Yazılı ve sözlü eserleri aracılığıyla toplumun kültürel birikimine katkıda bulunmayı başarmış şair ve yazarlar, toplum tarafından da takdir edilir ve toplumun sahiplendiği, ortak kültürü yenileyen ve savunan sözkonusu sanatçılardan bir direniş hattı oluşturulur. Kültürün canlılığı ve sürekliliği, toplumun kültürel birikimine katkıda bulunabilen bu sanatçıların özverili çalışmalarına bağlıdır. Üstat Sezai Karakoç, eserleriyle kültürümüze ciddi katkıda bulunduğundan milletimizin övünç kaynağı bir şairdir.  

            Toplumun duygu, düşünce ve hayalleri; sosyal hayatı, inançları ve değerleri kader birliği yaptığı sanatçılar aracılığıyla dile getirilir. Din, felsefe, sanat, siyaset, bilim, ekonomi, tarih gibi sosyal bilimler alanı; sevgi, nefret, korku, öfke, üzüntü, sevinç, arzu, aşk, mutluluk, mutsuzluk gibi toplumda yaygınlaşmış her duygu; kısacası o toplumu oluşturan insanları ilgilendiren her şey sanat ve edebiyatın ilgi alanına girer. Bu anlamda sanat ve edebiyat, toplumların ortak duygu ve düşüncelerinin yansıdığı alandır; kültür ve medeniyetin bileşeni, ifadesi, ayrılmaz bir parçasıdır. Toplumumuz Sezai Karakoç’un eserleriyle yarım asırdır Batı karşısında kültürel direnişini ve medeniyet savaşını vermektedir.

            Bir toplumun dini, dili, siyasal yapılanması, ekonomik düzeyi, sosyal tabakalaşma biçimi, toplumsal değişim ve dönüşümü gibi pek çok unsurla o toplumun edebiyatı arasında ilişki vardır. Edebiyat; toplumsal varoluşun ve millî kimliğin düşünce ve sanat alanında inşası, temsili ve gelecek kuşaklara aktarımında önemli bir rol üstlenir. Sezai Karakoç’un eserleri, Müslüman kimliğin kuşaktan kuşağa aktarılmasına önemli rol oynamış; Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal, Necip Fazıl Kısakürek’in eserleriyle birlikte en az üç kuşaktır hizmet vermiştir. Mehmet Akif’in Çanakkale Destanı, Yahya Kemal’in Süleymaniyede Bayram Sabahı, Necip Fazıl Kısakürek’in Sakarya Türküsü, Arif Nihat Asya’nın Bayrak şiirleri sayılırken Sezai Karakoç’un Hızır’la Kırk Saat’i de dile getirilir.

            Siyasal gelişmeler, savaşlar, göçler, din ve medeniyet değişiklikleri gibi toplum hayatını derinden etkileyen her şey, edebiyatta yankı bulmuştur. İnsan ve toplum hayatındaki her değişim edebiyatı kuşatmış, edebiyatça kuşatılmıştır.

            Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemleriyle yakın tarihimiz, bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nu oluşturan Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’e karşı direnişle doludur. Batılılaşma, medeniyet değişimi, kültür yıkımı karşısında Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal, Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç şiiri bir direniş hattı oluşturmuştur. Savaştığımız doğu ve batı ülkelerini tanımada, kendimizi ifade etmede, kültür ve medeniyetimizi savunmada önemli görevler üstlenen edebiyatımıza Sezai Karakoç’un katkısı büyüktür.

Dil, zihniyet, aile, sosyal çevre, fikir ve inançlar gibi tüm değerler dizgesi toplumsal katkıyla inşa edilir. Sanatçının, eserini üretirken toplumsal gerçeklikten bağımsız hareket etmesi düşünülemez. Sanatçı ait olduğu toplumun kültür kodlarını taşıdığından edebiyat, içinde doğduğu sosyal yapının tanığı durumundadır. Sezai Karakoç, 1960 yılından itibaren 30 yıl çıkardığı Diriliş dergisiyle, 1990 sonrasında kurduğu partiyle çağa tanıklığı başarmış bir Müslüman sanatçıdır.   

Edebiyat, toplum sorunlarını dile getirir, bunu yaparken de toplumsal değişime etkide bulunur. Toplumsal değişim ve dönüşümde önemli rol oynar, içinde geliştiği sosyal yapıyı etkiler ve biçimlendirir. Toplumu etkileyen edebiyat, aynı zamanda toplumdan etkilenir. Sonuçta edebiyat ve toplum, birbirini etkiler ve geliştirir.

İslam birliği yolunda büyüyen Türkiye’nin Sezai Karakoç’un kitaplarından ve konuşmalarından alacağı çok şey vardır.