Bugun...


PROF. DR. TALİP KÜÇÜKCAN: Yükseköğretimde uluslararasılaşma ekonomik kalkınma ve diplomatik etkiyi nasıl artırıyor?
Üniversiteler nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, eğitim öğretim ve AR-GE faaliyetleri yapmak, bilimsel üretkenlik ve yeni teknolojik keşiflerde bulunmak suretiyle bir ülkenin sosyo-ekonomik gelişmesine ve kalkınmasına kritik katkılarda bulunur.

facebook-paylas
Tarih: 03-06-2024 01:20
PROF. DR. TALİP KÜÇÜKCAN: Yükseköğretimde uluslararasılaşma ekonomik kalkınma ve diplomatik etkiyi nasıl artırıyor?

Günümüz dünyasındaki gelişmelere bakıldığında jeo-politik kırılmalar, kargaşalar ve tehdit riski algılarının güçlenmesinin de etkisiyle daha çok güvenlik ve savunma konularının, bu gelişmelerin ekonomiler üzerindeki etkilerinin konuşulduğuna tanıklık ediyoruz. Küresel gelişmelerin okunma biçimlerine bakıldığında aslında ekonomi, güvenlik, diplomasi, teknoloji ve beşeri sermayeyi şekillendiren ve bütün bu unsurların doğrudan etkilediği ulusal kalkınmaya katkıları açısından ihmal edilmemesi gereken bir sektör var, Yükseköğretim. Bugün gelinen noktada yükseköğretimin bütün ülkeler için stratejik bir alan ve önemli bir ekonomik sektör olduğuna tanıklık ediyoruz. Üniversiteler nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, eğitim öğretim ve AR-GE faaliyetleri yapmak, bilimsel üretkenlik ve yeni teknolojik keşiflerde bulunmak suretiyle bir ülkenin sosyo-ekonomik gelişmesine ve kalkınmasına kritik katkılarda bulunur.

Üniversiteler eğitim öğretim, AR-GE ve bilimsel etkinlikleri yanında karar vericilere yol gösteren bilgi ve verileri oluşturur, siyasi, sosyal, hukuki ve ekonomik konularda kamuoyunu aydınlatır, yenilikçi bakış açıları kazandırır, bağımsız ve eleştirel düşünme yeteneğinin gelişmesine de katkıda bulunur. Üniversitelerin eğitim, bilim, araştırma ve topluma hizmet boyutlarında yaptıklarının önemi uzun zamandır tartışılan bir konu olup bu konuda ciddi bir külliyat da oluştu. Üniversitelerin uluslararasılaşması aynı zamanda bilgiye ulaşım, bilgi ve tecrübe paylaşımı, araştırmacı ve öğrenci dolaşımı ve kültürlerarası iletişim ve etkileşim açılarından da önemli görülüyor. Üniversitelerin bilim diplomasisi kanalıyla kamu diplomasisine katkılarının yanında açık toplum olma konusunda da yol gösterici olduklarının altını çizmekte yarar var. Yükseköğretim kurumlarının yukarıda belirtilen misyon ve katkılarına ilaveten tartışılması gereken bir diğer konu da uluslararasılaşma ve küresel yükseköğretim ekonomisidir. Zira yükseköğretimde uluslararasılaşmanın gittikçe büyüyen bir ekonomi oluşturduğu, uluslararası öğrenci payı yükseldikçe gelirlerinin arttığı biliniyor.

Küresel yükseköğretim ekonomisi: 370 milyar dolar

Küresel yükseköğretim ekonomisi, uluslararası öğrenci sayılarındaki artışa paralel olarak her yıl daha da büyüyor. Öyle ki 2016 yılında 5,1 milyon uluslararası öğrencinin öğrenim gördükleri ülke ekonomilerine toplam katkısı ya da küresel yükseköğretim ekonomisi 300 milyar dolarak olarak hesaplandı. [1] Bugün 6,3 milyonu aşan uluslararası öğrenci sayısı göz önüne alındığında aynı parametreler üzerinden hesaplanacak olursa yükseköğretim ekonomisinin 370 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğu söylenebilir.

Eğitim-öğretim ücreti başta yurt, gıda, ulaşım, kırtasiye, kıyafet, gezi, eğlence ve yakınların ziyareti gibi harcama kalemleri de olan yükseköğretim ekonomisi pek çok iş kolunu, istihdam ve üretimi de kapsadığı için ekonomiye katkısı çok boyutlu bir sektör. Uluslararası dolaşıma dahil olarak gelen öğrenci ve akademisyenlerin araştırma merkezleri ve sanayi kuruluşlarında istihdamı ile yenilikçi teknolojilerin gelişmesine katkıda bulunduklarının kayıtlara geçirmek de yarar var. 2020’de sayıları 6,3 milyon olan uluslararası öğrenci sayısı Kovid-19 salgını nedeniyle durağanlaşmıştı ancak 2023 itibarıyla toplam sayı bunun üzerine çıkmaya başladı. Eldeki tüm mevcut veriler uluslararası öğrenci sayılarında artış olacağına işaret ediyor. Gelelim yükseköğretim ekonomisi pastasından en büyük payı hangi ülkelerin aldığına.

Küresel yükseköğretim ekonomisinden aslan payını hangi ülkeler alıyor?

Uluslararası öğrencilerin 1,1 milyonu Amerika Birleşik Devletleri (ABD) üniversitelerinde öğrenim görüyor. [2] Bu öğrencilerin ABD ekonomisine yıllık katkıları 38 milyar [3] dolar olarak hesaplanıyor. ABD üniversitelerine en fazla öğrenci Çin, Hindistan, Güney Kore, Singapur, Malezya'dan yani Asya Pasifik bölgesinden geliyor. İngiltere ise yükseköğretim ekonomisinden en fazla payı alan ikinci ülke. Çoğu Asya Pasifik bölgesinden gelen uluslararası öğrencilerin İngiltere ekonomisine katkısı yılda 40 milyar sterlini aşmış durumda. Yaklaşık olarak 650 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapan İngiltere’nin bu ekonomiden aldığı pay oldukça büyük. 2014–2015 döneminde 437 bin uluslararası öğrencinin İngiltere ekonomisine katkısı 28,5 milyar sterlin olarak hesaplandı. [4]

2018-2019 eğitim öğretim yılında ise kaydolan öğrencilerin öğrenim sonuna kadar yaptıkları harcamalar göz önüne alınarak yapılan hesaplamalarda öğrencilerin ekonomik katkıları 31,3 milyar sterlin, 350 binden fazla uluslararası öğrencinin kayıt yaptırdığı 2021-2022 yılında ise bu katkı 41,9 milyar sterlin olarak tespit edildi. [5] Bu rakam, okul ücreti başta gıda, barınma ve benzeri diğer ihtiyaçlar için yapılan harcamaları da içeriyor. Uluslararası öğrenci kayıtları açısından ABD ve İngiltere’yi Kanada, Avustralya, Almanya, Fransa, Çin ve Japonya üniversiteleri takip ediyor. Örneğin Avustralya’nın kömür ve demir dışında üçüncü en büyük ihracat kalemi “eğitim”. 2019 yılında eğitim ihracatından Avustralya’nın elde ettiği gelir 40,3 milyar Avustralya doları. Eğitim hizmetleri ihracat sektörü doğrudan veya dolaylı olarak 250 bin kişinin de istihdamına katkıda bulunuyor. [6] Avustralya geçen yıl 560 bin kayıtlı uluslararası üniversite öğrencisinden 35 milyar Avustralya doları, Kanada 550 bin yabancı öğrenciden 21,6 milyar Kanada doları, Fransa bu ülkedeki üniversitelere kayıtlı 370 bin öğrenciden 5 milyar avro gelir, Almanya 458 bin öğrenciden 6 milyar avro elde etmiş görünüyor.

Üniversiteler elbette birer ticarethane değil. Asıl amacı hiçbir zaman para kazanmak ve kar etmek de değil ve de olmamalı. Ancak verdiği eğitim, kazandırdığı vizyon ve geliştirdiği yetenekler ile insan hayatını köklü biçimde etkileyen kurumlar olarak teveccühün de yoğun olduğu merkezler. Sosyal ve ekonomik mobilite, istihdam edilebilirlik şansının artması, toplumsal ağlara katılım ve bunları genişletme gibi süreçlerde üniversite eğitiminin belirleyici rol oynadığı biliniyor. Diğer yandan bir toplumun ve ülkenin kalkınmasında yükseköğretimin stratejik etkiler yaptığı da tarihi tecrübe ile sabit. Üniversitenin sağladığı imkan ve fırsatlardan yararlanmanın da bir bedeli var. Yükseköğretim ekonomisinin temelini de büyük oranda bu arz-talep oluşturuyor. Uluslararası öğrenci dolaşımının ve buna bağlı olarak yükseköğretim ekonomisinin daha da genişleyeceği ve büyüyeceği öngörülmekte. Örneğin bir araştırmaya göre 2030 yılında uluslararası öğrenci sayısının 8 milyona, bunun ekonomik getiri hacminin ise 433 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. [7]

Uluslararasılaşma ve diplomatik etki

Yükseköğretim sektörünün ekonomik getirileri yanında önemli bir yumuşak güç aracı olduğunu da ifade etmek lazım. Bir ülkede okuyup mezun olan ve kendi ülkelerine iyi deneyimler ve hatıralar ile dönenler gönüllü diplomat sayılabilir ve ülkelerinde etkili makamlara geldiğinde de bunun ikili ilişkilere olumlu yansımaları olacağı düşünülebilir. Yükseköğretimde uluslararasılaşmanın, bir başka ifade ile üniversiteleri yetenekli yabancı öğrenci ve araştırmacılara açmanın ekonomik katkılarını rakamlarla hesaplayabiliyor, en azından bu yönde bazı tahminlerde bulunabiliyoruz. Yükseköğretimde uluslararasılaşmanın siyasi ve diplomatik katkıları ise uzun zamana yayıldığı için doğrudan gözlemlenemeyen etkiler arasında yer alıyor. Bugün azımsanamayacak sayıda dünya lideri kendi ülkeleri dışındaki üniversitelerden mezun. Aldıkları eğitim ve edindikleri çevrelerine de katkılarıyla ilerleyen süreçlerde siyasete atılarak karar verme mekanizmalarının başına geçtiler.

2023 yılı verileri pek çok ülkedeki siyasi liderin kendi ülkeleri dışında, başka ülkelerde eğitim aldığını gösteriyor. 160’tan fazla lider zamanında uluslararası öğrenciydi. ABD'de 58 İngiltere'de 30, Fransa'da 10 siyasi liderin Rusya üniversitelerinde eğitim aldığını görüyoruz ki bu da söz konusu ülkelerin yumuşak gücünü artıran bir olgudur. [8] Bahsi geçen liderler ülkelerinin siyasi, ekonomik ve dış politika kararlarını alan kişilerdir. Üniversiteyi okudukları ülkelerin dil, kültür, günlük hayatına aşinalık, o ülkelerde kurdukları ilişkiler ve pek çok etken bu kişilerin liderlik rolü üstlendikleri ülkeler ile üniversite eğitimi aldıkları ülkeler arasındaki ilişkilere olumlu yansımalarını varsaymak kehanet olmayacaktır.

Bütün bu veriler ışığında Türkiye’nin yükseköğretimde uluslararasılaşmanın neresinde olduğu, nasıl bir strateji takip ettiği, küresel yükseköğretim ekonomisinden ne kadar pay aldığı gibi sorular üzerinde etraflıca düşünmek ve tartışmak gerekiyor. Küresel yükseköğretim ekonomisinden alınan payı artırmak, ülke kalkınması için ihtiyaç duyulan beşeri sermayenin güçlendirilmesine katkıda bulunmak ve geleceğin liderlerini yetiştirerek Türkiye’nin siyasi ve diplomatik etki alanını genişletmek için bütün paydaşların katıldığı bir müzakereyi gecikmeden başlatmak yerinde olacaktır.

[1] Rachul Choudoha, Beyond $300 Billion: The Global Impact of International Students, A Report published by StudyPortals, 2019.

[2] https://opendoorsdata.org/data/international-students/

[3] https://www.state.gov/united-states-announced-as-leading-destination-for-international-students-annual-impact-to-u-s-economy-is-38-billion-and-335000-jobs/

[4] İktisat Öğrencilerinin Ekonomik Etkisi, 2017, https://www.universitiesuk.ac.uk/sites/default/files/field/downloads/2021-07/briefing-economic-impact-international-students.pdf

[5] Uluslararası yükseköğretim öğrencilerinin Birleşik Krallık'a maliyetleri ve faydaları. 2023, https://www.hepi.ac.uk/wp-content/uploads/2023/05/Full-Report-Benefits-and-costs-of-international-students.pdf

[6] M. Chowdhury, “Internationalisation of education and its effect on economic growth and development”, World Economy, 2022, vol 45, no 1, sh. 200 - 219.

[7] Tahminler, 2030 yılına kadar uluslararası kayıtlarda büyük bir büyüme öngörmektedir. https://monitor.icef.com/2022/02/forecast-projects-major-growth-in-international-enrolments-through-2030

[8] Dünya ülkelerinin dörtte birinden fazlasının başında İngiltere'de eğitim görmüş bir kişi, diğer dörtte birinin başında ise ABD'de eğitim görmüş bir kişi bulunuyor. https://www.hepi.ac.uk/2023/08/22/over-one-quarter-of-the-worlds-countries-are-headed-by-someone-educated-in-the-uk-and-another-quarter-are-headed-by-someone-educated-in-the-us-hepi-2023-soft-power-index/

[Prof. Dr. Talip Küçükcan, Türkiye Cumhuriyeti Cakarta Büyükelçisidir.]

 




Kaynak: Anadolu Ajansı



YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
YUKARI