Betül Ünlü, ‘İslamcı Dergilerde Yayımlanan Kudüs Şiirlerinde Çocuk Arketipi’ başlıklı yazısında ‘Kara Yüzlü Ninni’ şiirimdeki çocuk imgesine ilişkin önemli bir tespitte bulunuyor[1].
Mustafa Yüreklinin Mavera dergisinde yayınlanan ‘Kara Yüzlü Ninni’ şiirinde çocuk cesaretin, umudun ve barışın imgesi olarak anlatılmaz. ‘Kara Yüzlü Ninni’de umudun yerini alan yalnızlık, gurbet, çocuklar karşısında utangaç kalan, susan yetişkinler hüzünlü bir dille anlatılır ninninin seslendiği çocuklara:
KARA YÜZLÜ NİNNİ
Yavrum el altına can koymadık ama
Uçtu bülbüllerimiz yalan illere
Vatanlarıydı göğüs kafeslerimiz dönmediler
Parçaladılar o ipekten şallarını kalbimizin
Oturup yalnızlık ördük umut söküntülerinden
Değince hayatımız kirleniyor sevda yavrum
Topladık sesimizi türkülerden bir bir
Kudüs’e gidilirdi yavrum o türkülerin ortasından
Genç susuz ve temmuzdan atlarla
Hep ezberinde utangaç kalacağız
Çocukların ve kadınların acılar boyu
Yorgun ırgatlar gibi suskunuz yavrum
Mavera Dergisi, Şubat 1988
Şiir, anne babanın bir özeleşitirisi olmanın ötesinde, bebeğe ‘çok kötü bir dünyaya geldiği’ kara haberidir; mahcup ve hüzünlü bir bakıştır.
Betül Ünlü, ‘Modern Türk Şiirinde Kudüs’ başlıklı yüksek lisans tezinde de şu tespitte bulunuyor:
‘Mustafa Yürekli, Kara Yüzlü Ninni şiirinde yurtsuz bırakılmadan önce söylenen türkülerin ortasından insanları Kudüs’e götüren atlardan bahseder:
Topladık sesimizi türkülerden bir bir.
Kudüs’e gidilirdi yavrum, o türkülerin ortasından,
Genç susuz ve temmuzdan atlarla.’
[1]Karabatak, Mart-Nisan 2018, Sayı:37, s.76, Şule Yayınları, İstanbul.