Kelâmi Tekkesi şeyhi Es’ad Erbilli Hz.leri ile meclis- i meşayih reisliği yapmış ve binlerce insan yetiştirmiştir. Es’ad Efendi “insan, insan- ı kâmilin gölgesinde yetişir” usulüne uygun olarak yetişen bazı dervişlerini tarikat usulünü öğretmek için halife tayin etmiştir.
Kelami Tekkesinin zikir usulü şöyledir :
Cuma günleri ikindiye bir saat kala tevhîdhaneye girilir. Şeyh efendi, arkası mihraba dönük, yüzü hâzırûna müteveccih olarak oturmuştur. En önce kendisi "lillâhi el-fâtiha!" der. "Estaîzu billahi innallâhe ve melâiketehu..." âyet-i celîlesini okur. Ondan sonra Kâdiriyye evrâd-ı şerîfindeki salavât-ı şerîfeye başlanır, sonuna kadar cehren okunur. Sonra aşr-i şerîf okunur.
"Fa'lem ennehu lâ ilahe illallah" diye tevhîd-i şerife girilir. Düz şekilde bir müddet devam eder, bitince aşr-i şerîf tilâvet edilir. Sonra lafza-i celâle başlanır. Bu da bir müddet sürer, yine aşr-i şerîf okunur. Akabinde biri tarafından (ekseriya Yeni Cami hatibi Hayri Efendi) manzum silsile-i şerîfeyi kıraat edilir. Ondan sonra hatm-i hâcegândan hatm-i İmam Rabbani okunur.
Şeyh efendi "estağfurullah" demesiyle cemaat de gizlice istiğfar okur. Ondan sonra yüz defa salavât-ı şerife, beş yüz defa "lâ havle velâ kuvvete illâ billahi", en sonra "el-aliyyü'1-azîm." Tekrar hatm-i bakî denilen kısma geçilir, tekrar salavât-ı şerife yüz adet, beş yüz adet "Yâ Bakî, ente'l-bâkî", salavât-ı şerife yüz adet, tekrar yüz adet salavât-ı şerife, lâ-havle'yi cehren beş defa ibtida eder.
Tekkenin son şeyhi Erbilli Şeyh Esad Efendi (104:159-60):
1264 tarihinde Musul'un Erbil kazasında Hankah Mahallesi'nde doğmuştu: Erbil'deki Hânkâh Camii ve Hâlidî Tekkesi şeyhi Mehmed Said b. Şeyh Hidayetullah Efendinin beş oğlundan ikincisidir; pederi de Mevlana Hâlid’in hulefâsındandır. Esad Efendi, Mısır'da tahsil etmişti. Bizzat yazdığı terceme-i hâlinde 1287 senesinde ulûm-ı zahireden ve o sene Şeyh Taha el-Harîrî en-Nakşibendi el-Hâlidî'ye intisap edip yine o sene içinde tâlib-i tarikat olanları talime memur ve 1292 senesinde mürşidinin makamında irşâd-ı ibâda ve 1303 tarihinde Abdülmecid bi-Rifkânî'den de tarîk-i Kâdiriyye'den irşada mezun olduğunu bildiriyor.
Mumaileyh 1305 tarihinden sonra İstanbul'a gelmiş ve Odabaşı'ndaki Kelâmi Tekkesi'ne şeyh ve Meclis-i Meşâyih'e de aza olup 1315'te Musul'a nefy edilmiştir. (O zaman yerine halifelerinden Hoca Ali Yekta Efendi'yi bırakmıştı. Fakat nefy edildiği yer, Bağdat'tır ve 1320'dedir.)
1324'teki i'lân-ı Meşrûtiyeti müteakip tekrar İstanbul'a gelip bir aralık Meclis-i Meşâyih riyasetinde bulunmuştur. Mezkûr Kelâmî Tekkesi meşihat dairesinde bulunduğu hâlde Üsküdar'daki Selimiye Tekkesi'nin meşihatını da üzerine geçirmiştir.
Sultan Reşad dergâha sıkça gelirdi Esad Efendi'ye bir kupa arabası hediye etmişti.
Mürîdânının, bilhassa hulefâsının kesreti tekkelerin şeddinden sonra sûret-i hafiyyede neşr-i tarîka devam etmeleri ve 1930 Kânûn-ı sânîsinde Menemen'de zuhur eden kanlı bir irtica hadisesinde mensuplarından bazılarının bulunması zannı, kendinin ve oğlu ile beraber yirmiyi mütecaviz hulefâsının idama mahkûmiyetlerine sebep olup ancak seksen beş yaşında bulunduğu cihetle kanunen idam cezası hapse tahvil edilmiş ise de oğlunun ve müntesibânının idamlarından iki gün evvel mevkuf bulunduğu Menemen hapishanesinde ecel-i mev'ûduyla 1349 senesi Ramazân-ı şerifinin aşr-ı evvelinde (11 Ramazân-ı şerîf 1349 - 30 Kânûn-ı sânî 1931) vefat etmiştir. Menemen kabristanına defnolundu. Divançesinden başka Kenzü'l-İrfân, Fâtiha-i şerife Tefsiri, Mektûbât namında birkaç eseri daha vardır.(...)
"Ateş" redifli gazeli söyledikten birkaç gün sonra Fatih yangınının zuhur ettiği rivayet olunur.
Bu gazel Osmanlı Tarih ve Encümeni Mecmuası'nın 30 Eylül 1333 tarihli ve 31 sayılı nüshasının 946. sayfasında neşredilmistir.
Şeyh Esad Efendi merhumun biraderi kuzâttan Şeyh Abdussamed Efendi merhum, Bayram Paşa Dergâh-ı şerifi haziresinde medfundur. Kapıdan girince sağda yatıyor, taşı vardır. İşgal sıralarında vefat eylemiştir.
Kendisi Kürt olmadığı hâlde "Kürt Esad Efendi" derlerdi.
Esad Efendi, Erbil'den İstanbul'a geldiği zaman Molla Gürani civarında Kâdiriyye'den Saatçi Şeyh Ahmed Efendi'nin tekkesine, bir müddet de Şehremini'de İnadiye Tekkesi'nde misafir olmuştu. O zaman yalnız bulunuyordu. Gayet ustalıklı mazhar çalardı. (Mazhar : pirinçten veya bakırdan yapılmış gayet büyük bendir, zikir tefi )
Yanağında ve alnının ortasında memleketinin âdeti olan iğne ile yapılmış dövmeler vardı. Ayağında kırmızı yemeni, sırtında entari ve üzerinde maşlah ile gelmişti.
Bir ara Yıldız Umumî Kütüphanesi'nin yanındaki imaretin ve umumî helaların üstündeki odalardan birinde üç gün kadar oturmuş ve ilk zamanlar üç gün kadar tamamıyla aç kaldığı hâlde kimseye hâlini bildirmemiştir.
Babaıali hulefâsından Asım Bey isminde bir zat, Esad Efendiyi sahabet etmiş ve onun delâleti ile kesb-i iştihar eylemiştir. Esad Efendi'nin şöhret yapmasına başlıca bir sebep de Çapa'daki Derviş Paşazade Hâlid Paşa'yı ve onun çocuklarını okutmuş olmasıdır. Derviş Paşa ve oğulları o zaman Çapa'da, şimdiki Selçuk Kız Sanat Mektebi'nin bulunduğu konağında oturuyordu.
Beylerbeyi İstavroz Tekkesi şeyhi, "Seyyid Efendi" diye bilinen Şeyh Seyyid Mehmed Said Efendi'den ilm-i hadîs okumuştur.
Erbilî Esad Efendi halifeleri :
Hacı Sami Efendi :
Adanalı’dır ve eski hukukçulardandır. Erenköy’de oturuyor.
Revnakoğlu, Sami Efendi’den Ali Haydar Efendi vesilesiyle şöyle bahsediyor:
“Fatih/ Çarşamba’da müderris olan Ali Haydar Efendi çok cezbeli gece gündüz ilim öğreten, öğrettikleri için kitaba bakmayan fakat kitaptakileri bire bir zihnine almış bir alim idi. Vefatı Çarşamba’da oldu cenaze namazı Sultan Selim Camiinde kılındı. Fakat öyle kalabalık bir katılım vardı ki cenaze, camiye günün yarısı geçtikten sonra gelebildi. Cenaze namazını Sami Efendi kıldırdı.”
(Revnakoğlu’nun esas konusu Sami Efendi olmadığı için konuyu bu kısa bilgi ile sınırlı tutuyor. Bu konuda Vahit Göktaş’ ın “Ramazanoğlu Mahmud Sami” kitabını tavsiye ederim.)
Hacı Muhyiddin Efendi (Sürmelizâde): Soyadı "Paydar"dır, seksen sekiz yaşındadır. Daha önce Seydişehirli Abdullah Efendi hulefâsından Şeyh Mehmed Hâkî Efendi'den istihlâf olunmuştur. Şimdi Bolu'da bulunuyor. Simitçi fırını işletirdi, oralarda "Sirkeci" diye tanırlar. Erbilî Esad Efendi'den icazetname almış olmakla beraber daha önce Seydişehirli Hacı Abdullah Efendi hulefâsından Mehmed Hâkî Efendi'den istihlâf olunmuştur. Esad Efendi'ye sonradan gelmiş ve iki erbain çıkarttıktan sonra Esad Efendi'den ayrıca icazet almıştır. Şimdi seksen yaşındadır. Oğlu Ahmed Efendi, Câmi'-i kebîrin altında sirkecilik ediyor.
Şeyh Zühdü Efendi (Dilâverzâde): Safranboluludur. Karacaahmet'te yatıyor: Mezar taşında "Hüve'l-Bâkî - Nakşibendiyye'den ve Kelâmi Dergâh-ı şerifi postnişini Şeyh Mehmed Esad Efendi hulefâsından olup Beşiktaş'ta Ekmekçibaşı Ali Ağa Mahallesi merhum Safranbolulu Dilâverzâde Mehmed Efendi ruhuna el-fâtiha, 1330." yazar. Kabir numarası 547.
Hacı Bekir Efendi: Tabur imamlığından emeklidir. 8 Şubat 1947'de göçtü. Karacaahmet'te Şehitlikte yatıyor.
Hacı İbrahim Efendi: Kartal Maltepesi'ne bağlı adı "Taşı Büyük" olan Başı Büyük Köyü'nde Kerim Nine Zaviyesi'nin son olarak şeyhliğinde bulunmuştur. Bahçıvanlıkla geçinirdi.
Şemsi Molla (Hoca Doktor): Doğumu 1281. Fatih’te belediye doktoruydu. Sarıklı olduğundan "Hoca Doktor" derlerdi. Çarşamba'da otururdu. 1936 Ağustosunda Bursa'da göçtü. Darüşşafaka'nın da doktoruydu. Bursa Pınarbaşı Mezarlığı'nda, mistarsız, düz, beyaz mermer şahide. Başında kafesi destarlı cesîm ilmiye imamesi var. Yeni harflerle: "Hüve'1-Bâki-Fatih Camii müderrislerinden ve Darüşşafaka Mektebi müessis ve muallimlerinden Mihalıççıklı Mustafa Efendi'nin mahdumu, İstanbul Fatih Belediyesi doktorlarından Mehmed Şemseddin Subaşı'nın ruhuna fatiha." yazar. Taşının arka yüzünde kelime-i tevhîd, Hüve'1-Bâkî, 1328. (Tesbit tarihi 12 Eylül 1962)
Ali Efendi: Türkiye'de ilk enfiye mütehassısı. Esad Efendi'nin küçük oğludur. Büyük oğlu Mehmed Efendi, Erbil'dedir. Menemen hadisesinde idam olundu.
Hafız Mustafa Hulûsî Efendi b. Hacı Hüseyin Efendi (Arınmış): Ilgazlıdır. Memleketinde Hacı Başzâdeler - Hacı Başılar yahut Hacı Başılar'dan Hidayetzâde derler. Anadolukavağı Mescidi'nde (Midilli Ali Reis) 1323'ten beri uzun müddet imamlık ettiği için "Kavak İmamı" derler. Vefatında 81 yaşındaydı. Şeyh Esad Efendi yazları Kavak'a gelir, bu zata misafir kalırdı. Üsküdar Ayazma Camii imam ve hatibi iken (Bundan önce Gemlik'te Umurbey Köyü'nde mektep hocalığında ve oranın camiinin imam ve hatipliğinde bulunmuştu) 1950'de beyin kanamasından göçtü. Karacaahmet'te yatıyor, duvar içindedir. Numarası 390'dır. İstanbul'a geldiği zaman ilk medrese tahsilini Eyüp'te Sokullu Mehmed Paşa Medresesi'nde yapmıştı. Hıfz ve kıraati meşhur Tekirdağlı İsmail Efendi'dendir.
Hacı Hüseyin Hüsameddin Efendi - Şeyh Hüseyin Efendi (Müderris): Kastamonuludur, "Hüsam Efendi" derler. Kastamonu'nun Cide kazasında uzun zaman müftülük ettiğinden "Cide Müftüsü" diye bilinir. Esad Efendi sonradan "Cide Şeyhi" demiştir. Orada medrese yaptırmış, ders okutmuş, bir hayli talebe yetiştirmiştir. Kendisi Küçük Ayasofya'da Sofu İbrahim Efendi'den ders görmüş ondan icazet almıştı. 1927 senesi hacc-ı şerîf esnasında Arafat'ta vâsıl- ı ilallâh oldu.
İbrahim Efendi (Laz): Rizelidir. Alay imamlığında bulunmuştur. "Laz İbrahim Efendi" derler. Cerbezeli bir zattı. Menemen hadisesine karışanlardandır, orada idam edildi.
Hüseyin Hilmi Efendi (Müneccimbaşı): Çengelköy'de bir câmi-i şerifte usul icra eylemiştir. 1924 Eylülünde göçtü, Edirnekapı'da yatıyor.
Hacı Yekta Efendi: Erbilî Esad Efendi'nin ilk maruf halifesidir. İstanbulludur. Ayasofya dersiamlarından ve huzur hocalarındandı. Harbiye Nezareti içindeki câmi-i şerifte Buhârî-i şerîf mukarriri ve Menşe-i Küttâb-ı Askerî'de Arabî muallimi olarak ilme ve İslâm'a hizmet etmiş, hayli talebe yetiştirmişti. Eyüp Hüsrev Paşa Kütüphanesi'nin baş hâfız-ı kütüblüğünde bulundu. Esad Efendi, Sultan Hamîd devrinde Erbil'e sürüldüğü zaman yerine Hacı Yekta Efendi'yi bırakmıştı. İçi karanlık, kalbi paslı olanları keşfeder, huzuruna almazmış; ihlâs, istidat gördüklerini teslîk edermiş. İlmen de hâlen de olgun insandı.
Eyüp Kırkmerdivenler’de birinci toprak sokakta ve girince karşıya gelen set üstünde, etrafı parmaklıkla çevrili aile kabristanı. Başlıksız, mistarsız baş şahideye talik kitabe taşın içine gömülerek yazılmıştır: "Hüve'1-Bâkî - Allah diyen kalp aldanmaz - İki cihanda mahrum kalmaz. Meşâyih-i kiramdan huzur hocası es-Seyyid el-Hâc Ali Yekta Efendi'nin ruhuna el-fâtiha, 1325."
Hacı Hafız Osman Nuri Efendi b. Süleyman Sabri: Doğumu 1290. Bir senede hafız olmuştu. Sultanahmetli Hafız Esad Efendi'nin talebesindendir. Beşiktaş'ta Ekmekçibaşı Ali Ağa Câmi-i şerifi, imam ve hatibi iken daimî mezuniyete çıkarıldı. Safranboluludur.
Mustafa Efendi (Çerkeşli): Kumkapı Nişancısı'nda oturuyor.
Kazasker Yusuf Efendi (Tikveşli): "Tikveşli Hoca" derler. Şeyh Esad Efendi'nin önünde buhurdan tutardı. Fatih haziresinde yatıyor. Taşında "reisü'l-ulemâ" olduğu yazılıdır. Otlukçu Yokuşu'nda otururdu. Huzur hocalığı da vardır.
Şeyh Nureddin Efendi: Kastamonuludur.
Mehmed Rüşdü Efendi (Çankırılı): Beşiktaş müftüsü Kimyagî Hacı Fuad Efendi'nin pederidir. Cide Müftüsü ile beraber okumuştu. Kumkapı Muhsine Hatun Camii'nin imamıydı. (138:190,66) Esad Efendi'nin hulefâsından Çankırılı Rüşdü Efendi'ye ulema arasında "Sarıkçı" derlerdi.
Ali Efendi: Samatya'da Hüseyin Ağa Câmi'-i şerifi imamıydı.
Halil Fevzi Efendi: Akçakocalıdır, Düzceli olarak tanınmıştır. 1950 yılında göçtü.
Hüseyin Hilmi Efendi: Erbilî Şeyh Esad Efendi halifelerindendir. Çengelköy'de Hamallar İskelesi Camii'nde Nakşibendiyye usulüyle hatm-i hâce yaptırır, zikir ettirirdi, 1920'den vefatına kadar devam etmiştir.
Müftüzâde Şeyh Abdurrahman Efendi: Bursa'da Baba Zakir Mahallesinde (Bu mahalle, Yeşil'in cenup tarafındadır) Nakşibendiyye'den Selâmî Efendi Tekkesi'nin son şeyhiydi.
Cemalettin Server Revnakoğlu’nun notlarından alıp düzenlediğimiz bu makalede ismi geçen bütün âlim, arif ve Allah dostlarına rahmet olsun. Şefaatleri nasip olsun. Bir Hadis’te “Mümin o kimsedir ki ona bakan Allah’ı hatırlar” der. Allah dostları da bu yazıda olduğu gibi hem birbirini hem Allah’ı hatırlatır.
12 Şubat 1984’te Medine’de vuslata eren Sami Efendimiz de bu makalenin yazımına vesile oldu. Rabbim makamını âli eylesin. Bizi de ona komşu kılsın. Amin.
Buyrun makalede geçen her bir Allah dostuna 3 ihlas 1 Fatiha hediyemiz olsun.
Bu vesileyle C. Server Bey’i de rahmetle anıyoruz. Rabbim makamını ali, kabrini cennet bahçesi eylesin. Amin.