Sanat olgusuna, birey, toplum ve devlet arasındaki ilişkiler ağı olan sosyal sistem, daha doğrusu medeniyet bağlamında bakmak gerekir. Çünkü sanat, hem insanın yaşantılarını, derin deneyimlerini yansıtan bir ayna, hem toplumun kültürel dokusunu şekillendiren ortak duygu ve tahayyülü, hem de devlet yönetiminin işleyişini canlandıran ve yönlendiren bir sosyal güçtür.
Sanatın sosyal adaletle ilişkisi, toplumsal farkındalığı artırma; birey, toplum ve devlet arasında dengeyi sağlayan adaleti ayakta tutma konularında güçlendirici bir rol oynamaktadır.
Sanatın Sosyal Rolü
Sanatın bir diğer etkisi de kitle iletişimi boyutunun olmasıdır; sanat, toplumsal diyalog yaratma kapasitesine sahiptir. Sanat, insanların bir araya gelip düşüncelerini özgürce ifade etmelerini sağlar. Bu ifade biçimi, toplumsal konularda farkındalık oluşturarak daha adil bir toplumun oluşmasına katkı sunar. Örneğin Mehmet Akif Ersoy, yaşadığı dönemdeki sosyal meselelere dikkat çekmiştir. Şiirleri, sosyal bilincin bir yansımasıdır. Safahat okuyucuları, hala sanat ve edebiyat aracılığıyla dünyaya dair yeni bakış açıları geliştirebilmektedir.
Özgürlük, eşitlik ve adalet talebi problemi, sanatın özünü oluşturur. Tarih boyunca birçok sanat eseri, güçsüzlerin sesini duyurmayı amaçlar. Sanat, sistemin dışındaki sesleri temsil etme potansiyeli taşır. Eşitliğin sağlanması noktasında sanatın rolü, sosyal ve kültürel bağlamda daha da anlam kazanır. Müslüman sanatçılar, Hz. Musa’nın tevhit mücadelesinde köleleştirilmiş bir halkın özgürlük mücadelesini ve Hz. Süleyman’ın mücadelesinde de İslam milleti, devleti ve medeniyetini ayakta tutma çabasını görür ve eserlerine yerleştirir. Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç’un Batı sömürüsüne karşı İslam milletinin direnişine destek veren eserlerinde peygamberlerin mücadeleleri önemli bir yer tutar. Peygamberlerin tevhit mücadelesine gönderme yapan eserlerin, daha doğrusu istikamete çağıran seslerin sanat dünyasında yer bulması, uyanış, diriliş ve kurtuluşa, kısaca toplumsal değişime katkı sağlar.
Sanatçıların Sosyal Rolleri
Sanatçılar, toplumlarını yansıtan ayna gibidir. Eserleri, toplumsal gerçekleri sorgulama fırsatı sunar. Bu sanat eseri, bu şiir, bu sinema filmi, bu mimari eser sanatçının sosyal sorumluluğu olarak görülmelidir. Mimar Sinan, Buhurizâde Mustafa Itrî, Fuzuli gibi Müslüman sanatçılar, Müslüman kişilik ve kimlik konularındaki meseleleri cesurca ele alıp eserlerine yansıtırken, toplumsal değişimi teşvik eder. Eserleri, izleyiciye istikamet üzere düşünme, sorgulama ve hareket etme motivasyonu sağlar.
Sanat, toplumsal değişimin hem bir göstergesi hem de bir katalizörüdür. İslami sanat eserleri, sosyal adalet konularında farkındalık yaratma amacı taşır. Örneğin Köroğlu bu kapsamda özgün bir örnektir. İslami edebiyat ve sanat, çeşitli toplumsal hareketleri, mücadeleleri ve kazanımları sergiler. İslam sanat ve edebiyatı tarihi çalışmaları, okuyuculara ve izleyicilere sosyal adaletin önemini hatırlatır ve toplumsal değişimi destekler.
Sanat, toplumsal kimliği yansıtır; özgürlük, eşitlik sağlamak için güçlü bir etkinliktir; sanatçılar, sosyal konulara ışık tutar; toplumsal değişim için ilham verir; proje ve hareketlerle farkındalık yaratır.
Kaynak: haber7.com