Bugun...
İTTİHAT VE TERAKKİ PARTİSİ, CUMHURİYET HALK PARTİSİ, ALTILI MASA VE MERAL AKŞENER - II -


Prof.Dr. Ömer Özyılmaz
 
 

facebook-paylas
Tarih: 06-06-2022 20:16

Sn. Akşener’in, Sultan Abdülhamid’e hakaret etmesi ve o gün O’na ve Osmanlı Devleti’ne karşı yapılan mücadeleyi bugün kendilerinin üstlendiğini söylemesi nedeniyle, İttihat ve Terakki Partisi (İTP) ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’yi, ülkemize karşı yaptıklarını, bugünkü altılı masayı ele alıyoruz. Daha önce İttihat ve Terakki Partisi (İTP)’yi incelemiştik, şimdi de CHP’yi siyaset bilimi çerçevesinde inceliyoruz.
 
3- Cumhuriyet Halk Partisi:  
                    -I-
A- CHP’nin, Siyaset Bilimi Literatüründeki Yeri:

Siyaset Bilimi literatüründe, belli ölçülere göre belirlenmiş siyasal parti tipleri vardır. Bunlar kadro partileri, kitle partileri, hepsini yakala partileri, toplayıcı partiler ve ideoloji partileridir. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bu tiplerden hangisine uyar, nasıl bir partidir, özellikleri nelerdir? Bu yazımızda ve bir sonrakinde onu inceleyeceğiz. Önce CHP’yi, yukarıda sıraladığımız siyasal parti tipleri yönünden ele alalım:

a- Demokratik ülkelerde kadro partileri vardır. Bunlar önemli işlevler görürler. Ancak bizde CHP bir kadro partisi değildir; çünkü yüz yıllık bir parti olmasına rağmen, başından beri, övünerek milletin karşısına çıkaracağı özgün ve düzgün bir kadro yetiştirmemiştir. Partiyi kuran kadroları da zaten kendisi yetiştirmemiştir. Esasen CHP’nin kadro yetiştirmek gibi bir niyeti de olmamıştır. Daha doğrusu ‘yetişkin’, ‘kendini gerçekleştirmiş’, ‘kemale ermiş’ derinlikli insanı istemez, CHP. Çünkü bu kadar yanlışlığı ve kötülüğü onlarla yapamaz. Onlar bunu frenlerler. O, daha çok yüzeysel insanları, saman alevi gibi yanıp sönenleri tercih eder. Çünkü onlara ancak her istediğini yaptırabilir. O daha çok derleme toplama, sağdan soldan devşirdiği insanlarla çalışmıştır ve halen de öyledir. Bu yüzden CHP, hem kendi içinde bir birlik ve bütünlük sağlayamamış aksine sürekli iç kavgalar ve bölünmeler yaşamıştır; halen de yaşamaktadır; hem de heykel dikmekten, dönem dönem millete baskı yapmaktan başka hiçbir başarısı olmamış,  kendisi başarısız olduğu gibi, millet adına yapılan bütün hayırlı işe de karşı çıkmıştır.
Ancak CHP elitist, seçkinci, milletten kopuk anlamında dar bir kadronun, ekibin ya da komitenin partisidir, denebilir. Bu yönüyle CHP’de elitist, seçkinciler hâkim unsurdur, içerisinde barındırdığı halk kitleleri, çeyrek ya da yarı aydınlar da dolgu malzemesi olarak kullanılır.

b- CHP, bir kitle partisi de değildir; zira dolgu malzemesi olarak da olsa, içerisinde her çeşit unsuru barındırmaya çalışmasına ve zaman zaman da halka yakınlaşmasına rağmen, 150 yıldan beri, bir defa olsun kitleyle buluşup seçimle iktidara gelememiştir. Ülkemizde ondan sonra kurulan partiler, onu geride bırakarak sürekli iktidar olmuştur, ancak o, hep muhalefette kalmış, zaman zama TBMM’ye dahi girememiştir. Çünkü milletle ortak hiçbir bir yanı yoktur. Dolayısıyla millete dokunacağı ortak bir alan bulamamaktadır. Millet te onu hep ‘kendisine yabancı bir unsur’ olarak görmüştür, görmektedir.
CHP son zamanlarda yakınlaşmaktan, millete gitmekten, milletle helalleşmekten bahsetmektedir. Ancak milletin kırmızıçizgisinin, onun art niyetli, yanlış, yabancı ve zulüm kokan ideolojisi ile geçmişte milletin inancını tarihini ve kültürünü yok etmek için uyguladığı baskı, zulüm ve işkencelerden oluşan kirli, pis kokan o korkunç bagajının ne olacağını kasıtlı olarak bilmez görünmektedir. Hâlbuki bu millet, 100 yıldan beri, Batı’dan devşirdiği o menfur ideolojisinden ve baskıcı, totaliter zulme varan uygulamalarından dolayı CHP’yi istememekte ve açıkça onu reddetmektedir. Eğer CHP millete gidecek ve onunla helalleşecekse, önce, milletin hiç mi hiç benimsemediği ve ‘kendisine aykırı saydığı’ o menfur ideolojisini terk etmesi; evrenseli yakalamak şartıyla yerli ve milli bir dünya görüşü üretip ona bağlı olduğunu açık ve net bir şekilde ortaya koyması şarttır. Ayrıca ununla eş zamanlı olarak ta geçmişini, özellikle 1940’lardan beri oluşan o kirli, pis, kokuşmuş ve zulümle dolu bagajını çok ciddi bir şekilde sorgulaması ve ‘redd-i miras’ etmesi gerekir.

c- CHP, zaman zaman ‘hepsini yakala partisi’ ve ‘toplayıcı parti’ rolünü oynamaktadır. Yani aslında halktan ve halkın kültüründen kopuk olduğu için hiç kimseden yana değildir ama üç beş oy uğruna bukalemun gibi herkesten yanaymış gibi görünmeye çalışır. Bu da O’nun ne kadar omurgasız, ilkesiz, çıkarcı ve ikiyüzlü olduğunu gösterir. Cumhuriyet döneminde hiçbir parti bu kadar ilkesiz ve omurgasız olmamıştır. Nitekim şu anda da bunu yaşamaktadır. Bir yandan içinde milletin inancına tarihine ve kültürüne doğrudan düşman bir kitleyi beslemekte FETÖ, DHKP-C PKK ve EMİR ERİ Partisi vs.), bir yandan ‘burulmuş’ ya da ‘ehlileştirilmiş’ muhafazakâr kesimi tutmakta bir yandan da çok daha değişik unsurları içinde barındırmaktadır. Yıllardan beri Milletimiz ve Devletimiz, her şeyiyle, materyalist, katil ve ülkemizi bölmek isteyen FETÖ ve PKK terör örgütleriyle mücadele etmektedir. İnşaallah bu memleketten o belanın kökü kazınacaktır. Ancak 1990’larda başlayan bir kırılmayla CHP, bu terör örgütünün kurduğu parti ile ve dolayısıyla terör örgütüyle yakın ilişki içindedir. Son yıllarda ise, kurduğu ilişkiler onu meşrulaştırma eşiğine getirmiştir. O da kendisini ‘meşrulaştıran’ CHP’den aldığı cesaretle, millete ve devlete açıktan meydan okumaktadır. Bunu da CHP oradan gelecek bir miktar oy uğruna yapmaktadır.

d- CHP aslında bir ideoloji partisidir. İdeoloji partileri, genel anlamda bütün dinlere karşıdırlar, ama özellikle kendi ülkelerinin dinine düşmandırlar. Bizde CHP’nin Budizm’e ve Hinduizm’e saygı duyup, İslam düşmanlığı yapmasının temelinde de bu anlayış vardır. Bunun için de ülkelerinde kendi halkının dinine inancına, dünya görüşüne yaşama hakkı tanımazlar.
Esasen ideoloji partileri, siyasal iktidarı ele geçirmek için meşru, gayri meşru demeden her yolu deneyerek buna ulaşmaya çalışırlar. Ancak onlar için iktidar olmak, halka hizmet etmek için değil; bağlı oldukları ideolojiyi yaymak ve iktidar gücünü kullanarak onu topluma hâkim kılmak içindir. Geçmişte Çin’de ve Rusya’daki komünist partiler de böyle idiler. (Ancak onlar dahi bu ideolojik deli gömleğini çıkararak komünist partilerinden büyük ölçüde uzaklaştılar.) Şu anda yeryüzünde, 19. Yüzyıldan kalma materyalist, gerici, çağdışı bir ideolojiye; 19. Yüzyılın kokuşmuş, her şeyi inkâr anlayışına dayalı bir ideolojiye bağlı olan tek parti, CHP’dir.

Bir sonraki yazımızda CHP’nin ideolojisini inceleyelim.



Bu yazı 9668 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI