Bugun...
İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI'NIN GÜVENLİK KONSEYİ OLUŞTURULMALIDIR


Mustafa Yürekli
 
 

facebook-paylas
Tarih: 14-10-2023 10:20

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı McCaul, Filistin İsrail Savaşının başlamasından üç gün önce Mısır'ın İsrail'i uyardığını belirterek, "Mısır'ın üç gün önce İsraillileri böyle bir olayın olabileceği konusunda uyardığını biliyoruz" dedi.

İşgalci terörist İsrail, Kudüs’te Filistinlileri taciz ederek ve Gazze’ye ambargo uygulayarak kışkırtmaktaydı; perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.

Soykırımcı İsrail, Akdeniz’de kıyısını büyütmek; Gazze ve Lübnan’ı topraklarına katmak için yıllardır hazırlanıyordu; öngörülebilir bir politikaydı bu.

ABD’nin maşası terörist İsrail, "Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru" projesinde Gazze’yi toprağı gösteriyordu..

Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de düzenlenen G20 liderler zirvesinde yaşanan en önemli gelişmelerden biri olan Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve İsrail rotasını izleyerek Avrupa'ya ulaşacak olan "Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru" projesi, Hindistan, Ortadoğu ve Avrupa'yı İsrail üzerinden ABD’ye bağlamaktadır.

Akdeniz’de bulunan petrol ve doğal gazda Filistin’in payı hiç dile getirilmemektedir. BM’de Filistin diye bir devlet yoktur zaten.

Mavi Marmara eylemi başta olmak üzere Türkiye’nin desteğiyle Gazze bugüne kadar direnebildi..

Açık konuşmak gerekirse İslamofobi’nin dünyada ve Avrupa’da yayılmasında en büyük payın, ABD ve piyonu İsrail’in 11 Eylül 2001’deki Dünya Ticaret Merkezi’ne saldırılardan sonra uyguladığı politikalar dikkatle incelenirse bugünlere gönderme yapan işaretlerle doludur. 11 Eylül 2001’den beri İslam karşıtı eylemler ve devamında yaşanan olaylarla İslamofobi’nin canlanması ve yaygınlaşması sağlanırken ABD’nin Akdeniz’e girişine hazırlık yapılmaktaydı. Eski ABD Başkanı G.W. Bush’tan sonraki ABD Başkanı Donald Trump’ın söylemlerinde de İslamofobi vardı.. Bush'un terörizme karşı başlatılan savaşı "Haçlı Seferi"ne benzetmesi ise haber spotunda gaf olarak yorumlanmıştı (Cumhuriyet, 18 Eylül 2001: s.1).

ABD, artık güneyde İsrail, kuzeyde Yunanistan ve doğuda Kıbrıs olmak üzere fiilen Doğu Akdeniz’de konuşlanmış bulunmaktadır. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Filistin’in İsrail'e savaş açmasından sonra Doğu Akdeniz'e yönlendirme kararı aldığı USS Gerald R. Ford uçak gemisi grubunun bölgeye ulaştığını açıkladı.

ABD filosunun gelişine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başka ses çıkaran olmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avusturya Başbakanı Nehammer ile ortak basın toplantısında İsrail-Filistin Savaşına dair konuşan Erdoğan, ABD'nin İsrail'e destek için Doğu Akdeniz'e savaş gemisi göndermesini eleştirdi. Erdoğan, "Amerika'nın uçak gemisinin İsrail'de ne işi var, ne yapmaya geliyor? Buraya gelen uçak gemisinin etrafında bütün botlarıyla, uçak gemisindeki uçaklarıyla ne yapacak? Orada bütün Gazze'yi, etrafını vurarak, indirerek çok ciddi katliamlara adım atacak. Şu anda ben burada bir şeyi açıklamak zorundayım. Suriye'de bugün 20'nin üzerinde Amerika'nın üssü var. Suriye'de Amerika'nın üslerinin ne işi var? Bu üslerle ne yapılıyor, 23 üs, bütün bunları da bir değerlendirmek gerekmiyor mu? Ama Türkiye'nin bir insansız hava aracını ne yazık ki Amerika düşürüyor. İnsansız hava aracını Amerika düşürürken bu Türkiye şu anda NATO'da Amerika'nın ortağı değil mi? Beraber değil mi? Bunu neyle izah edeceğiz? Bunu neyle değerlendireceğiz? İşimize geldiği zaman ortak, işimize geldiği zaman bütün terör örgütlerini maalesef Amerika şu anda eğitiyor, yetiştiriyor, silahlandırıyor ve bunlarla da maalesef yine Suriye'de olsun, bu bölgede olsun, Orta Doğu'da olsun, buraları kan gölüne dönüştürüyor" dedi.

ABD’nin Avrupa’nın desteğiyle Akdeniz’i ve çevresindeki İslam ülkelerini yapılandırma ve İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yayılmasını sağlama stratejisini okumak, Doğu Akdeniz’de üstünlük sağlamadan çıkmayacağını öngörmek kehanet değil..

Kuzeydeki Rusya Ukrayna Savaşı, biliniyor ki ABD’nin Avrupa’yı güçsüz bir şekilde emrine alma ve Karadeniz’e inme politikasının bir uygulaması. Yunanistan’la olduğu gibi Gürcistan ve Ermenistan’la askeri entegrasyon çalışmaları var. Kısaca Hazar ve Hint denizlerinde üstünlük sağlamaya çalışıyor. "Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru" projesini bu bağlamda yorumlamak lazım.

ABD Çin Savaşı, Pasifik Okyanusu’ndan, Hint Pasifik ve  Doğu Akdeniz’e mi kaydı? ABD, Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere’nin paylaşım savaşı Birinci Dünya Savaşı’ndaki gibi İslam ülkeleri üzerinden mi yürütülecek?

28 Haziran 1914'te Saraybosna'da Avusturya-Macaristan veliahtı Arşidük Franz Ferdinand ve eşi Arşidüşes Sophie'ye düzenlenen suikast, Ağustos 1914'te başlayan ve dört yıl boyunca birçok cephede devam eden savaşın fitilini ateşlemişti.. Aksa Tufanı da böyle anlamı kendini aşan bir olay mı?

Rusya, Ukrayna’da; ABD de İran’da atom bombası atarak nükleer savaşı başlatabilirler; mevcut dehşet dengesi artık sürdürülemez hale geldi.

Dolayısıyla Filistin, Filistinlilere bırakılmayacak kadar değerli ve önemlidir. Türkiye, Karabağ’da ve Kıbrıs’ta ortaya koyduğu sağlam duruşu Filistin’de de gösterdi.  

Filistin’de diplomasi ve hukuk tıkanmıştır; yakın tarihteki olaylar gelişmeler artık Filistin’de iki devletli çözümü, Filistin Devleti’nin tanınmasını zorunlu kılmaktadır.  

İslam devi, tarihi uykusundan artık uyanmalıdır. Rahmetli üstadımız Sezai Karakoç’un kurtuluş tezi elimizdeki tek imkandır:

“İslâm Devletleri Teşkilatı’nı kurup etkili bir şekilde karşı koyulabilir. İslâm İşbirliği Teşkilatı’nı BM’nin karşısında İslâm Milleti’nin kalesi yapmak gerekiyor. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) gibi geçmişi olan bir kuruluşun da, BM Güvenlik Konseyi’nin karşısında İslâm’ın gücünü ve yaptırım kudretini temsil etmesi gerekir. ECO’da Türkiye, İran, Pâkistan gibi önemli islâm devletleri yanında Türkî cumhuriyetler vardır. Örgüte; Afganistan, Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan üye olmuşlardır. Arap kesimi zayıftır. Mısır ve Suudi Arabistan’ı da ECO’ya katabilmek mümkün olursa İslâm Güvenlik Kuruluşu gerçekleşir.” 

İslam Devletleri Teşkilatı, isim önemli değil İslam İşbirliği Teşkilatı olarak da kalabilir, dünyada emperyalizmi ezecek, en azından dengeleyebilecek; nükleer silah yarışı felaketinden insanlığı kurtaracak ve barışı getirecek tek güçtür.

Allahım, barbar Siyonist İsraillilere karşı Filistinli kardeşlerimize yardım  et, Müslümanlara fetih ihsan eyle.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın güvenlik konseyi oluşturulmalıdır.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı McCaul, Filistin İsrail Savaşının başlamasından üç gün önce Mısır'ın İsrail'i uyardığını belirterek, "Mısır'ın üç gün önce İsraillileri böyle bir olayın olabileceği konusunda uyardığını biliyoruz" dedi.

İşgalci terörist İsrail, Kudüs’te Filistinlileri taciz ederek ve Gazze’ye ambargo uygulayarak kışkırtmaktaydı; perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.

Soykırımcı İsrail, Akdeniz’de kıyısını büyütmek; Gazze ve Lübnan’ı topraklarına katmak için yıllardır hazırlanıyordu; öngörülebilir bir politikaydı bu.

ABD’nin maşası terörist İsrail, "Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru" projesinde Gazze’yi toprağı gösteriyordu..

Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de düzenlenen G20 liderler zirvesinde yaşanan en önemli gelişmelerden biri olan Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve İsrail rotasını izleyerek Avrupa'ya ulaşacak olan "Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru" projesi, Hindistan, Ortadoğu ve Avrupa'yı İsrail üzerinden ABD’ye bağlamaktadır.

Akdeniz’de bulunan petrol ve doğal gazda Filistin’in payı hiç dile getirilmemektedir. BM’de Filistin diye bir devlet yoktur zaten.

Mavi Marmara eylemi başta olmak üzere Türkiye’nin desteğiyle Gazze bugüne kadar direnebildi..

Açık konuşmak gerekirse İslamofobi’nin dünyada ve Avrupa’da yayılmasında en büyük payın, ABD ve piyonu İsrail’in 11 Eylül 2001’deki Dünya Ticaret Merkezi’ne saldırılardan sonra uyguladığı politikalar dikkatle incelenirse bugünlere gönderme yapan işaretlerle doludur. 11 Eylül 2001’den beri İslam karşıtı eylemler ve devamında yaşanan olaylarla İslamofobi’nin canlanması ve yaygınlaşması sağlanırken ABD’nin Akdeniz’e girişine hazırlık yapılmaktaydı. Eski ABD Başkanı G.W. Bush’tan sonraki ABD Başkanı Donald Trump’ın söylemlerinde de İslamofobi vardı.. Bush'un terörizme karşı başlatılan savaşı "Haçlı Seferi"ne benzetmesi ise haber spotunda gaf olarak yorumlanmıştı (Cumhuriyet, 18 Eylül 2001: s.1).

ABD, artık güneyde İsrail, kuzeyde Yunanistan ve doğuda Kıbrıs olmak üzere fiilen Doğu Akdeniz’de konuşlanmış bulunmaktadır. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Filistin’in İsrail'e savaş açmasından sonra Doğu Akdeniz'e yönlendirme kararı aldığı USS Gerald R. Ford uçak gemisi grubunun bölgeye ulaştığını açıkladı.

ABD filosunun gelişine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başka ses çıkaran olmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avusturya Başbakanı Nehammer ile ortak basın toplantısında İsrail-Filistin Savaşına dair konuşan Erdoğan, ABD'nin İsrail'e destek için Doğu Akdeniz'e savaş gemisi göndermesini eleştirdi. Erdoğan, "Amerika'nın uçak gemisinin İsrail'de ne işi var, ne yapmaya geliyor? Buraya gelen uçak gemisinin etrafında bütün botlarıyla, uçak gemisindeki uçaklarıyla ne yapacak? Orada bütün Gazze'yi, etrafını vurarak, indirerek çok ciddi katliamlara adım atacak. Şu anda ben burada bir şeyi açıklamak zorundayım. Suriye'de bugün 20'nin üzerinde Amerika'nın üssü var. Suriye'de Amerika'nın üslerinin ne işi var? Bu üslerle ne yapılıyor, 23 üs, bütün bunları da bir değerlendirmek gerekmiyor mu? Ama Türkiye'nin bir insansız hava aracını ne yazık ki Amerika düşürüyor. İnsansız hava aracını Amerika düşürürken bu Türkiye şu anda NATO'da Amerika'nın ortağı değil mi? Beraber değil mi? Bunu neyle izah edeceğiz? Bunu neyle değerlendireceğiz? İşimize geldiği zaman ortak, işimize geldiği zaman bütün terör örgütlerini maalesef Amerika şu anda eğitiyor, yetiştiriyor, silahlandırıyor ve bunlarla da maalesef yine Suriye'de olsun, bu bölgede olsun, Orta Doğu'da olsun, buraları kan gölüne dönüştürüyor" dedi.

ABD’nin Avrupa’nın desteğiyle Akdeniz’i ve çevresindeki İslam ülkelerini yapılandırma ve İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yayılmasını sağlama stratejisini okumak, Doğu Akdeniz’de üstünlük sağlamadan çıkmayacağını öngörmek kehanet değil..

Kuzeydeki Rusya Ukrayna Savaşı, biliniyor ki ABD’nin Avrupa’yı güçsüz bir şekilde emrine alma ve Karadeniz’e inme politikasının bir uygulaması. Yunanistan’la olduğu gibi Gürcistan ve Ermenistan’la askeri entegrasyon çalışmaları var. Kısaca Hazar ve Hint denizlerinde üstünlük sağlamaya çalışıyor. "Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru" projesini bu bağlamda yorumlamak lazım.

ABD Çin Savaşı, Pasifik Okyanusu’ndan, Hint Pasifik ve  Doğu Akdeniz’e mi kaydı? ABD, Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere’nin paylaşım savaşı Birinci Dünya Savaşı’ndaki gibi İslam ülkeleri üzerinden mi yürütülecek?

28 Haziran 1914'te Saraybosna'da Avusturya-Macaristan veliahtı Arşidük Franz Ferdinand ve eşi Arşidüşes Sophie'ye düzenlenen suikast, Ağustos 1914'te başlayan ve dört yıl boyunca birçok cephede devam eden savaşın fitilini ateşlemişti.. Aksa Tufanı da böyle anlamı kendini aşan bir olay mı?

Rusya, Ukrayna’da; ABD de İran’da atom bombası atarak nükleer savaşı başlatabilirler; mevcut dehşet dengesi artık sürdürülemez hale geldi.

Dolayısıyla Filistin, Filistinlilere bırakılmayacak kadar değerli ve önemlidir. Türkiye, Karabağ’da ve Kıbrıs’ta ortaya koyduğu sağlam duruşu Filistin’de de gösterdi.  

Filistin’de diplomasi ve hukuk tıkanmıştır; yakın tarihteki olaylar gelişmeler artık Filistin’de iki devletli çözümü, Filistin Devleti’nin tanınmasını zorunlu kılmaktadır.  

İslam devi, tarihi uykusundan artık uyanmalıdır. Rahmetli üstadımız Sezai Karakoç’un kurtuluş tezi elimizdeki tek imkandır:

“İslâm Devletleri Teşkilatı’nı kurup etkili bir şekilde karşı koyulabilir. İslâm İşbirliği Teşkilatı’nı BM’nin karşısında İslâm Milleti’nin kalesi yapmak gerekiyor. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) gibi geçmişi olan bir kuruluşun da, BM Güvenlik Konseyi’nin karşısında İslâm’ın gücünü ve yaptırım kudretini temsil etmesi gerekir. ECO’da Türkiye, İran, Pâkistan gibi önemli islâm devletleri yanında Türkî cumhuriyetler vardır. Örgüte; Afganistan, Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan üye olmuşlardır. Arap kesimi zayıftır. Mısır ve Suudi Arabistan’ı da ECO’ya katabilmek mümkün olursa İslâm Güvenlik Kuruluşu gerçekleşir.” 

İslam Devletleri Teşkilatı, isim önemli değil İslam İşbirliği Teşkilatı olarak da kalabilir, dünyada emperyalizmi ezecek, en azından dengeleyebilecek; nükleer silah yarışı felaketinden insanlığı kurtaracak ve barışı getirecek tek güçtür.

Allahım, barbar Siyonist İsraillilere karşı Filistinli kardeşlerimize yardım  et, Müslümanlara fetih ihsan eyle.



Bu yazı 4120 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI