Bugun...
TÜRKİYE AFRİKA ORTAKLIĞI


Mustafa Yürekli
 
 

facebook-paylas
Tarih: 18-12-2021 16:42

Türkiye'nin 1998 yılında başlattığı Afrika'ya Açılım Politikası süreci, Afrika Birliği'nin 2008'de Türkiye'yi stratejik ortak olarak ilan etmesi ve aynı yıl İstanbul'da düzenlenen Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'nin ardından hızlanarak Afrika ülkeleri ile siyasi, ticari ve kültürel ilişkilerini geliştiren Türkiye'yi kıtayla politikada etkin bir aktör konumuna getirdi. 

Türkiye'nin Afrika'ya Açılım Politikası, "eşit ortaklık ve karşılıklı fayda" ilkeleri temelinde gelişerek ticaret hacminden, siyasi diyalog mekanizmalarına, eğitim faaliyetlerinden ekonomik yatırımlara kadar birçok alanda hızlı bir ilerleme sağladı. Kaydedilen ilerlemeler ve ilişkilerin gelişmesi sonucu "Afrika’ya Açılım Politikası" 2013 yılı itibariyle yerini "Afrika Ortaklık Politikası" olarak adlandırılan sürece bıraktı. Türkiye, son 20 yıl baz alındığında Brezilya, Hindistan ve Çin ile Afrika’daki en etkin ülkeler içinde yer alıyor. 

Türkiye, Afrika'daki ilişkilerini kuvvetlendirmeye devam ederken, 2009'dan itibaren kıtanın genelinde onlarca büyükelçilik açtı. Afrika liderleriyle diplomasi trafiğini artıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl Afrika turuna çıkmıştı. Erdoğan’ın 17 Ekim 2021’de başlayıp 4 gün süren Afrika turu Angola, Nijerya ve Togo’yu kapsıyordu.

Üçüncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi 16-18 Aralık'ta İstanbul’da düzenleniyor. Zirve’ye Afrika ülkeleri, Afrika Birliği Komisyonu ve diğer uluslararası kuruluşlar davet edilmiştir. Davet edilen ülkelerin Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlıklar düzeyindeki heyetlerle toplantıya katılıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika kıtasına ilk ziyaretini Başbakanlık görevini üstlendikten yaklaşık bir yıl sonra, 2004 senesinde yaptığını hatırlatarak, şunları aktardı: "Başbakan ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla şimdiye kadar toplam 30 Afrika ülkesine 50 ziyaret gerçekleştirdim. Bunların kahir ekseriyeti ülkemizin bu düzeyde yapılan ilk ziyaretlerdi. Aynı şekilde kıtanın dört bir yanından dost devlet ve hükümet başkanlarını ülkemizde ağırlamanın sevincini yaşadık. Hemen her sene yurt dışı ziyaret programıma birkaç ülkeyi kapsayan bir Afrika seyahati eklemeye bilhassa özen gösteriyorum. Afrika kıtasına her gidişimde, 2004 yılında yaptığım ziyaret kadar heyecan duyuyor, mutlu oluyorum. Çünkü bu ziyaretlerde her türlü zorluğa rağmen yılmadan çalışan, ter döken, hayata umutla sarılan mütevekkil insanlar gördüm. Başının üstünde adeta tüm dünyanın ağırlığını taşıyan vefakar, emekçi kadınlar gördüm. Şafağın ışıklarıyla beraber çıplak ayaklarıyla yollara koyulan, gözleri pırıl pırıl Afrikalı çocuklar gördüm. Ak düşmüş saçlarında yıllarca, binlerce yıllık Afrika bilgeliğini temsil eden yaşlılar, piri faniler gördüm. Gece gündüz demeden ülkesi ve milletinin refahı için gayret gösteren siyasetçiler, basiretli devlet adamları gördüm. Yarınların bugünden çok daha iyi olacağı inancıyla mücadele eden, ülkeleri için hayal kuran gençler gördüm. Mama Afrika'nın kadim birikimini, kültürünü, zenginliğini eserleriyle tüm dünyaya aktaran sanatçılar, yazarlar, şairler gördüm. Kendi ihtiyaç duysa bile ekmeğini komşusuyla paylaşmaktan çekinmeyen müşfik kalpler gördüm. Yoksulluğu, kıtlığı, yıkımı, gözyaşını, acıyı gördüğüm gibi umudu, asaleti, cesareti, merhameti, kardeşliği, yardımlaşmayı, paylaşmayı da gördüm. Afrikalı kardeşlerimizin gayreti, mücadelesi ve azmi karşısında daima büyük bir saygı gördüm."

Zirve’yi değerlendirmeden önce Afrika’ya ilişkin zihnimizdeki bilgileri tazeleyelim..

AFRİKA BİRLİĞİ

Afrika, yüz ölçümü ve nüfus yoğunluğu bakımından dünyanın en büyük ikinci kıtasıdır.

Afrika, 30 milyon kilometre karelik alanı ile dünya yüz ölçümünün % 6'sını oluşturmaktadır. Dünya üzerindeki toprakların %24,4'ünü kapsar.

Afrika, 1 milyar 300 milyon kişilik nüfusuyla dünya nüfusunun %15'ini barındırır. 

Afrika Birliği, Fas dışında tüm Afrika'daki 54 ülkeyi bünyesinde barındıran dünyanın önemli uluslararası örgütlerinden biridir. Örgütün merkezi Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da bulunmaktadır. Burası aynı zamanda Afrika Birliği'nin de başkenti olarak kabul edilir.

Tüm kıtalar arasında en fazla genç nüfus Afrika'da bulunmaktadır. Afrikalıların %50'si, 19 yaşının altındadır. 

Cezayir yüz ölçüm olarak Afrika’nın en büyük ülkesiyken, nüfus anlamında en büyük ülke ise Nijerya’dır.

Günümüzde 145 ülkeden 15 bini aşkın uluslararası öğrencinin faydalandığı ve sunduğu avantajlı imkanlarla artık bir dünya markası haline gelen Türkiye Bursları kapsamında bugün, 52 Afrika ülkesinden 4 bin 265 uluslararası öğrenci ülkemiz üniversitelerinde yükseköğrenim görüyor. Türkiye Bursları kapsamında öğrenimlerini başarıyla tamamlayan üç binin üzerinde Afrikalı Türkiye Mezunu bulunuyor. 2012 yılından günümüze kadar ise 54 Afrika ülkesinden toplam 12 bin 600 uluslararası öğrencinin Türkiye Burslarından istifade ettiği biliniyor. Ülkemizdeki eğitimlerini tamamladıktan sonra Türkiye’nin “gönüllü elçileri” olarak bir yandan ülkelerinin kalkınma ve büyüme süreçlerinde nitelikli insan kaynağını oluşturarak aktif roller üslenen, diğer yandan ise Türkiye ile ülkeleri arasındaki ilişkilere önemli katkılar sağlayan bu öğrenciler, “Türkiye Mezunu” olarak bugün her sektörde başarıyla görev yapıyor. 

Zirveye gelince.. Bu konuda dikkatimi çeken birkaç hususa değineceğim. Bu konuda yeni bilgilere dayalı, yeni bakış açıları ortaya koyan birkaç yazı yayınlamayı düşünüyorum.

TÜRKİYE-AFRİKA ORTAKLIĞI

İstanbul’da gerçekleştirilen 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Afrika’ya her bakımdan çok önem verdiğine işaret ederek, "İnşallah bugün yapacağımız işler ve alacağımız kararlar ile Türkiye-Afrika ilişkilerinin geleceğine damga vuracağız." dedi.

Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nin birincisi  İstanbul’da, 18-21 Ağustos 2008 tarihlerinde İstanbul’da başlayan Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesinde kabul edilen "İstanbul Deklarasyonu: Ortak Bir Gelecek için İşbirliği ve Dayanışma" ve "Türkiye-Afrika Ortaklığı için İşbirliği Çerçevesi" başlıklı belgelerle birlikte Türkiye-Afrika ilişkilerine sürdürülebilir bir yapı kazandırmıştır. İkincisi 19-21 Kasım 2014 tarihleri arasında Ekvator Ginesi’nde, gerçekleşti. Zirveler, Türkiye-Afrika Ortaklığının daha ileri seviyelere taşınması yönündeki karşılıklı irade ve kararlılığın somut bir ifadesidir.

1998 yılında başlatılan “Afrika Açılımı” ve sonrasındaki süreç, Türkiye ve Afrika ilişkilerinin günden güne daha da ilerlediği gelişmelere sahne oldu. Türkiye, 2005’te Afrika Birliği’ne (AfB) “Gözlemci Üye” oldu. Akabinde ise 2008 yılında Afrika Birliği’nin “Stratejik Ortağı” ilan edildi. Birlik ülkeleri ile bu süreçte güvenlik, ticaret, kültür ve siyaset alanlarında yoğunlaşan ilişkiler, 2013’ten sonra yeni bir evreye taşındı ve bu yıldan itibaren Türkiye’nin “Afrika Ortaklık Politikası” başlatıldı.

Afrika Ortaklık Politikası'nın amaçları, Afrika kıtasında barış ve istikrarın tesisine katkıda bulunmak, Afrika ülkelerinin siyasi, ekonomik ve sosyal kalkınmalarına yardımcı olmak, bu amaçla siyasi, ekonomik, ticari, insani konular, yeniden yapılanma, güvenlik, kamu diplomasisi ve arabuluculuk alanlarında karşılıksız yardımda bulunmak, Afrika’nın kaynaklarının Afrikalılara yarar sağlayacak şekilde geliştirilmesine katkı sunmak, ikili ilişkilerin eşit ortaklık ve karşılıklı fayda temelinde geliştirmek olarak sıralanıyor.

Sahra'nın güneyindeki Afrika ülkeleri esas alınmak suretiyle hazırlanan verilere göre, Türkiye kıtada 2003 yılında yedi olan büyükelçilik ve bir olan ticaret müşavirliği sayılarını 2013'te 30'a çıkardı. 20 yıllık süreçte Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki uçak seferleri, turist sayıları, ithalat ve ihracat verileri de gözle görülür şekilde artış gösterdi. 

Batılı diğer birçok ülkenin aksine, geçmişte Afrika Kıtası ile kurduğu ilişkilerde sömürgecilik odaklı bir yaklaşımı asla benimsemeyen Türkiye, 21. yüzyılın yükselen değeri Afrika’ya dönük güvenliğin, istikrarın ve refahın tesis edilmesini hedefleyen politikasını her boyutta güçlendirip çeşitlendiriyor.

Bu bağlamda, özellikle son 15-20 yılda, "birlikte kalkınma ve birlikte büyüme" ilkesiyle "kazan-kazan" merkezli ve karşılıklı faydaya dayanan yeni Afrika açılımıyla ülkemiz; Türk dış politikasının temel değerlerinden biri olan "insani" yaklaşım ekseninde Afrika ile ekonomik, kültürel ve siyasal ilişkilerini derinleştiriyor; karşılıklı güvene dayalı çok boyutlu bir strateji yürütüyor.

ÜÇÜNCÜ TÜRKİYE-AFRİKA ORTAKLIK ZİRVESİ

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi Açılış Oturumu'nda konuştu. Konuşmasında katılımcıları selamlayan Erdoğan, "Sizlerin vasıtasıyla mama Afrika'nın dört bir yanındaki kardeşlerime buradan sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum." dedi. Zirvenin üçüncüsü vesilesiyle katılımcıları Türkiye'de misafir etmekten duyduğu bahtiyarlığı dile getiren Erdoğan, 2008'de İstanbul'da ve 2014'te Malabo'da gerçekleştirilen iki zirvenin ardından yeniden bir araya gelmenin sevincini yaşadıklarını söyledi. Erdoğan, salgın şartlarına rağmen zirvenin icrası için katkılarını esirgemeyen Afrika Birliği Komisyonu'na da teşekkür etti. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak kıtayı temsilen binlerce kilometre mesafe katedip toplantıya katılanlara şükranlarını sunan Erdoğan, yapılacak toplantı ve istişarelerin ülkeler için hayırlara vesile olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya 5'ten büyüktür bayrağı altına yürüttüğümüz mücadeleyi sadece kendimiz için değil Afrikalı kardeşlerimizin için de veriyoruz. Son birkaç yılda yaşadıklarımız tüm insanlığın kaderini, Güvenlik Konseyi üyesi 5 ülkenin insafına bırakmanın yanlışlığını göstermiştir. 1,3 milyar insanın yaşadığı Afrika kıtasının Güvenlik Konseyi'nde söz ve karar hakkının olmaması çok büyük bir adaletsizliktir. Afrika'nın Güvenlik Konseyi'nde hak ettiği şekilde temsil edilebilmesi için güç birliği yapmamız gerektiğine inanıyorum. Mevcut statükodan nemalananlar bizim çabalarımızdan rahatsız olsa da evlatlarımızın geleceği için biz bu mücadeleyi vermekte kararlıyız."

Bugün üçüncüsünü gerçekleştirdikleri zirvenin, Türkiye'nin Afrika kıtasına ve kıtanın meselesine yönelik ilgisinin geçici olmadığını ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, bu zirvelerle Afrikalıların de Türkiye'yle iş birliğine verdikleri önemi müşahede etme imkanı bulduklarını söyledi. Erdoğan, artık birbirlerini daha yakından tanıdıklarını, samimiyetlerini bildiklerini, ülkeleri arasında çok ciddi bir iş birliği potansiyelinin var olduğunu gördüklerini dile getirerek, şunları kaydetti: "Bundan sonra öncelikle hedefimiz ilişkilerimizin kurumsallaştırılması, derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesi olmalıdır. Türkiye olarak bu kapsamda, bölgesel örgütlerle iş birliğimizi güçlendirmeyi arzu ediyoruz. Ülkemizin kıta genelindeki diplomatik misyon ve temsilcilik sayısının artması için çalışmalarımızı hızlandıracağız. Afrika ülkelerinin, ülkemizdeki temsilcilik sayılarının da yükselmesi için teşviklerimizi devam ettireceğiz. Afrika tarihinin, kültürünün, edebiyatının, siyasetinin, ekonomisinin ülkemizde daha iyi anlaşılması için farklı projeleri devreye alacağız. Sağlıktan savunmaya, enerjiden tarım ve teknolojiye uzanan geniş bir yelpazede iş birliğimizin kökleşmesi için gayret göstereceğiz."

Türkiye, Asya’da Pakistan, Bangladeş ve Hindistan birliği ile Afrika Birliği’ni İslam birliğinin ve İslam barışının dinamiği haline getirmeyi başarırsa yolu iyice açılacaktır.



Bu yazı 5575 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI