da peşinde koştuğunuz ebedi saadeti, onun lekesiz ve arızasız yollarını açardı”(Tanpınar;2018: 25)

Nuri Efendi, saati bir insan gibi değerlendiriyor. Eşyaya anlam üzerinden yaklaşıyor. Bundan dolayı insandaki kalp, beyin, ayak, biçare, hastalık, gibi özellikleri saat için de kullanıyor. Sosyolojik açıdan oldukça dikkat çekici olan ise toplumla saat arasında da ilişki kurmasıdır(Tanpınar,2018: 33-34). Tanpınar’ın tam da cemiyet felsefesi dediği tutum ortaya çıkıyor. Toplum felsefesi, toplumun dayandığı anlamdır, değerdir, ilkedir. Toplumun fenomenolojisidir.

“Maden, kendiliğinden ayar kabul etmez. İnsan da böyledir. Salah, iyilik, Hakkın bize lütufla bakışı sayesinde olur. Saat de böyledir”. Nuri Efendi de saat sevgisi bir nevi ahlaktı: “Bozuk bir saate, bir hastaya, bir muhtaca bakar gibi bakmağa alış!” ve Nuri Efendi hakikaten öyle yapardı”(32).

Tanpınar, romanda gelenekteki zaman ve anlam arasındaki ilişkiyi Mübarek ile göstermeye çalışır. Mübarek, başlı başına bir faildir. Nesne olmayı aşar. Aslında özne ve nesne ötesine geçer. Fenomenolojinin öznelerarasılık dediği şey gerçekleşir.

“…ben bu saatin düşmanı olmuştum. Halbuki güzel saatti. Kendi halinde, hiç kimsenin haline karışmadan, kervanını kaybetmiş bir mekkare gibi başı boş, dalgın dalgın bir yürüyüşü vardı. Hangi takvimle hareket eder, hangi senenin peşinde koşar, neleri beklemek için birdenbire günlerce durur, sonra ağır, tok, etrafı dolduran sesiyle hangi gizli ve mühim vak’ayı birden bire ilan eder? Bunu hiç bilmezdik. Çünkü bu bağımsız saat ne ayar, ne ıslah ne de tamir kabul ederdi. O başını almış giden, insanlardan tecerrüt halinde yaşayan hususi bir zamandı. Bazen durup dururken üst üste çalmağa başlardı. Bazen durup dururken üst üste çalmağa başlardı. Sonra aylarca yalnız rakkasının gidiş gelişiyle kalırdı. Annem onun bu ihtiyari hallerini hiç iyiye yormazdı. Ona göre bu saat ya bir evliya idi, yahut da onu iyi saatte olsunlar çarpmıştı. Bilhassa İbrahim Bey’in vefat ettiği gece, belki de hemen hemen aynı sularda, haftalardır işlemeyen saatin birden bire en derin sesiyle vurmağa başlamasından sonra bu korku hepimizin içine yerleşti. Annem o günden sonra ayaklı saatimizden hep Mübarek diye bahsetti. Bütün dindarlığına rağmen daha beşeri düşünen babam ise ona Menhus adını koymuştu. Menhus veya Mübarek bu saat çocukluğumun bir tarafını zapt etmiştir” (Tanpınar, 2018: 28)

Saat ve insan ilişkisi Mübarek adıyla sembolleşen bir saat nesnesi üzerinden anlatılıyor. Saat, Mübarek olmuştur. Mekanik, seküler ve nesnel olan modern zaman nesnesi, burada tam tersine mübarektir, yani kutsaldır. Böylece saat, metafiziğe uzanan ve sıradan bir eşya olmaktan çıkan bir nitelik kazanır. Transandantal bir zaman mefhumu ile karşılaşıyoruz. Yine Mübarek, salt bir nesne değil, öznedir. İnsanları etkiler. Onların benliklerine sızar. Mekanik bir tarzda çalışmaya da terstir. Bazen olmadık biçimde durması ve durduk yere birden çalışması bunu gösterir.

Saat, artık bir nesnel mekanik alet olmanın ötesinde bir anlama yerleşir. Saat, modern zaman için nesnel gerçekliktir. Fiziki, mekanik ve matematiksel nesnelliktir. Modernitenin zamanı içinde oluşan varlık “anlamsız”dır. Bundan dolayı Weber ve Berger gibi sosyologlar anlamsızlık meselesinden bahsederler. Anlamsızlık meslesi doğar sosyolojide. Aslında Hegel ve Marx da yabancılaşma diyecekler buna. Ancak Saatleri Ayarlama Enstitüsünde ise geleneğin anlamsal zamanıyla karşılaşırız. Mehmet Nuri Efendi ve onun söylemleri bunu anlatır. İnsan ve nesne ilişkisinde anlam vardır.

Tanpınar, geleneğin içinde yetişen saatçi Nuri Efendi için içtimaiyatçıdır(Tanpınar: 2018: 33) der. Çünkü Nuri Efendi, toplumu zaman içinde anlatan biridir. Sadece saatin nesnel gerçekliği olan mekaniği ile ilgilenmiyor. Saati, bir nesne olmanın ötesinde değerlendiriyor. Onu içinde olduğu zamanın toplumsal değerler dünyasıyla beraber değerlendiriyor. Saati duygularla beraber yorumluyor. Geleneğin inanışları, duyguları ve anlamlarıyla birlikte ele alıyor. Saat, geleneğin sosyal anlam dünyası içinde bir varlığa dönüşüyor. İnsanlar da onunla anlamlı olan bir varlık olarak ilişki kuruyor. Ona anlam kattıkları gibi ondan anlam da alıyorlar. Düşünümsel ilişki gerçekleşiyor. Fail, ne salt nesne ne de salt öznedir. Saat de bir öznedir. İnsanlar da ilişkisi de öznelerarasılığı ifade eder.

Mübarek, bir duyumsal nesne değildir. Anlamlı olan bir varlıktır. Geleneğin içinde oluştuğu için geleneğin anlamı ile varlığa gelmiştir. Gelenek bilincinin eşyaya akışı ile birlikte saat mübarek olmuştur. Mübarek’in İngiltere’den getirilen bir saat olduğu ve daha sonra geleneğin değerleriyle bezenerek dönüştürüldüğünü düşünürsek daha anlamlı bir hikâye ile karşılaşırız. Türkiye’nin geleneksel mirası içinde modern zaman dönüşerek yerlileşiyor. İngiliz saati, İngiliz ve modern olmaktan çıkarak Türkleşiyor, Müslümanlaşıyor. Modernlik, yerlileşiyor, Türkleşiyor ve Müslümanlaşıyor. Mazinin, modernleşme ile süren “şimdiyi” etkileyerek devam etmesi…

Fenomenolojinin babası Husserl, fenomenolojiyi nesneyi konuşturmak diye tanımlar. Nesne benliği çağırır(Staehler, 2019: Zamanın Modernleşmesi Ve Fenomenolojisi: Saatleri Ayarlama Enstitüsü 195 45). Tanpınar da bunu yapar. Mübarek, farklı eylemleriyle kendisini açar ve konuşur. Eşyalar, modern zamana konuşur. Konuşan eşyalarla beraber anlamlar ifşa olur. Ancak modern bilincin bundan kopuşu, bununla ilişki kurması ve onunla yeniden bir ilişki üretmesi gülünç bir hale gelir.

 

Kaynak:

60 Yıl Sonra Bursa'da Tanpınar Zamanı






YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
YUKARI