D- Ülkemizde Öğretmen Yetiştiren Kurumların Süreç İçerisinde Ortaya Çıkmış Olan Sorunları,
1- Bu çalıştaylarla, öğretmen yetiştiren kurumların tarihten gelen sorunlarını ve çözümlerini belirledikten sonra, en az 100-180 yıllık süreçte ortaya çıkmış bulunan ortak ve kurumsal sorunlarını belirlemeyi ve bu sorunların her birisinin ayrı ayrı çözümlerini üreterek gelecekteki öğretmenlerimizin daha dinamik, fedakâr ve adanmış bir ruhla görevlerini yürütmelerinin sağlanmasına katkı sunmayı hedefledik.
2- Bu çalıştaylar vesilesiyle şunu da görmüş olduk: Ülkemizde öğretmen yetiştiren kurumlarda, dünyaca belirlenmiş, bizde de geçerli ve uygulanmakta olan öğretmen yetiştirme ölçütlerinin yani eğitim bilimler dersleri, alanla ilgili dersler ve kültür dersleri ile zamana, ihtiyaca ve ihtiyacın şekline bağlı kalarak gerçekleştirilecek uygulamadan oluşan evrensel ölçütlerin uygulanmasında belli oranlarda sorunlar ve sıkıntılar vardır. Bu sorun ve sıkıntılar:
a- Daha çok, öğretmen yetiştiren kurumların dışındaki fakültelerden mezun olanlara hizmet veren ve yıllardan beri var olan ve şu anda da uygulanan pedagojik formasyon sertifika programları, Ülkemizde öğretmen yetiştirme ölçütlerini bozmuş, öğretmenliğin değerini düşürmüş ve hakkıyla öğretmen yetiştirmenin önündeki en büyük engellerden birisi olmuştur.
b- Yıllardan beri öğretmen yetiştiren bazı fakültelerde evrensel öğretmen yetiştirme ölçütleri, gereken hassasiyetle ele alınmamış, yer yer yasak savma kabilinden uygulamalar sergilenmiştir.
c- 1950’den beri eğitim fakülteleri dahil, öğretmen yetiştiren fakültelerin hepsinde, öğretmenlik uygulaması, bir türlü çağdaş veriler ışığında ele alınamamış, aksine 1930’lu 40’lı yılların ‘staj uygulaması’ kavramına hapsolmuştur. İşte bu çalıştaylarda katılımcılar, öğretmen yetiştiren kurumlarda,
i- Pedagojik formasyon sertifika programı uygulamasının en kısa sürede kaldırılmasını
ii- Evrensel öğretmen yetiştirme ölçütlerinin, bundan sonra bir bütün halinde eksiksiz olarak uygulanmasına gerekli hassasiyetin gösterilmesini en önemli önerilerden birisi olarak kabul etmektedirler.
3- Öğretmen yetiştiren kurumların belli oranda da olsa öğretim üyesi eksikliği söz konusudur. Bu fakültelere hem eğitim bilimleri hem alan dersleri, hem de kültür dersleriyle ilgili olarak öğretim üyesi yetiştirme sorunlarına yönelik olarak ta öneriler geliştirdik.
4- Bu çalıştaylar vesilesiyle şu gerçek te ortaya çıkmıştır ki: Ülkemizde mesleki teknik alanına öğretmen yetiştiren tek kurum olan Teknik Eğitim Fakültesi 2009 yılında kapatılmıştır. Yerine de sağlıklı bir model geliştirilememiştir. Halen de bu fakülte kapalı durumdadır. Artık o günden bu yana ülkemizde yükseköğretim düzeyinde mesleki teknik eğitim yapılmıyor, bu alanda öğrenci yani öğretmen yetiştirilmiyor, Millî Eğitim Bakanlığı ve özel sektör okulları mesleki teknik okullarına öğretmen bulamıyor, mesleki teknik alanda artık öğretim üyesi yetişmiyor, bilimsel ve teknik araştırma yapılmıyor, makale ve kitap yazılmıyor, ülkemizde ve dünyada mesleki teknik alandaki gelişmeler artık takip edilmiyor. Dolayısıyla hem ülkemiz için çok kötü bir durumdur hem de özellikle bu alandaki insanlarda müthiş bir karamsarlık hakimdi.
Ülkemizde teknik eğitim fakültesi olmamasına rağmen 29. 02. 2024 tarihinde ‘Teknik Eğitim Fakülteleri Çalıştayı’nı yaptık ve arkasından aylarca süren çalışmalarla bu alanın en büyük sorunu olan daha yerli, milli ve çağdaş bir fakülte modeli geliştirdik. Bu konuyla ilgili olarak görüşmelere başladık; Eylül ayından itibaren YÖK, Hükümet ve Parlamento nezdinde yapacağımız temaslarla bu yeni modele göre mesleki teknik alana öğretmen yetiştiren bir kurum kazandırmaya gayret edeceğiz.
5- Öğretmen yetiştiren kurumlardan teknik eğitim, ilahiyat ve spor bilimleri fakültelerine öğrenci hazırlayan ya da yetiştiren liseleri var ve bunun olması, o alanda öğretmen yetiştirilmesi açısından çok önemli bir avantajdır. Ancak Milli Eğitime en çok öğretmen yetiştiren eğitim ve fen-edebiyat fakültelerine öğrenci hazırlayacak olan Anadolu öğretmen liseleri, çeşitli sebeplerden dolayı geçmişte kapatılmış, halen de kapalı durumdadır.
Çalıştay katılımcıları olarak biz, eğitim ve fen edebiyat fakültelerine öğretmen adayı hazırlaması için, bugünün şart, ihtiyaç ve beklentilerine cevap verebilecek şekilde; eğitim felsefesi, insan felsefesi ve müfredatı Anadolu İrfanı’ndan esinlenerek hazırlanacak olan Anadolu öğretmen liselerinin yeniden açılmasını acilen öneriyoruz.
6- ÖSYM ile üniversitelere öğrenci yerleştirilirken, çeşitli avantajlar sağlanarak öğretmen yetiştiren kurumların tamamına en üst birimden, örneğin ilk 150 binden öğrenci alımı yapılmalıdır. Böylece en iyiler veya ona yakın öğrenciler öğretmenlik mesleğine çekilmiş olur.
7- Öğretmen yetiştiren kurumların bazılarının (fen-edebiyat ve eğitim fakülteleri gibi) hem kendi içlerinde hem de birbirleriyle uzun zamandan beri yaşadıkları sorunları vardı. Bu çalıştaylarda hem fakültelerin kendi içlerine yönelik olarak yaptığımız çalışmalarla kendi iç sorunlarını belirledik hem de karşılıklı mutabakatla birbirleriyle ilgili sorunlarının çözümlerini üretmeğe çalıştık. Bunların bir kısmıyla ilgili olarak YÖK’e önerilerde bulunduk; diğer pek çoğunun da çözümlerini sağlamış bulunuyoruz.
8- Bu proje çerçevesinde, her bir fakülte için yaptığımız (bazıları henüz devam ediyor) yaklaşık 3-4 aylık çalışmalarla ülkemizin ve bütün eğitim sistemlerinin en temel sorunlarından birisi olan öğretmen yetiştirme sorununa bilimsel, uygulanabilir, çağdaş ve kalıcı çözümlere ulaşmış bulunuyoruz.
9- Eğitim bilimlerinin ve öğretmen yetiştirmenin ana kaynağı olan eğitim fakültelerinin, ülkemizde hem kendi içinde hem de diğer öğretmen yetiştiren kurumlar nezdinde, öğretmen yetiştirme ölçütlerinin uygulanmasında danışmanlık ya da düzenleme yapması hususunu YÖK’e önermeğe karar verdik. Böylece eğitim fakültelerinin bu düzenleme, diğer fakültelerin de ona destek olma görevini kurumsallaştırmayı planlamaktayız.
Öğretmen yetiştiren kurumların tamamını bir projede ele almak hem tarihten gelen hem de süreç içerisinde üretilmiş olan sorunlarını bir bütün halinde masaya yatırıp çözüm üretmek; Alanın üst ve orta düzey yöneticileri, tanınmış bilim insanları ve uygulayıcıları ile bu çalışmaları sürdürmek; bugüne kadar görülmemiş derecede geniş bir katılımla ve uzun bir solukla çalışmaları yürütmek, gönüllü olarak böyle bir projeyi önce ortaya koyup sonra koordinasyon içerisinde sürdürmek, ‘ülkemizde bir ilk’tir.
09. 08. 2024
Prof. Dr. Ömer ÖZYILMAZ
Çalıştay Düzenleme Kurulu Başkanı