Bugun...
FRANSIZLAR’IN HIRİSTİYANLIĞI BIRAKIP İSLÂM’I KABUL GİRİŞİMLERİ


Yüksel Kanar
 
 

facebook-paylas
Tarih: 21-11-2016 23:47

Napolyon 1798’de Mısır’a ayak bastığında Arapça olarak kaleme alınmış bir ilânda Mısırlıları “Fransızların Memlükler’den daha fazla Tanrı’ya ibadet ettiklerine, Peygamber ve mukaddes Kur’an’a saygı duyduğuna ve gerçek Müslümanların Fransızlar olduğuna” ikna etmeye çalışıyordu. Nitekim Napolyon ordusunun kendini bu şekilde, âdeta bir Müslüman olarak tanıtması, ülkeyi savaşsız ele geçirmesini sağlamıştı. Napolyon bu seferde, yanında götürdüğü kalabalık bir bilim adamları grubu, Mısır’ın Tasviri adlı 23 ciltlik devasa bir eser oluşturmuştu. Burada, tam bir oryantalist anlayışla, Mısır hakkında bilinmesi gereken hemen bütün malumat toplanmış oluyordu.

Fransızların Cod sivil olarak adlandırdıkları medeni kanunları, işte bu Mısır seferinin bir ürünüdür. Kanun, Napolyon Bonapart tarafından, Mısır seferi dönüşünün ardından Hıristiyan ve Roma hukukunu yıkmak ve laik bir idare kurmak amacıyla düzenlendiği ve uygulamaya konulduğu için, aynı zamanda Cod Napolyon adıyla da anılır.

Osman Ergin Türk Maarif Tarihi’nde, Batılı devletlerin çoğunun yararlandığı, bu arada Türkçeye de tercüme edilen bu medeni kanunun, Sait Bey tarafından Hukuku Siyasiyye-i Osmaniye adlı eserinde, bizdeki Mecelle hükmünde ve Napolyon’un Mısır’a gitmesinin bir sonucu olarak tasvir edildiğini belirtir: “Çünkü o vakitlerde Mısır'da pek çok ulema-yı İslamiye var idi. Onların fıkha dair yaptıkları asarı cemettirerek ve Avrupalıların birtakım tetebbuât-ı cedidesi ile karşılaştırarak Cod Napolyon’u vücude getirdi.” Sait Bey ayrıca, Napolyon’un, o zamanki Fransız mahkemelerinin teşkilat ve taksimatını da Mısır'da gördüğü ve beğendiği İslam Mahkemeleri teşkilatına benzettiğini uzun uzadıya yazmıştır. Sonuç şudur: “Şu izahat gösterir ki, vaktiyle Fransızlar Şark'ı beğenerek onların hukukundan ve mahkeme teşkilatından istifade ile medeni kanunlarını yapıyorlar. Biz de şimdi Garbın hukukundan istifade ederek medeni kanunumuzu onlardan alıyoruz”.

Her şey bundan ibaret değil elbette. Daha ilginç olaylar da var: Devrim’in hemen ardından Fransa’da Hıristiyanlık etkisi ve baskısı tamamen ortadan kaldırılmak isteniyor:

“Kiliseler kapatıldı ve ot ambarı ittihaz olundu. Manastırlar kapatıldı. Oralara kadın erkek Fransızların çekilip tembel tembel yaşaması menolundu ve tarikatler kaldırıldı. Papazların kisveleri değiştirildi; kadın ve erkek papazlar mektep hocalığından çıkarıldı ve mektepler ile medreseler bunların elinden alındı; kilisenin elindeki büyük emlak zaptolundu ve nihayet Fransa’daki papazların Roma'daki papa ile dini alakaları kesildi. Kiliselerde Hıristiyan dini üzere nikâh kıyılması menolundu ve evlenme işleri belediyelere verildi. Kabristanlarda dini merasimle ölü gömülmesi, kilise haricinde ve sokaklarda dini merasim yapılması yasak edildi.

Mazi ile alakayı büsbütün kesmek ve dini bayramlarla yortuları ortadan kaldırmak için miladi takvim terk ve yeni bir takvim kabul edildi. Eski takvime göre yortu ve Pazar günlerinde gizlice ayin yapan papazlar cezalandırıldı.

Hıristiyan hukukunu terk etmek için Cod sivil denilen kanun-u medeni tanzim ve kabul edildi. Papazlara kızgınlık o derece ileri götürülmüştü ki, Herber ve Şomet adlarında iki mebus Hıristiyanlığın Fransa’dan kaldırılması için önayak oldu. Dini akidelere ve ananelere taarruz etmek, katolik dinini kaldırmağa çalışmak her tarafta yaygınlaştı. Hatta Kloç adında mebus Muhammediliğin Doğruluğuna Deliller adında bir eser yazarak bu eser millet meclisinde kıraet ve kabul edilip resmi gazete ile ilan olunduğu gibi, basılan nüshaları da Fransa'nın bütün şehir ve kasabalarına gönderildi. Hıristiyanlığa ve papazlara fazla kızgınlıktan doğan bu teşebbüsten, yani Hıristiyanlığın ebedi düşmanı olan İslamiyet’e temayülden bir müddet sonra vazgeçilerek başka din arayışına girilmiştir. Osman Ergin, Fransızlara İslamiyet teklifi hakkındaki bilginin Le histoire de revelution adlı kitabın 13. cildinin 68. sayfasında yer aldığını belirtmektedir:  “Bu eser 20 cildden mürekkeptir. İhtilal ve inkılap esnasında ‘İki hürriyet dostu’ tarafından günü gününe kaydedilmiş vakaları konu eder. İslamiyet hakkındaki eserin Frenkçe adı Certitude des prauves du Mohametisme'dir. İlk heyecan ve galeyan geçtikten ve Fransa'da tekrar Hıristiyanlık yerleştikten sonra bu eserin ortadan kaldırılmış olduğuna şüphe yoktur. Yalnız Paris milli kütüphanesinde bir nüshası bulunduğunu okuyan ve tetkik eden bir dostumdan işittim. İslam dini tarihi bakımından büyük bir kıymeti olması lazım gelen bu eserin türkçeye veya arapçaya tercüme edilmesi lazım gelmez mi?” (Bkz. Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, c. 1, s. 264-266).



Bu yazı 6494 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
Henüz anket oluşturulmamış.
YUKARI